TBMM Genel Kurulu’nda İsrail ve Filistin’de yaşanan gerilim nedeniyle iki ayrı kapalı oturum gerçekleşti. İlk kapalı oturumda Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İsrail ve Filistin’de yaşanan gerilim ile ilgili Genel Kurul'u bilgilendirdi. İlk kapalı oturum, yaklaşık iki saat sürdü. Genel Kurul’da ikinci kez yapılan kapalı oturumda ise İsrail ve Filistin’de yaşanan gerilim, bu kez genel görüşme olarak gerçekleşti. Yaklaşık üç saat süren kapalı oturumda AKP, CHP, MHP, İYİ Parti, YSP ve SP’li temsilciler, 20’şer dakika söz alarak partilerinin görüş ve önerilerini dile getirdi. Kapalı oturumun ardından beş siyasi parti grup başkanvekillerinin imzası ile ortak bildiri yayınlandı. Bildiriyi partilerin adına CHP’li Meclis Başkanvekili Gülizar Biçer Karaca okudu.

Filistin ve İsrail’de yaşanan çatışmalarda ağır sivil can kayıplarının var olması, sivil altyapının hedef alınması ve sivillerin en temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamayacak durumda bırakılmaları vicdanları yaraladığına dikkat çekilen bildiride "Krizin başka bölgelere de sirayet potansiyeli, bölgesel güvenlik ve istikrarı ciddi biçimde tehdit etmektedir. Sivillerin her şartta korunması ve toplu cezalandırma mahiyetindeki uygulamalardan kaçınılması; hukukun, vicdanın ve insanlığın gereğidir. Bu gerilimin telafi edilemez sonuçlar doğurmaması için tüm tarafları barış-güvenlik-istikrar vizyonumuz çerçevesinde itidale ve aklıselime davet ediyoruz" denildi.

"ÇÖZÜM, SORUNLARIN TEMELİNDE YATAN SEBEPLERİ ORTADAN KALDIRMAKTAN GEÇMEKTEDİR"

Filistin-İsrail hattında son yaşananlar, uzun süredir tarifsiz sıkıntı, umutsuzluk ve acılara yol açan bu sorunun artık kalıcı bir çözüme kavuşturulması zaruretini bir kez daha gözler önüne serildiğine vurgu yapılan bildiride şöyle denildi:

"Filistin-İsrail meselesinin çözümü sonuçları yönetmekten değil, sorunların temelinde yatan sebepleri ortadan kaldırmaktan geçmektedir. Son olaylar, 56 yıldır devam eden hukuksuz işgal ve buna bağlı politikaların doğurduğu bir sonuçtur. Toprakları, hayat ve gelecek umutları elinden alınan Filistin halkı, bugün yeni ve emsali görülmemiş bir kuşatma altındadır. İki milyon insanın yaşadığı ve 16 yıllık ablukayla çoktan bir açık hava hapishanesine dönüşmüş bulunan Gazze’ye sağlanan gıda, enerji ve insani yardımların kesilmesi, sivil yerleşimlerin hedef gözetilmeksizin vurulması, uluslararası hukukun açık ve ağır bir ihlalidir. Siviller arasında bir hiyerarşi yaratılması, ırkçılığın ve ayrımcılığın bir başka tezahürüdür."

İŞGALİN BİR AN ÖNCE SONLANDIRILMASI ÇAĞRISI

İşgal altındaki Filistin topraklarında devam eden işgal uygulamalarının bir an önce sona ermesi ve adil bir barışa ulaşılmasının şart olduğu belirtilen bildiride "Başta Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi olmak üzere tüm uluslararası toplumun artık daha fazla gecikmeksizin iki devletli çözüm vizyonu temelinde tarafları adil bir çözüme imale etmek için sorumluluk alması gerekmektedir" ifadeleri kullanıldı.

FİLİSTİN DEVLETİ’NİN KURULMASI VURGUSU

Bu sorunların ancak Filistin Devleti’nin vücut bulmasıyla mümkün olacağı belirtilen bildiride şu ifadeler yer aldı:

"Ortadoğu’da kalıcı barışın ancak Filistin-İsrail meselesinin adil bir çözüme kavuşturulmasıyla mümkün olduğunu ve bunun 1967 sınırları temelinde, başkenti Kudüs olan, bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğü haiz bir Filistin Devleti’nin vücut bulmasıyla mümkün olabileceğini net bir şekilde yineliyoruz. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde grubu bulunan tüm siyasi partiler olarak yukarıda sıraladığımız görüşler temelinde Filistin ve İsrail’de yaşanan çatışmaların taraflarından tırmanmaya son vermelerini ve sivilleri hedef almamalarını bekliyor; Gazze’de bitmeyen insani trajediyi derinleştiren kolektif cezalandırma yöntemleri ile hedefi doğrudan siviller olan tüm saldırıları kınıyor; Filistin ve İsrail’i iki devlet temelinde adil ve kalıcı bir çözüme ulaşmaları için daha fazla gecikmeksizin kalıcı barışa yönelik müzakerelere başlamaya davet ediyoruz."

Genel Kurul bildirinin okunmasının ardından Meclis Başkanvekili Gülizar Biçer Karaca birleşimi kapattı.

Kaynak: DHA