Haber / Didar DEMİRCİ

İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, Alsancak Gündoğdu Meydanında toplanarak, 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla basın açıklaması düzenledi. Basın açıklaması öncesi Pragsis konser verdi. İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri adına basın açıklamasını okuyan Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, 1 Eylül Dünya Barış Günü’nün tarihine dikkat çekti. Sarı, “82 yıl sonra bizler 1 Eylül Dünya Barış Günü’nü selamlarken, emperyalist dünyanın güçleri halklara savaş ve zorbalığı dayatmayı sürdürüyor. Emperyalist ülkeler, iktidarını sürdürmek için savaşı bir yol olarak görenler, savaşların doğurduğu insanlık dramını görmezden gelmeye devam ediyor. Dünya ve bölge halkları, bir Dünya Barış Günü’ne daha savaşların kuşatmasında, barışa susamış olarak giriyor” dedi.

KAYBEDENLER: İŞÇİLER, KADINLAR VE ÇOCUKLAR

Savaş sonucu ülkelerini terk etmek zorunda kalan insanlara dikkat çekerek sözlerini sürdüren Sarı, “Suriye, Afganistan ve Libya başta olmak üzere, yaşanan güç ve iktidar savaşlarında en çok kaybedenler; işçiler, kadınlar ve çocuklar oldu. Savaş; silah sanayisi için kâr, halk için yoksulluk ve ölüm demektir” diye konuştu. Orta Doğu ülkelerindeki savaşlara dikkat çeken Sarı, “Halklara “ulusal çıkarlar” diye yutturulmak istenen savaş politikalarının işçi sınıfına ve ezilen halklara zerrece yararının olmadığının artık üstü örtülemiyor. Süren savaşlar, acı ve gözyaşı getirmekle kalmıyor, yaşamın her alanına sirayet ederek büyük ekonomik ve sosyal sorunlara da yol açıyor, devasa göçlere ve ekolojik yıkıma neden oluyor. Savaş, havalanmakta olan bir uçağın kanatlarına tutunarak kaçmaya çalışmak gibi acıtıcı, çaresiz ve ölümcül oluyor” sözlerini kaydetti.

SAVAŞ POLİTİKALARI KAYBEDECEK

Sarı, barışın önemine vurgu yaparak, “Tek adam yönetimi yapay kutuplaşmalarla ülkeyi gerilimlere sürüklerken Kürt sorununa ilişkin geleneksek inkâr çizgisini devam ettiriyor. Kayyum sistematiği ve kitlesel tutuklamalarla Kürt halkının iradesi yok sayılıyor. Taliban meşru görülürken 6 milyon insanın oy verdiği HDP terörist olarak hedefe konuyor. Siyasal cinayetler ve ırkçı saldırılar cumhur ittifakının kışkırtıcı kutuplaştırıcı politikaları ile desteklenirken halklar, tüm bu kışkırtmalarla ile savaşsız, çatışmasız bir ülkenin mümkün olmayacağına ikna edilmeye çalışılıyor. Oysaki Kürt sorununun kürtlerin kimliğiyle, diliyle, eşit hak ve özgürlükler temelinde çözülmesi demokrasi ve barışın bir arada yaşamanın teminatı olduğu her geçen gün daha çok anlaşılıyor. Savaş ve yıkım politikaları kaybediyor. Kaybetmeye devam edecek” şeklinde konuştu.

Sarı, AKP iktidarının Afganistan’da sürdürdüğü politikaya dikkat çekerek, “Mülteciler emperyalistlerin ve işbirlikçisi devletlerin masasında pazarlık ve şantaj konusu yapılamaz. Olası göçlerde sınırlar, zulümden kaçan halka kapatılmamalı, savaş suçluları ayıklanmalı, geçişlerde kayıt altına alınarak mültecilere iltica ve üçüncü bir ülkeye geçme hakkı tanınmalıdır. Taliban hiçbir surette tanınmamalıdır” dedi.

‘Yaşanır bir dünya’ talebini hatırlatan Sarı, “Savaşa karşı barış, ayrımcılığa karşı eşitlik, ırkçılığa karşı kardeşlik” sözleriyle konuşmalarını tamamladı.