Konak Belediyesi'nin 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü kapsamında düzenlediği Gülderen Depas'ın, 'Sınır Tanımayan Kadınlar 25' sergisi, Kadın Müzesi'nde açıldı. 62 yıl önce diktatörlükçe katledilen Dominikli Mirabal kardeşlerden Maria Argentina Minerva Mirabal'ın kızı Minerva Josefina Tavarez Mirabal (Minou Mirabal) sergi açılışının onur konuğu oldu. Açılışa Minou Mirabal ile ev sahibi Konak Belediye Başkanı Abdül Batur, geçmiş dönem Urla Belediye Başkanı Sibel Uyar, Ege Kadın Buluşması Platformu Başkanı Şengül Baysak, Dominik Cumhuriyeti Konsolosluğu temsilcileri, kadın dernekleri temsilcileri, Konak Belediye Meclis Üyeleri ve muhtarlar katıldı. Müzenin iki katında iki ayrı temada hazırlanan sergide Gülderen Depas'ın resmettiği 25 öncü kadının tablosunun sergisi ilk katta açılırken, ikinci katta ise katledilen kadınların üçüncü sayfa haberleriyle birlikte etkileyici bir şekilde yansıtıldığı sergi yer aldı.


'KADINA YÖNELİK ŞİDDETİ ASLA KABUL ETMİYORUZ'
Açılışta konuşan Konak Belediye Başkanı Abdul Batur, 1960 yılında Dominik'te diktatörün emriyle vahşice öldürülen 3 kız kardeşten Maria Minerva Mirabal'in kızı Minou Mirabal'ın kadına yönelik şiddetin dünyadaki sembol ismi, bilim insanı, siyasetçi, direnişçi, cesur yürek ve bu konuda yaptığı çalışmalarla örnek bir isim olduğunu söyledi. Başkan Batur, Kadına yönelik şiddetin her türlüsüne karşı bir belediyecilik anlayışımız ve yaşam biçimimiz var. Kadın dostu bir belediye olmaya çalışıyoruz. Sizlerle beraber, özellikle kadınlara yönelik çalışmalar yapıyoruz. Kadına şiddet sadece kadınların davası değil tüm insanlığın davasıdır. İster özel ister kamusal alanda olsun, kadınlara yönelik fiziksel, cinsel, psikolojik şiddeti kabul etmemiz mümkün değil ve asla kabul etmiyoruz. Kadına yönelik şiddetin önlenmesi için yasal mevzuatın yanında toplumsal zihniyetin de değiştirilmesi çok önemli. Konak Belediyesi olarak biz de toplumsal zihniyetin de değişmesi için farkındalık çalışmaları yapmaktayız. Kadın ve Aile Müdürlüğümüz bünyesinde kadınlara verdiğimiz sosyal ve psikolojik desteğin yanı sıra her yıl 25 Kasım'da düzenlediğimiz etkinliklerle bu soruna dikkat çekmeye çalışıyoruz" dedi.

İstanbul Sözleşmesi'ne de işaret eden Başkan Batur, kadına yönelik şiddet sorununun sadece yerel yönetimlerin çabasıyla değil merkezi iktidarın çözeceği bir sorun olduğunu ve yasal düzenleme ve ciddi yaptırımlar gerektiğini söyledi.


'MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ÜN ÜLKESİNDE OLMAKTAN ÇOK MUTLUYUM'
Türkiye'de olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Minerva Josefina Tavarez Mirabal de konuşmasında, "Türkiye'yi ziyaret etmek için pek çok kez davet edildim ama ilk davet İzmirli kadın kuruluşlarından gelmişti. Burada hikayemizin anlatılmasının ne kadar çok istendiğini bana söylediler. Dominik Cumhuriyeti'nden bir kadın olarak, Latin Amerikalı bir kadın olarak, bu dünyada bir kadın olarak, çok önemli bir anma döneminde burada olmaktan mutluluk duyuyorum. Burada olmamın çok önemli nedenleri var. Birincisi, Mustafa Kemal Atatürk'ün ülkesinde olmaktan çok mutluyum. Mustafa Kemal Atatürk, dünyada insan hakları, demokrasi ve özgürlük için savaşan herkese ilham kaynağı olmuştur. İkincisi ise  iki ülke arasında köprü oluşturmak" dedi.


'KADINLAR İNSAN HAKLARINDAN TAM OLARAK YARARLANAMIYOR'
Mirabal, "Dünya haritasına baktığımızda coğrafi olarak ne kadar uzak olduğumuzu görüyoruz" diyen Mirabal, "Ülkelerimiz arasında, iki ülke arasındaki kadınlar arasında bir köprü oluşturuyoruz. Çünkü dünyanın her yerinde kadınlar benzer sorunlar yaşıyor. Kadınlar sözde sevgi adına cinayetlere kurban gidiyor. İki ülkede de sayılar birbirine çok yakın. Ülkemde 36 saatte bir, burada da 24 saate bir, bir kadın öldürülüyor. Demokraside yaşıyoruz ama kadınlar insan haklarından tam olarak yararlanamıyor. Zira ilk insan hakkı, yaşama hakkıdır" diye konuştu.


'DÜNYANIN HER YERİNDE İNSAN HAKLARI, TOPLUMSAL CİNSİYET HAKLARI SALDIRI ALTINDA'
Mirabal, şöyle devam etti: "Bütüncül bir bakış açısına ihtiyacımız var. Artık bunun zamanı geldi. Özellikle şimdi bunu yapmalıyız. Çünkü dünya da ileriye doğru değil geriye doğru gitme tehlikesinde. Belediye Başkanı Batur, İstanbul Sözleşmesi'nden bahsetti. Bu, örneklerden sadece biri. Dünyanın her yerinde insan hakları, toplumsal cinsiyet hakları saldırı altında. Bu haklara saldıran liderler seçiliyor. Bu konuda geriye gitme, haklarımızı kaybetme tehlikesi altındayız. Bundan 62 yıl önce, annem Minerva Mirabal ve teyzelerim Patria ile Maria Teresa, dövülerek öldürüldüler. Daha sonra da bir tepeden atıldılar ve buna kaza süsü verilmeye çalışıldı. Diktatörlüğe karşı mücadele eden, insan hakları için mücadele eden aktivistler oldukları için öldürüldüler. Burada yaptığınız tüm etkinlik ve eylemler onların anısını canlı tutuyor."


DEPAS'IN RESMETTİĞİ ÜÇ KIZ KARDEŞİN TABLOLARI MÜZEDE YER ALACAK
Sınır Tanımayan Kadınlar 25 sergisinin sanatçısı Gülderen Depas, 25 öncü kadının resmini yer aldığı sergide Minerva Mirabal'in de bir tablosunu yaptığını, ilk kez sergilenen tabloyu Kadın Müzesi'ne bağışlamak istediğini duyurdu. Müzenin alt katında yer alan serginin yanı sıra ikinci katta da şiddete maruz kalarak vahşice katledilen kadınları anlatan bir sergisi daha 25 Kasım kapsamında açılan Depas, "100 Kadın yüzü projesi kapsamındaki sergimizde Sınır Tanımayan Kadınlar var. Bunlardan biri de Minou Mirabal. Mirabal'i, burada görmekten çok büyük kıvanç ve onur duyuyorum. Minerva Mirabal'in bir yağlı boya resmini yaptım. Resim sergimizde yer alıyor ve bu resmi Kadın Müzesi'ne bağışlamak istiyorum. Patria, ve Maria'nın da resmini yapmayı istiyorum. Üçü, burada yan yana olsun, her zaman analım" dedi. (DHA)