İzQ İnovasyon Merkezi’nde düzenlenen EGİAD Gelecek İçin Sürdürülebilirlik Zirvesi’ne İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay, İZTO Başkanı Mahmut Özgener, Ege İhracatçı Birlikleri Başkanı Jak Eskinazi, BASİFED Başkanı Mehmet Ali Kasalı, İZSİAD Başkanı Hasan Küçükkurt, Ege Ekonomiyi Geliştirme Vakfı (EGEV) Başkanı Mehmet Ali Susam,  İTB Meclis Başkanı Ömer Gökhan Tuncer katıldı. 

9 Eylül Gazetesi’nin medya sponsoru olduğu Zirve’de Türkiye Raporu Direktörü Can Selçuki, İzmir Girişimcilik Endeksi Raporu’nun sonuçlarını açıkladı. Kent genelinde bin kişiyle yaptıkları anket sonucunda bir iş kurmayı planlamayanlarının oranını yüzde 67’yi bulduğunu söyledi. İzmirlilerin geleceğe karamsar baktığını da vurgulayan Selçuki, “Önümüzdeki üç ay içerisinde İzmir’de iş kurmak için iyi fırsatlar olacak diye sorduğumuzda katılımcıların yüzde 67’si buna olumsuz görüş bildirdi. Katılımcıların yüzde 68.3’i ise sürdürülebilirlik ve yeşil dönüşüm temalarının yeni fırsatların ortaya çıkaracağına inanıyor. Dedi. Selçuki, “Yine ankete katılanların yüzde 70’i internetin önemli bir girişim olanağı sunduğunu belirtirken yüzde 41’lik bir oran da mobil uygulamaları seçti. Girişimcilerin ve kendi işini kurmak isteyenler özellikle yeme, içme, eğlence sektörü ile tarım sektöre yönelmeyi planlıyor” diye konuştu. İşini kurmayı planlayanların yüzde 57’sinin finansmana erişimde çok zorlandığını kaydeden Selçuki bu kişilerin sermaye kaynağı olarak ailesini ve tanıdıklarını gördüğünü açıkladı. 

‘YOL HARİTASI HAZIR’
Açılışta konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ise göreve geldiği günden bu yana kent yönetimde sürdürülebilir bir kent politikasını temel aldıklarını belirtti. Belediyenin stratejileri ile derinleşen yoksulluğa, karamsarlığa rağmen refahı artırmak ve adil bir şekilde bölüşmek için yol haritası ortaya koyduklarını söyleyen Soyer, “Şehrimiz dünyanın ilk Citta Slow Metropolü ilan edildi. İzmir’in şehirleşme biçimi ve hedeflerinde köklü bir revizyon anlamına gelen Citta Slow Metropol, geleceğin şehirlerinin de tarifi” dedi.
 
‘KİLOMETRE TAŞI OLACAK’
Geçtiğimiz hafta ev sahipliğini yaptıkları Avrupa - Akdeniz Bölgesel ve Yerel Meclisi (Arlem) toplantısına dikkat çeken Soyer, EGİAD’ın sürdürülebilirlik ve gelecek konularına odaklanan zirvesiyle, gençlerimizin bu ülkeden umudunu kesmemesi ve umutlarına kol kanat germek için bir adım öne çıktığını söyledi. Soyer, “Geleceğin Türkiye'sini inşa etmek için elimizi taşın altına koyuyoruz. Eminim ki yaptığımız ve yapacağımız işler, kentimiz, ülkemiz ve dünyamızın geleceğini belirleyecek kilometre taşları olacak” diye konuştu. 

‘YER ALMAK İSTEMEYİZ’
Zirve’nin ev sahibi EGİAD Başkanı A. Avni Yelkenbiçer ise firmaların artık daha hızlı şekilde daha fazla kitlelere ulaşmak zorunda olduğunu fakat  sürat yaparken dengeyi bozmamak için de dikkatli olunması gerektiğini vurguladı. Bunun da ‘Sürdürülebilirlik’ ile mümkün olduğunu kaydeden Yelkenbiçer, üyelerine ve paydaşlarına bir amaç sunmayan kuruluşların ayakta kalamayacağını belirtti. Yelkenbiçer, “Neye hizmet ettiği konusunda bizi ikna edemeyen, doğruyu savunduğu ve uyguladığı konusunda bize güven vermeyen, liderlik mekanizmalarıyla bize ilham verip insani yönümüzü harekete geçirmeyen organizasyonlarda yer almak istemiyoruz. Bir fabrikanın üretim yapabilmek için nasıl makinalara ihtiyacı varsa, kuruluşlarımızın da sürdürülebilir olmak için kalplerimize, yüreklerimize ihtiyacı var . Sürdürülebilirlik tam bu noktada başlıyor çünkü her şey hayatımızla ne yapmak istediğimize bağlı” ifadelerini kullandı. 

HALA GENEL VE GEÇERLİ
İklim kriziyle yok olmamak için yeşil dönüşüme, büyüyen nüfusu besleyip hayatta kalabilmek, kaynaklarımızı verimli kullanabilmek için dijital dönüşüme ihtiyaç olduğuna dikkat çeken Yelkenbiçer şöyle konuştu: “Bunları mümkün kılacak asıl unsur toplumsal dönüşümdür. İşte bu noktada da biz Türk toplumu olarak büyük bir rekabet avantajına sahibiz. Dünya tarihinin gördüğü en büyük dönüşümlerden birini başaralı daha 100 yıl olmadı! Ve ne mutlu ki bu dönüşüm için gerekli olan vizyon “kültürümüzü çağdaş uygarlık seviyesinin üstüne çıkarmak” bize hâlâ yön gösteriyor.”

BEŞ BECERİ 
İzmir Ticaret Odası (İZTO) Başkanı Mahmut Özgener ise iş dünyası ve ekonominin gündemindeki ‘Sürdürülebilirlik’ kavramının bu kavramın çevreden sosyal hayata kadar uzanan geniş bir alandaki faaliyetlere yön verdiğin açıkladı. Kurumların güçlenmesine herkesin kendi işletmesinden başlayabileceğini kaydeden Özgener, “İşletmelerimiz açısından sürdürülebilirlik; yeşil dönüşüm, çevre politikaları, beşeri sermaye ve sosyal politikalar başta olmak üzere çok yönlü bir yönetim becerisi gerektiriyor. Önümüzdeki dönem; tarım, enerji ve sanayide, yeşil ve dijital dönüşümü sağlayabilen ülkelerin önde olacağı çok net. Bunun için nitelikli insan kaynağı ile bilim ve teknolojinin etkin şekilde kullanımını sağlamamız gerekiyor” ifadelerini kullandı. 

‘BÜYÜKLER YAPIYOR’
Ülkemizde ve İzmir’de büyük ölçekli, uluslararası sermayeye sahip firmaların sürdürülebilirlik çalışmaları yaptığını söyleyen Özgener, “Firmaların da ilgili departmanlarını açarak, bu alanda ciddi yatırımlar gerçekleştiriyorlar. Ancak ne yazık ki, KOBİ ölçeğindeki firmalarımızın süreci takip etmekte zorlandığını gözlemliyoruz. Firmalarımızın yeşil dönüşümü benimsemeleri ticari hayatlarının sürdürülebilirliği açısından kaçınılmaz olacak” dedi. 

DÖNÜŞÜME ‘OFİS’ GELİYOR
Oda olarak önümüzdeki dönemdeki öncelikli projelerinden birinin Oda ve Borsa bünyesinde Dijital Dönüşüm Ofisi kurmak olduğunu söyleyen Özgener, “Dijital Dönüşüm Ofisimiz ile İzmirli firmaların dijital dönüşümlerini desteklemek, dijital olgunluk seviyelerini belirlemek, İzmir’in dijital dönüşüm profilini ortaya çıkarmak, bilgilendirici danışmanlık, eğitim ve etkinlikler düzenlemek konusunda çalışmalar yapacağız” diye konuştu.

‘TEK BAŞINA YETMEZ’
Bir başka önemli konunun ise; şirketlerin performans değerlendirmesinine yönelik olduğunu belirten Özgener, “Sadece finansal performanslarına göre değerlendirme yapmanın artık yeterli olmayacağı; lojistik, pazarlama, insan kaynakları gibi üretimi veya ticareti meydana getiren tüm süreçlerin toplu bir şekilde ele alınarak değerlendirme yapılması söz konusu. Firmalarımız için kâr maksimizasyonu elbette önemli ama tek başına yeterli değil. Böyle bir dönemde işletme çıkarlarının sosyal çıkarlar ile “kazan-kazan” ilişkisi kurması bekleniyor. Çevresindeki gelişmelerden haberdar olmayan, müşterilerin geri dönüşlerini karşılamaktan uzak firmaların çevresel riskleri dikkate almadan yalnızca kendi işlerine odaklanması ile yurtiçinde ve yurtdışında rekabet etmesi mümkün olmayacak” dedi.

7 PROJEYLE DESTEK
4.5 yıldır Oda, Borsa ve Birliklerin yanı sıra kentteki STK’lar ile sürdürülebilir projeler üretme konusunda yoğunlaştıklarına dikkat çeken Özgener, “Geniş müzakereler doğrultusunda önceliklerimizi belirledik ve şimdi 5 seneye yaklaşan bu projelerimizde küçük revizelerle büyük yol aldık. Bugün zirveyi gerçekleştirdiğimiz İzQ İnovasyon ve Girişimcilik Merkezi, Dikili Tarım OSB, Bayındır Tarım OSB ve Kınık Tarım OSB ile sürdürülebilir bir üretim sürecini hedefliyoruz. Kemalpaşa Lojistik Merkezi Projesi ile lojistik sektöründe entegrasyon ve operasyonel verimliliğin artırılmasını; Torbalı Mobilya İhtisas ve Karma Organize Sanayi Bölgesi ve model fabrika projelerimizle sanayi sektörlerinde teknoloji üretebilen bir seviyeye ulaşılmasını hedefleyerek sürdürülebilirliğe katkı koyuyoruz” ifadelerini kullandı.