Çamlı: Aşısızlara karşı sıkı tedbir alınması şart

Haber / Didar DEMİRCİ

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Türkiye’de iki kişide Mu varyantı görüldüğünü açıkladı. İzmir Tabip Odası Başkanı Lütfi Çamlı da gazetemize yaptığı açıklamada, Dünya Sağlık Örgütü’nün Mu varyantına ilişkin incelemelerinin devam ettiğini dile getirerek, incelemelerin sonucunda varyantın risk etkisinin tespit edileceğini söyledi. Aşılamayla toplumsal bağışıklığın tam anlamıyla elde edilmemesi durumunda yeni varyantların görülmesinin muhtemel olduğunu vurgulayan Çamlı, “Sağlık Bakanı, ‘Türkiye’de iki kişide Mu varyantı görüldü’ dedi. Ancak o iki kişiden de fazla. Tabi net rakamları bilmemiz için PCR testlerinden çıkan pozitif olguların genomik ya da nükleik asit testleriyle kontrol edilmesi gerekiyor. Buradan çıkacak sonuçlar doğrultusunda varyantın adı konularak kamuoyuyla şeffaf bir şekilde paylaşılması şart” dedi.

ÜNİVERSİTELERİ DAHİL EDİN

Yeni varyantların tespiti ve hızlı önlemler için genomik ve nükleik asit testlerinin Ankara’daki Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü’nün laboratuvarı dışında, uygun alt yapıya sahip üniversite laboratuvarlarında da yapılması gerektiğini dile getiren Çamlı, “Bu testleri ne kadar yaygın yaparsak o kadar erken tanımlayabiliriz.  Varyantların erken tespit edilmesi durumunda da virüsün; klinik özellikleri, bulaş hızı, ağır hasta yapma oranı gibi sonuçları elde edebiliriz” diye konuştu. Çamlı, bu taleplerini geçtiğimiz hafta İzmir Tabip Odası olarak duyurduklarını ancak bununla ilgili bir adım atılmadığını dile getirdi.

SIKI TEDBİRLER UYGULANMALI

Maske, mesafe, kapalı mekan ve müddet diyerek ‘4M’ kuralını hatırlatan Çamlı, tedbirlerin sıkılaşması gerektiğine dikkat çekti. Alınması gereken önlemler hakkında da tavsiyelerde bulunan Çamlı, “Vatandaşın rehavete kapılıp, kuralları hiçe saymasına neden olacak açıklamalardan uzak durulması şart. Vatandaşa önlemler konusunda ayrıntılı açıklama yapılması gerekiyor. Bu noktada merkezi hükümete çok önemli kararlar düşüyor. İlk başta toplumsal hareketliliği seyreltecek adımlar atılması şart. Örneğin toplu taşımaya olan talep, mesai saatleri başlangıç ve bitişlerinde artıyor. Bu saatlerde yapılacak düzenlemelerle seyreltilme sağlanabilir. Okullarda giriş, çıkış saatlerinin farklı olması ve teneffüse çıkış saatlerinin farklı olması toplu alanlarda kalabalıkların oluşmasına engel olacak bir kademelendirme çok etkili olur. Dolayısıyla bu tür kararlarla bulaş riskini hafifletmiş oluruz” şeklinde konuştu.

AŞISIZLARA YAPTIRIM UYGULANMALI

Aşı olmayı kabul etmeyenleri ve aşıya karşı önyargılı olanları hatırlatan Çamlı, bu grupların toplumsal bağışıklığa kavuşulmasında engel olduğunu söyledi. Aşısızlarla ilgili alınması gereken tedbirler hakkında da görüşlerine yer veren Çamlı, “Şimdi bu tabi bir çok yönüyle düşünülebilir. Bir kişinin ‘ben bu tedaviyi kabul etmiyorum’ deme hakkı var. Ancak o olmadığı tedavi, toplumsal bir sorun haline gelecekse bu, kişinin verdiği bireysel bir tercih olarak yorumlanamaz. Bu durum halk sağlığı açısından risk oluşturuyor. Nasıl ki biz hasta olan insanların özgürlüğünü kısıtlayarak onları, karantinaya alıyorsak; aşılamada bu şekilde değerlendirilebilir. Aşısızlara karşı ciddi kararlar alınmalı, ciddi yaptırımlar uygulanmalıdır” dedi. Öte yandan aşısızlardan haftada iki kez PCR testi istenildiğine değinen Çamlı, bunun çok gerçekçi olmadığını söyleyerek, “Bu kadar çok PCR testi yaptıracak alt yapıya sahip değiliz. Bunu semptom gösterenlere yapıyorsunuz, onun ötesinde gelen ek yükü nasıl karşılayacaksınız?” sözlerini kaydetti. Konuşmalarının sonunda Sağlık Bakanlığı’na çağrıda bulunan Çamlı, “Aşı oranını artırmak için halkın ayağına gidilmesi gerekiyor. Böylece aşılamaya karşı tereddüttü olan ya da randevu almaya imkanı olmayan gruplara ulaşarak, aşılama oranını kısa sürede artırabilirsiniz” şeklinde konuştu.