Bazı Hristiyan geleneklerine göre, Meryem Ana'nın Efes'te yaşadığına inanılır. Bu inanca dayanak olarak Yuhanna İncil'indeki 19:26–27'deki pasajı gösterilir. Söz konusu pasaja göre, İsa, çarmıha gerildiğinde Meryem'i ve sevdiği havariyi yanında gördü ve annesine, 'İşte oğlun' dedi. Sonra öğrencisine, 'İşte annen' dedi. Daha sonra bu pasajda belirtildiği gibi, havari Meryem'i kendi evine aldı.
Efes geleneğine göre, İsa Meryem'i Havari Yahya'ya emanet ederken, Yahya ve Meryem çarmıha gerildikten sonra birlikte kaldılar. Hıristiyan inanışına göre, İncil'de bu pasajı bulunduran Yuhanna, Meryem'i ve Yahya'yı Efes'e götürdü. Bu inanç, Efes Piskoposu Polycrates'in 2. yüzyılda yazdığı mektuplarda da yer almaktadır. Ayrıca erken dönem kilise tarihçisi Eusebius, havarilerin Kudüs'te zulüm başladığında Akdeniz'e dağıldığını ve Yahya'nın Efes'e geldiğini belirtir.
Efes, stratejik konumu, limanı, çok kültürlü yapısı ve kolay ulaşılabilirliği nedeniyle Hristiyanlığın yayılması için önemli bir merkez haline geldi. Bu, Havari Yahya'nın Efes'e gelmesinin nedenlerinden biridir. Bugün Efes'in tarihi mirası içinde, Havari Yahya'nın gömüldüğüne inanılan Aziz Yuhanna Bazilikası da bulunmaktadır. Bu bazilika, 6. yüzyılda Bizans İmparatoru I. Justinianus tarafından yaptırılmıştır ve Efes'teki Artemis Tapınağı'nın kalıntılarına yakın bir konumdadır. İşte bu nedenlerle bazı Hristiyanlar, Meryem Ana'nın ve Havari Yahya'nın Efes'e gelip burada yaşadığına inanır.