Beko, madem büyüme var, o zaman engellilere neden iş vermiyorsunuz; yaklaşık 10 milyon engellimiz var.  620 Bin Sağlık emekçisi görev bekliyor, iş bekliyor. 95 ülkenin nüfusundan fazla işsizimiz var; 10 milyon yurttaşımız işsiz… TÜİK'e göre madem yılın ikinci çeyrek ayında yüzde 21,7 büyüme var, o zaman bu büyüme neden hiç halka yansımıyor? diye sordu.

AKP iktidarı gitmeden sosyo-ekonomik krizin sona ermeyeceğini vurgulayan CHP İzmir Milletvekili Kani Beko, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, "2021 yılının ikinci çeyreğinde güçlü büyüme görülecek" sözlerini de eleştirdi. Tek adam yönetiminin erken seçimden başka çıkar yolunun olmadığını kendisinin de gördüğünü söyleyen CHP'li Beko, halkımız sandık yoluyla gerekeni yapacaktır dedi.

Yoksulluk artmıştır

İktidarın seçim dönemlerinde, kredilerde görülen genişlemenin toplumun refahını düşürdüğü gerçeğini göremediğini vurgulayan Beko, iktidarının ekonomiyi canlandırmak için ilk sarıldığı silahın kredi genişlemesi olduğunu anımsatarak, "İktidarın büyüme yalanları ekonominin istikrarını ve ülkenin refahını sekteye uğratıyor. Seçim dönemlerinde kredilerde görülen genişleme sonuçta toplumun refahını düşürüyor. Tek adam yönetimi ise bu gerçeği bir türlü görmek istemiyor. Bakın toplumda şu sorular yanıt arıyor; İşsizler, iş bulabilir miyim? Çalışanlar, işsiz kalır mıyım? İşletmeler, döviz borcumu nasıl öderim? Sermaye, rüşvet vermeden iş yapabilir miyim? Yatırımı olanlar, malıma çökerler mi? diye endişe ediyor. Ekonomik krizin derinleştiği bu ortamda yurttaşlar tedirgin bir biçimde işlerini yürütmeye çalışıyorlar. Nüfusun en fakir kısmını oluşturan yüzde 20'lik kesimin GSYH'dan aldığı payın 2005 yılında yüzde 6,1 iken, 2020 yılında bu oranın yüzde 5,9'a geriledi. Yani yoksulluğun arttığı bir ortamda seçimden başka yol kalmamıştır" değerlendirmesinde bulundu.

Her geçen gün yoksullaşan bir Türkiye manzarası var

Nüfusun en zengin yüzde 20'lik kesiminin GSYH'dan aldığı payın, 2005 yılında yüzde 44,4 iken, 2020 yılında yüzde 47,5'e yükseldiği istatistikleri paylaşan Beko, AKP iktidarında zenginin daha zengin olduğunu ifade ederek, "İktidar saplantılı ekonomik anlayışından dolayı ekonomideki kötü gidişi, gerçekleri çarpıtıyor. Ekonomi profesörleri, uzmanlar; Türkiye ekonomisi 2021 yılına düşük büyüme, GSYH ve kişi başına gelir düşüşü, yüksek enflasyon, yüksek işsizlik, yüksek bütçe açığı, yüksek cari açık, yüksek dış borç yükü, yüksek risk primi, yüksek faiz, yüksek kurla girmiş bulunuyor" sözleriyle iktidarı uyarıyorlar. Ne yazık ki saplantılı faiz ve kur anlayışından kurtulamamış, ekonomi bilgisinden uzak tek adam yönetimi bu uyarıları dikkate almıyor. Bugün bunu iktidara oy veren vatandaşlarımız da görüyor. Her geçen gün yoksullaşan bir Türkiye manzarası ile karşı karşıyayız. Halk yoksullaştı. Gelir dağılımı bozuldu. Hayat standardı düştü. Bundan on sene önce işçi, memur, esnaf ve sabit gelirliler, yurt dışına çıkabiliyordu. Araba alabiliyordu. Bunlar hayal oldu. Türkiye riskli ülkeler arasına girdi" sözleriyle tepki gösterdi.

Büyüme halka yansımıyor

Dünyada faiz oranlarının yüzde 2-3 iken Türkiye'nin dışarıdan yüzde 7-8 faizle borç aldığını söyleyen Beko, şu açıklamalarda bulundu: "Döviz borcu olan özel sektör firmalarının geliri TL ile ve borç ödemesi dövizle olduğu için borç maliyeti arttı. Bankaların dönmeyen kredileri ise bankaları zora sokabilir. Yatırımların maliyeti arttı. Bunun için yatırım yapılmıyor. Yatırım olmayınca ithal girdi oranı düşmüyor. İşsizlik artıyor. Pandemi sonrası üç kişiden bir kişi işini kaybetti. Sayın Erdoğan büyüyoruz diyor ama nasıl bir büyüme? sormak lazım. Bu ekonomi anlayışı zikzaklı büyümeye neden oldu. Büyüme halka dokunan bir büyüme değil. Büyümenin kimlere yansıdığını kamuoyu artık biliyor. Suç örgütü lideri Sedat Peker'in açıklamalarından, kaçak ve kara para aklayanların, rüşvetçilerin açığa çıkmasından dolayı öğrendi. Bu kadar tahribattan sonra kriz kaçınılmazdır.

AKP iktidarı gitmeden sosyo-ekonomik kriz sürmeye devam edecektir. Çözüm ise tek adam yönetimini sonlandıracak, demokratik ve güçlendirilmiş parlamenter sistemi, seçimden sonra hayata geçirecek olan millet ittifakının iktidarında olacaktır."