Adana Arı Yetiştiricileri Birliği Başkan Vekili Şükrü Gedik, AA muhabirine, kentin arıcılıkta önde gelen iller arasında yer aldığını söyledi.

Adana'da birliklerine kayıtlı 212'si kadın 2 bin 334 üye bulunduğunu dile getiren Gedik, geçen yıl yaklaşık 500 bin kovanda 14 bin tonun üzerinde bal üretimi yapıldığını belirtti.

Gedik, arıcılığın diğer tarımsal faaliyetlere göre daha az sermayeyle daha kısa sürede kazanç sağlaması ve kırsalda istihdama katkısıyla büyük önem taşıdığını ifade etti.

Yüksek enflasyon dünya genelinde önemli bir mücadele alanı oluyor Yüksek enflasyon dünya genelinde önemli bir mücadele alanı oluyor

Doğayla iç içe yapılan arıcılığın, hava sıcaklığı, bitki örtüsü gibi şartlardan çok fazla etkilendiğini belirten Gedik, tarımsal ilaçların da bal verimini düşürdüğünü söyledi.

Adana'da yerleşik arıcıların ve gezgin olarak başka illere giden arıcıların geçen yıl kuraklık nedeniyle sorun yaşadığını dile getiren Gedik, "Arıcılarımız kuraklıktan dolayı hem burada hem de gittikleri yerlerde çiçeklerin az olması nedeniyle yeterli bal alamamışlardır. Aslında ulaşım masraflarını bile karşılayamayacak duruma gelmiştir." diye konuştu.

"Arıların direnci düşüyor"

Kış mevsiminde hava sıcaklığının aniden yükselmesiyle arıların doğaya erken çıktığını belirten Gedik, şöyle devam etti:

"Kışın hava sıcaklığı 14 derecenin altına düştüğü zamanlarda arılar kovanların içinde çıtaların ortasında bir 'kış salkımı' oluştururlar. Bu salkımın ortasında da sıcaklık 35 derecedir. Orada ısıtma görevi gören arılar vardır. Kanat kaslarını titreştirerek bu ısıyı sağlarlar. Fakat havanın biraz ısındığını görünce bu sefer hem yavrulamak hem de polen getirmek için dışarı çıkmaya başlıyorlar. Aniden soğuyan havayla da geri dönemiyorlar. Bir de yavrularını da ısıtamadıklarından çeşitli hastalıklara yol açıyor. İklim değişikliğinden dolayı arıların direnci düşüyor, strese giriyor, böylece de bal üretimi azalıyor. Az olan bal da kalitesiz hale geliyor."

Gedik, tarımsal faaliyetlerde kullanılan zirai ilaçların da arıcılığı olumsuz etkilediğini ifade etti.

Zirai ilaçlardan kaynaklı arı ölümleri yaşandığını söyleyen Gedik, "Yapılması gereken ya zararsız pestisit kullanılması ya da bu ilaçlamaların özellikle gün batımından sonra yapılması ki arılar akşam kovanlarına dönerler. Bu ilaçlamaların ondan sonra yapılması gerekir." dedi.

"Bal oranımız yarı yarıya düştü"

Gezgin arıcı Abdullah Erdoğan da yağmurun az olduğu dönemlerde üretimlerinin de düştüğünü söyledi.

Geçen yıl Kayseri'de ve Konya'da kuraklık nedeniyle verimin azaldığını dile getiren Erdoğan, "Bal oranımız yarı yarıya düştü. Diyarbakır'a gidenlerin hepsi zarar etti. Yağmur az yağdığı için otlar çabuk kurudu. Arıcılar, hiç bal alamadan Muş'a göçmek zorunda kaldı." diye konuştu.

Tarım ilaçlarının da arıları olumsuz etkilediğini belirten Erdoğan, şunları kaydetti:

"Arılar hem ilaçlama yapılan bahçede ölüyor hem oradan zehri alıp getirdiği kovanda ölüme neden oluyor. İlaçlamanın saat 17.00-18.00'den sonra yapılması bizim için daha iyi olur. Arı, bahçede ilaç sıkılırken yakalanırsa çok zarar görüyor. İlaçlama akşam yapılırsa arı ertesi gün o bahçeye girmez. Etkilense bile çok az etkilenir."

Adana'da yerleşik arıcılık yapan Mehmet Ataş da Çukurova'da tarım ilaçları nedeniyle büyük sıkıntı çektiklerini söyledi.

Kaynak: AA