Türkiye'de aktif 3 bin 868 rüzgar türbiniyle elektrik üretimine katkı sağlanırken, yaklaşık 8 bin parçadan oluşan ve kanat uzunlukları 80 metreyi bulan rüzgar türbinlerinin lojistiği için gemiler, ağır tonajlı tırlar, vinçler, özel taşıma ve montaj ekipmanları kullanılıyor.

İklim değişikliğiyle mücadele ve cari açığın azaltılmasında önemli rol oynayan yenilenebilir enerji kaynakları arasında hidroelektrikten sonra en yüksek kapasiteyi 10 bin 585 megavatla rüzgar enerjisi oluşturuyor.

Yılın ilk yarısında elektrik üretiminin yüzde 9,22'sini aktif olarak işletmede bulunan 270 rüzgar enerjisi santrali karşıladı.

Avrupa Birliği ülkelerinde yüzde 25 olan rüzgar enerjisi santrallerinin kapasite faktörü Türkiye'de yüzde 35 seviyesinde bulunuyor.

Türkiye, rüzgar enerjisinde kapasite artışıyla eş zamanlı olarak sanayisini de geliştirdi. Yeni rüzgar türbini teknolojileriyle Türkiye'nin rüzgar enerjisi potansiyelinin 100 bin megavatı aştığı hesaplanıyor.

Rüzgar enerjisi ekipmanı üretiminde geçen yıl Avrupa'da 5. sırada bulunan Türkiye'den 6 kıtada 45 ülkeye rüzgar enerjisi ekipmanı ihraç ediliyor.

Türkiye'de aktif olarak faaliyet gösteren 3 bin 868 rüzgar türbiniyle elektrik üretimine katkı sağlanırken, yaklaşık 8 bin parçadan oluşan ve kanat uzunlukları 80 metreyi bulan rüzgar türbinlerinde kule, kanat ve nasellerin lojistiği için gemiler, ağır tonajlı tırlar, vinçler, özel taşıma ve montaj ekipmanları kullanılıyor.

10 yıl önce 2 megavat seviyesinde olan türbin kapasitesi, mevcut durumda özellikle deniz üstü (offshore) rüzgar enerjisi santrallerinde 12 megavata kadar çıkabiliyor.

Bugün 5-6 megavat seviyesinde jeneratörler 80 metre uzunluğundaki kanatları taşıyor ve bunlar yaklaşık 160 metre yüksekliğinde kulelere monte ediliyor. 10 yıl önce kanat uzunlukları 40 metre, kule yükseklikleri ise 80 metre civarındaydı.

Rüzgar enerjisinin dahil olduğu sanayi, inşaat, işletme, bakım ve onarım alanlarında 20 binden fazla kişi istihdam ediliyor.

Türbinlerin elektrik üretimine başlaması için 2 ila 3 yıl gerekiyor.

"Rüzgar ekipmanlarının lojistiği iyi bir planlama gerektiriyor"

Türkiye genelinde 720 megavat rüzgar enerjisi kurulu gücüyle lider konumda bulunan Borusan EnBW Enerji'nin Operasyonlar Genel Müdür Yardımcısı Tuna Güven, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de lojistik sanayisinin geliştiğini, rüzgar enerjisinde yer alan ekipmanlarla cihazların nakliye ve montajının lojistik firmaları tarafından yapıldığını anlattı.

Rüzgar türbinine ait kanatların limandan başlayarak rüzgar santralinin yapılacağı alana kadar taşındığını aktaran Güven, şöyle konuştu:

"Rüzgar santralleri, doğası gereği yüksek bölgelerde ve ormanlık alanlarda yer aldığı için rüzgar ekipmanlarının taşınması ve lojistiği için çok iyi bir planlama gerekiyor. Çünkü bu sürecin başlangıç noktasında başlayıp hiç durmadan santralde sona ermesi gerekiyor. Şehir içinden geçirilmesi gerektiğinde buna özel yol düzenlemeleri yapılıyor. Santraller yükseğe çıkarılırken orman içindeyse yine kanadın dönüşüne uygun yol düzenlemeleri yapılıyor. Bu kanatların indirilmesi, montajı özel ekipman ve uzman kadro gerektiren bir operasyon. Burada en önemli konulardan biri çevre hassasiyeti. Lojistiğin doğaya zarar vermeden yapılabilmesi ancak iyi bir planlama ve ön hazırlıkla mümkün."