Utku ÇELİK- Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Seyit Aslan, sendikalara gönderdiği bir yazıda, mesleki eğitim merkezleri (MESEM) kapsamında çalıştırılan ve iş cinayetlerinde hayatını kaybeden çocuklara dikkat çekti. Aslan, sendikaları, çocuk işçiliği ve iş cinayetlerine karşı ortak hareket etmeye ve somut adımlar atmaya çağırdı.
Endişe Verici Rakamlar
Birleşik Kamu-İş, Eğitim Bir-Sen, Eğitim-İş, Eğitim-Sen, Türk Eğitim-Sen, Hak-İş, Türk-İş, Memur-Sen, DİSK, KESK ve Kamu-Sen'e gönderilen çağrı metninde, iş cinayetlerine dikkat çekildi. Metinde, "Ülkemiz çalışma düzeni uzunca bir süredir sermaye sınıfı ve kapitalist patronlar bakımından dikensiz bir gül bahçesine dönüştürülmüş bulunuyor. Yasal düzenlemeler ve sınırlamaların hiçe sayıldığı, orman kanunlarının cari olduğu bu ortamda vahşice dönen sömürü çarkı; dişlileri arasında işçilerin canını, kanını, organlarını öğütmeye devam ediyor. İSİG verilerine göre 2023 yılında 1932, son 20 yılda ise 32 binden fazla işçi iş cinayetlerine kurban gitti." ifadelerine yer verildi.
İnsanlık Suçu
Aslan, siyasi iktidarın çocukların da bu sömürü çarkına dahil edildiğine dikkat çekti. "3308 Sayılı Mesleki Eğitim Kanunu ile 1.3 milyon öğrenci (çocuk) MESEM projesi kapsamında bedava iş gücü olarak iş verenlerin hizmetine koşulmuş durumdadır. Bu, staj veya mesleki eğitim edindirme adı altında gizlenmeye çalışılan ‘çocuk işçiliği sömürüsü’nden başkaca bir şey değildir." diyen Aslan, bu durumu 'çocuk işçiliği sömürüsü' olarak nitelendirdi. " Şu ana kadar en az 10 çocuğumuz yaşamlarının başında bu kanlı çarkın dişlileri arasında hayatlarından oldular. Ve tahmin edileceği gibi hepsi yoksul halk çocukları." şeklinde konuştu.
Ortak Hareket Şart
Aslan, sendikalara seslenerek, çocukların hayatlarının kâr hırsına kurban gitmesine karşı çıkılması gerektiğini vurguladı. "MESEM’e kayıtlı 1.3 milyon çocuğun yanına farklı zamanlarda ve sanayi sitelerinde kayıt dışı ortamlarda çalıştırılan 1 milyondan fazla çocuğu da eklediğimizde karşımıza ülkemizin aynı zamanda bile, isteye bir ‘çocuk işçiliği sömürü cenneti’ne de dönüştürülmüş olduğu gerçeği çıkmaktadır. Uluslararası sözleşmelerde de yer aldığı biçimiyle çocuk işçiliği bir insanlık suçudur. Ve bu bağlamda ülkemizdeki mevcut duruma bir an önce son verilmelidir. Bu durum karşısında sessiz kalmak suça ortak olmakla eş anlama gelmektedir" diyen Aslan, ''Çocuklarımızın hayatlarının henüz başındayken sermayenin doymak bilmez kar hırsı ve sömürüsüne kurban gitmeleri karşısında en başta her türlü sömürü, baskı, aşağılama ve yok saymaya karşı çıkan işçi sınıfı ve onun örgütleri olarak sendikalar ses yükseltmelidir. Siyasi partiler, sendikalar, sivil toplum örgütleri olarak farklı siyasal tercihlere veya farklı dünya görüşlerine sahip olabiliriz; fakat bu durum bir insanlık suçu olan ve giderek bir insanlık dramına dönüşen ‘çocuk işçiliği sömürüsü’ gibi bir gelişme karşısında ortak hareket etmemizin önünde bir engel oluşturmaz, oluşturmamalıdır. Demokratik haklar ve özgürlükler zemininde (ortak paydasında) yapılabilecek çok şey vardır. Birlikte yol yürüme umuduyla bu husustaki değerlendirme ve önerilerinizi mümkün olan en kısa zamanda bizlerle paylaşmanızı bekleriz'' ifadelerini kullandı.