MERT YASİN ALPDÜNDAR- İzmir’de ilk ve tek köy tiyatrosu, kütüphanesi ve oyuncak müzesi ile Türkiye’nin en modern ve çağdaş köyü olarak bilinen, köyün nüfusunun neredeyse tamamını Tahtacı Alevileri’nin oluşturduğu Bademler Köyü’nde yaşanan olay büyük bir tepkiye yol açtı. ÇEDES projesi kapsamında İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile İzmir İl Müftülüğü arasında imzalanan protokolle kentte bulunan 842 okula ‘manevi danışman’ adı altında imam, müezzin ve vaiz gibi din görevlileri atandı. Din görevlisi atanan okullar arasında Bademler İlkokulu ve Bademler Ortaokulu da yer aldı. İçerisinde Camii bulunmayan köye yapılan din görevlisi ataması, köy halkı tarafından kültürlerine, adetlerine ve inançlarına bir saldırı olarak değerlendirildi. Aralarından, Türkiye’de kooperatifçilik ve köy kalkınması çalışmaların efsane isimlerinden, 1974 CHP Hükümeti’nin Gümrük ve Tekel Bakanı Mahmut Türkmenoğlu gibi isimlerin çıktığı Bademler Köyü sakinleri, Bademler İlkokul ve Ortaokulu’na imam atanmasına karşı Bademler Köyü Meydanı’nda yarın eylem yapacak.
‘LAİK VE BİLİMSEL EĞİTİME AYKIRI’
Manevi danışman olarak okullara din görevlilerinin atanmasına karşı olduklarının altını çizen Eğitim Sen İzmir 6 No’lu Şube Başkanı Bülent Karakaş, “Biz gerek ÇEDES ve gerekse manevi danışmanlık çatısı altında yapılanlara, laik ve bilimsel eğitime aykırı olduğu için karşıyız. Türkiye’de Alevi inancına ve diğer inançlara mensup olan insanlar var.Eğitim Sen olarak bu uygulamanın doğru olmadığını düşünüyoruz. Ayrıca biz derslerimizde zaten değerlerimizi anlatıyoruz. Saygı, hoşgörü, sevgi, eşitlik, inanç özgürlüğü gibi değerlerimizi anlatıyoruz. Bu değerlerin başka yollardan öğrencilere dikte edilmesi doğru değil.” ifadelerini kullandı.
PDR ve DKAB öğretmenleri tarafından sunulan hizmetlere paralel bir uygulama olduğunu belirten Karakaş, “Uygulama, Anayasaya, laiklik ilkesine ve MEB mevzuatına aykırı. Okullarda okul iklimini olumsuz etkileyeceği, pedagojik formasyonu olmayan kişilerin öğrencilerle kuracağı iletişimde öğrencilerin sosyal ve psikolojik gelişimlerinde karmaşaya neden olacağı ve veliler arasında kutuplaşmayı artıracağı için karşıyız. Biz Eğitim Sen olarak laik ve bilimsel eğitim ilkelerinden vazgeçmiyoruz ve bu uygulamayı kabul etmiyoruz.” diye söyledi.
‘AMAÇ TEK TİP İNANÇ ÇATISI ALTINDA BİRLEŞTİRMEK’
Bademler Köyü gibi alevi köyüne manevi danışman atanmasını değerlendiren Bülent Karakaş, “Amaç tek tipleştirmek. Ancak, Anadolu halkları birçok inanca sahip. Bunların tek tip inanç çatısı altında birleştirmek doğru değil. Sadece Bademler Köyü değil diğer farklı inançlara ve kültürlere sahip bölgelerde böylesine atamaların yapılması doğru değil. Bizim görüşümüz belli.Laik ve bilimsel eğitimi savunuyoruz. Ve savunmaya devam edeceğiz. Bütün İzmir’de buna karşı tepki oluşmuş durumda.Bu protokolün iptali için tüm STK’lar ve inanç dernekleriyle birlikte hareket ediyoruz.” dedi.
‘HALK VE VELİLER OLARAK BUNA KARŞIYIZ’
Bademler Köyü Muhtarı Kudret Kublay ise, “Böyle bir şeye neden gerek duyuldu bilmiyoruz. Biz istemiyoruz. Doğru bir şey değil. Türkiye’deki eğitim sistemi yıllardır kötüleşiyor. Öğretmenler atama beklerken neden imam atanıyor onu da anlamış değiliz. Eğitim-İŞ protokolün iptali için valiliğe gerekli yazıları yazdı. Sonuca göre de dava açacak zaten. Biz halk olarak da veliler olarak da bunun karşısındayız.” diye söyledi.
“KONU SADECE BADEMLER İLE ALAKALI DEĞİL”
Eylem sonrası provokasyon riski hakkında da uyarı da bulunan Kublay, “Pazar günü yapılacak eylem provoke edilebilir. ‘Bunlar dinsiz. İmam istemiyorlar’ da diyebilirler. Bu yanlış. Biz bu tür provokasyonların da olmasını istemiyoruz. Herkes inancını kendi içerisinde yaşamalı ve bu hiçbir zaman göz önüne çıkmamalı. Tepkimizi koyacağız ama sadece Bademlerle alakalı değil tüm Türkiye ile ilgili bir konudur. Bizim maksatımız Türkiye’ye bunun yanlış olduğunu göstermek için öncü olmaktır.” diye ifade etti.
‘ANAYASA’YA AYKIRI’
”Bu konu sadece Bademlerle alakalı değil tüm Türkiye ile alakalı bir konu” diyerek sözlerine devam eden Kudret Kublay, “Bir öğrencinin pedogojik formasyon almış öğretmenlerin temas kurması gerekiyor. Bu süreçte imamın hiç bir rolü olamaz. Bu Türkiye’yi ilgilendiren bir eğitim sistemi sorunudur. Eğitim bilimden giderek uzaklaşıyor. Ayrıca bu Türkiye Anayasası’na aykırı bir durum. Türkiye laik bir ülke ve bu anayasaya aykırı bir durum.” dedi.
‘YAŞAM TARZIMIZI ETKİLEYECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUZ’
Bademler Ortaokulu Okul Aile Birliği üyesi Sema Yılmaz ise bu tür olayların yaşam tarzlarını etkileyeceğini düşündüklerinin altını çizerken “Manevi bir danışmana ihtiyacımız olmadığını ve laik bir eğitim olmasını istiyoruz. Köy sakinleri ve okul aile birliği olarak bunun sadece Bademler’de değil tüm Türkiye’de olmaması gerektiğini düşünüyoruz. Buna karşı da pazar günü köy meydanın da eylem yapacağız. Biz aleviler ve sünniler olarak bir arada yaşıyoruz. Bu tarz olayların yaşam tarzımızı etkileyeceğini düşünüyoruz” diye belirtti.
‘KÜLTÜR, İNANÇ VE ADETLERİMİZE SALDIRI’
Bademler Köyü sakini Gazeteci Seyfettin Şen Bademler İlkokul ve Ortaokulu’na imam atanmasının inanç, kültür ve adetlerine bir saldırı olarak gördüklerini söylerken, “Böyle bir projeyle köye imam gönderecekler. Köylü bunu istemiyor. Bunun için de Pazar günü köy meydanında buna karşı bir eylem gerçekleşecek. Bu köyde ne Cami, ne Cemevi ne de Kilise var. Camisi bile olmayan bir köye imam gönderiliyor. Bu biraz saldırı gibi oluyor. Bademler Ortaokulu’nu köylüler kendi yapmıştı. Zorunlu din derslerinde buradaki çocuklara sünni eğitimi vermeye çalışıyorlar ama imam atanması köyün kültürüne, inancına ve adetlerine saldırı olarak nitelendiriyoruz.” diye konuştu.
‘BADEMLER’E ATANMASI AYRI BİR GARİPLİK’
Bademler Köyü’nün Türkiye’de ilklerin köyü olduğunu sözlerine ekleyen Şen, “Burası 1933’ten beridir Türkiye’de ilk ve tek köy tiyatrosu bulunan bir köy. Bütün aktiviteleri sol değerler üzerine olan bir köydür. Burada böyle bir yapı var. Bu yaşanılan buraya bir saldırıdır. Bu değerlerimizi redediyorlar. Buraya bir kere bile Milli Eğitim Müdürü gelmedi. Ama imam atanıyor. Bu atamalar 842 okula yapılıyor ama Bademler’e atanması ayrı bir gariplik.” dedi.