Haber / SEZGİN ÜZEN

Kovid-19 pandemisi ile birlikte ağız ve diş sağlığı tedavileri ile bu alandaki hastanelerde acil işlemler dışındaki hizmetler yeterli düzeyde verilemedi. Kamuda çalışan binlerce diş hekimi ve sağlık teknikeri filyasyon ekiplerinde görevlendirildi. Vatandaşlar, uzun süre boyunca ağız ve diş sağlığı hizmetlerine yeterince ulaşamadı. Bu süreçte özel kliniklere veya özel hastanelere yönelmek zorunda kalan vatandaşlar, yüksek tedavi masrafları ile karşılaştı. Düzenli diş tedavisi görmesi gerekenlerin önemli bir bölümü, pandemi sürecinde bu hizmetlere ulaşamadı. Artan hayat pahalılığı, genel belirsizlik ve sürekli korku hali vatandaşları halihazırda zorlarken, bunun üzerine ihtiyaçları olan tedavilere erişememeleri, bir darbe daha vurdu.

İzmir’in Karşıyaka ilçesinde yaşayan ve diş sağlığı ile ilgili yaşadığı sorun yüzünden bir kamu hastanesine başvurduğunu anlatan Hale Karakoç, pandemi nedeniyle tedavisini sürdüremediğini ve özel klinikte ücret ödeyerek hizmet almak zorunda kaldığını söyledi.

Kamu hastanesinde tedavi olamaması nedeniyle özel diş sağlığı kliniğine gitmek zorunda kaldığını belirten Karakoç, ‘Bu süreçte benim yakınlarım da başta olmak üzere birçok hasta kamu hastanelerinde tedavi göremediğinden özel diş sağlığı kliniklerine yönlendirildi. Tedavimin aciliyeti nedeniyle bütçemi ayarlayıp özel klinikte işlemimi gerçekleştirdim. Özel kliniklerde artan yoğunluk nedeniyle muayene ve tedavi ücretleri de artmış durumda” dedi.

HASTA DA HEKİM DE RİSK ALTINDA

Ağız ve diş sağlığı alanında 10 yıldır özel sektörde görev yapan Hale Nur Kaşıkçı Hacarlıoğlu, pandemi döneminde özel sektörün ve bu sektörde çalışanların karşılaştıkları zorlukları anlattı. Hacarlıoğlu, “Pandemi dönemi herkes için çeşitli açılardan oldukça zor bir dönem oldu, olmaya da devam ediyor. Kimisi işyerini kapatmak zorunda kaldı, kimisi işinden ayrılmak zorunda kaldı. Hastalıktan kendimizi nasıl koruyacağımızı ya da hastaları nasıl koruyacağımızı hızlı bir şekilde öğrenip, adapte olmak zorundaydık” dedi. Tedavilerin uygulanabildiği özel klinik ve hastanelerde fazla çalışmadan kaynaklı yorgunluğa da değinen Hacarlıoğlu, “Hastalığın en yoğun olduğu 2020 bahar aylarında birçok meslektaşımız iş yerlerini kapatıp mola vermek zorunda kaldı. Bizim için en büyük zorluk hastanın maskesini çıkarıp, hastaya 30-40 santim uzakta çalışmaktı. Hem kendimizi hem hastalarımızı korumak adına katı kurallar koyup, sadece acil olan diş tedavilerini kabul ettik. Rutin ortodontik kontrollere, estetik işlemlere ve acil olmayan diğer diş tedavilerine ara vermek zorunda kaldık. Tabii hastalar da tedirgindi. Çünkü diş hekimliği, bulaşma riskinin en fazla olduğu iş alanlarından biri” diye konuştu.

MAĞDUR OLDULAR

Devam edemeyen tedavilere ve bunun sonuçlarına da değinen Hacarlıoğlu şunları söyledi:

“Ağız ve diş sağlığı merkezleri ve üniversite hastaneleri bu dönemde acil tedaviler dışında diğer tedavileri uygulayamadı. Mesela dişleri çekilmiş, protezi hazırlanmış hastalar uzunca bir süre mağdur oldu. Ortodontik tedavi gören hastalar da aynı şekilde hizmet alamadılar. Devlet bünyesindeki merkezlerde çalışan hekim arkadaşlarımız, aktif diş hekimliğini bırakıp filyasyona gitmek zorunda kaldılar. Bu süreç hem hastalar hem de hekimler için zor geçti. Hasta hekim bulamadı, hekimler ise kendi alanları dışındaki hastalarla meşgul olmak zorunda kaldı.”

Normalleşmeye geçiş biraz zaman alacak

Pandemi sürecinde diş tedavilerinin öncesindeki durumuna dönüşünün henüz kolay olmadığını anlatan Hacarlıoğlu, “Peki biz pandemi sürecini nasıl aşacağız? Aşılanarak. Toplumun büyük bir kesimi aşılanırsa, bulaşı olsa bile daha kolay atlatılacağı, ölüm riskinin azaldığını uluslararası birçok raporda kanıtlandı. Tekrar kapanma olmadan hem hastalar hem de hekimler için bu dönem daha rahat atlatılabilir. Hastalığı bir anda yok edemeyiz ama aşılanırsak, önümüzdeki dönemlerde yavaş yavaş gerçek normalleşmeye başlayabiliriz” diye konuştu.