Güzelbahçe Kültür, Çevre Ve Güzelleştirme Derneği YK Başkanı Dr. Tuğrul ŞAHBAZ

18 Mayıs 2022 tarihinde yayınlanan 5591 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı (1) ile 17 ilde Maliye Hazinesi, Elektrik Üretim A.Ş.(EÜAŞ) ve Türkiye Elektrik İletişim A.Ş.TEİAŞ) ın sahibi olduğu 243 adet taşınmazın özelleştirme kapsamı ve programına alınmasına karar verildiğini öğrendik.
31 Aralık 2025 tarihine dek satış, kiralama, gelir ortaklığı modeli ve işin gereğine uygun sair hukuki tasarruflar, mülkiyetin gayri ayni hakların tesisi veya işletme hakkının verilmesi yöntemlerinden biri ya da birkaçının birlikte uygulanarak bu taşınmazların özelleştirilmesi tamamlanacak.
Kararda listesi verilen taşınmazların 200 kadarı Gaziantep, Kayseri, İstanbul, Muğla, Ankara ve İzmir sınırları içinde. Anlaşılan o ki, bu illerdeki taşınmazların özelleştirilmesi ile elde edilecek gelire ülkemizin çok acil ihtiyacı var. Tarımsal ve sanayi üretiminden giderek kopan ülke ekonomisini inşaat sektörüyle ayakta tutmayı hedefleyen iktidarın, bu özelleştirmeleri yaparken söz konusu alanların kullanımında halkın ihtiyaçlarını öncelemesi beklenebilir mi? Söz konusu alanlara sermaye yatıracak yerli / yabancı sermaye gruplarının  öncelikleri yatıracakları paranın en kısa zamanda kendilerine geri dönüşü olacaktır. 2002 yılında yerel yönetimleri güçlendireceğini parti programına koyarak halkın desteğini alan iktidarın, geçen 20 yıl içinde nasıl merkezileşmiş bir yönetime dönüştüğünü hep birlikte yaşıyoruz. Yerel yönetimlerin halkın sağlık, spor, eğitim ve yeşil alan gibi ihtiyaçlarını dikkate alarak 1/5000 ve 1/1000 ölçekli imar planlarını yapması hem görevi, hem de sorumluluğudur. Cumhurbaşkanlığı Kararı kapsamında özelleştirilecek olan Güzelbahçe ilçemizdeki 6 adet taşınmaz etrafında lüks villaların bulunduğu Kahramandere mahallesinde yer alıyor. Bu alanları kullanma hakkını şu ya da bu şekilde  alacak olanların yüksek rant elde edeceği gayet açık. Yani merkezi iktidar, bu taşınmazları seçerken hedeflediği maddi karşılığı alacaktır.

Yerel yönetimlerin elindeki imarla ilgili yetkileri kullanırken halkın beklenti ve ihtiyaçlarını dikkate alması şarttır. Belediyelerin imar planlarını hazırlarken, orada yaşayan tüm insanların ortak aklına ihtiyacı vardır. Mevcut arazilerin sahiplerinin kimler olduğu kadar, o ilçedeki alanları kullanacak olan tüm vatandaşların da bu kararların alınmasında söz sahibi olması için belediye meclisinin ve belediye başkanının iyi işleyen mekanizmalar kurması gerekir. Kentlerin ne yönde gelişeceği konusunda halkın katılımıyla ortaya konacak bir vizyon, buna aykırı tüm uygulamalara karşı en büyük güvencedir. Yukarıda sözünü ettiğimiz kararlara karşı en büyük güvence, yerel iktidarla halkın elele vermesi ve konunun uzmanı şehir plancıları, mimarlar ve çevre mühendislerinin meslek odalarının yol göstericiliğinde hukuki ve toplumsal mücadele vermesi olacaktır. Eğer bu mücadele birlikte verilmezse, önümüzdeki dönemde yeni özelleştirmelerle, yerel yönetimlerin elinin kolunun bağlanacağı ve hepimizin sadece izleyici olacağı bir süreç yaşanır. 

Söz konusu 17 il Adana, Afyonkarahisar, Ankara, Antalya, Aydın, Balıkesir, Bursa, Çanakkale, Diyarbakır, Gaziantep, istanbul, İzmir, Kayseri, Kocaeli, Konya, Malatya ve Muğla. Taşınmazların 61’i Gaziantep, 43’ü Kayseri, 43’ü İstanbul, 23’ü Muğla, 15’i Ankara, 14’ü İzmir’de.
İzmir’deki 14 taşınmazın 2’si Bornova, 6‘sı Çeşme ve 6’sı da Güzelbahçe’de.