İzmir’de adli yıl açılışı töreni bu yıl alışılmışın dışında geçti. İzmir Adliyesi’nde 1 Eylül’de yapılan resmi protokolde baro konuşmalarına yer verilmemesi, kentteki hukuk camiasında geniş yankı buldu. İzmir Barosu’na bağlı çok sayıda avukat, törenin ardından adliye önünde toplanarak basın açıklaması yaptı. Baro Başkanı Sefa Yılmaz, “İzmir Barosu sesini yükseltmeye devam edecek” mesajını verirken hukukun üstünlüğü, adil yargılanma hakkı ve demokratik hak ve özgürlükler vurgusu öne çıktı.
Protokolde konuşma geleneği bu yıl uygulanmadı
Her yıl adli yıl açılışı kapsamında barolara tanınan konuşma hakkı, bu yıl İzmir Adliyesi protokol akışında yer bulmadı. Törenin resmi kısmında yalnızca idari konuşmaların yapılması, baroların yargı düzenindeki kurucu rolüne işaret eden gelenekle çeliştiği gerekçesiyle tepki topladı. Şehrin hukuk kamuoyu, “teamülün bir gecede yok sayılması” değerlendirmesinde birleşti. İzmirli avukatlar, “savunma hakkı olmadan adalet mekanizmasının tek kanadıyla uçamayacağı” görüşünü dile getirerek, yargı bağımsızlığı ile duruşma adabı açısından söz hakkının hayati olduğunun altını çizdi.
"Avukatlar yaşarsa adalet yaşar"
İzmir Adliyesi’nin ana kapısı önünde toplanan avukatlar, sessiz ve düzenli bir şekilde basın açıklaması için bir araya geldi. Cübbeleriyle yan yana duran meslektaşlar, “Savunma susmaz” ve “Hukuk devletinden vazgeçmeyiz”, "Avukat yaşarsa adalet yaşar" mesajları taşıyan dövizlerle bekledi. Kalabalık, yapılan açıklama boyunca sık sık hukukun üstünlüğü ve adil yargılanma vurgusunu yineledi. Söz hakkının kısıtlanmasının “yargı etiği ve kurumsal hafıza” açısından kırılma yaratacağı ifade edilirken, İzmir’in demokratik duyarlılığıyla bilinen meslek örgütlerinin de süreci yakından izlediği belirtildi.
"Savunma susturulamaz"
Kürsüye geçen İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz, yeni adli yıla dair mesajlarını net cümlelerle aktardı: “Savunma hakkının törensel düzeyde dahi görmezden gelinmesi kabul edilemez. İzmir Barosu sorunları görünür kılmayı sürdürecek.” Yılmaz, “Haksız tutuklamalar, uzayan yargılamalar ve keyfî uygulamalar toplumun adalete güvenini aşındırıyor. Demokratik hak ve özgürlüklerin korunmasında avukatların rolü bir yurttaşlık güvencesidir” dedi. Açıklamada, “laiklik, eşit yurttaşlık, ifade özgürlüğü ve insan hakları” gibi temel ilkelerin baronun çizgisinde vazgeçilmez olduğu yinelendi.
Demokrasi ve eşitlik vurgusu
Açıklamanın önemli bölümünde İzmir Barosu’nun kurumsal duruşu yinelendi. “Hukukun üstünlüğünden, laiklikten, emekten, kadınların ve gençlerin haklarından, çalışanların güvencelerinden, hayvan haklarından ve doğadan yana” tavrın süreceği kaydedildi.
Açıklamanın devamında şu ifadeler kullandı:
"Avukatlar toplumdan ve toplumun sorunlarından bağımsız bir meslek grubu değildir. Dolayısıyla hem bu somut gerçeklik hem de kanunların bizlere yüklediği anayasal hak ve özgürlükleri ve demokrasiyi koruyup geliştirme toplumsal görevi, yine politik olan avukata karşı şiddete karşı duruşla, bir avukatın bir mahkeme kaleminde karşılaştığı herhangi bir sorunla mücadele etmek kadar önemli ve birbirini dışlamayan önemli iki alan olarak ele alınmak durumundadır.
Ülkemizin hak ettiği demokrasi, hukukun üstünlüğü ve adalete ulaşması hedefinin aslında ekmek ve su gibi ne kadar zaruri bir ihtiyaç olduğu bugün dolup taşan cezaevleriyle, skandallarla, cezasızlık politikalarıyla, eşitlik ve adalet duygusunun bir türlü tatmin edilememesiyle her gün, her an görülmektedir.
Dolayısıyla dün olduğu gibi bugün de adli yıl açılışlarını klişeleşmiş ancak asla içi doldurulmayan hukuk ve adalet söylemleriyle değil, gerçek sorunların tespiti ve bunların çözümü için hem tüm meslektaşlarımızla hem de halkla kol kola, omuz omuza mücadele etmek gerekliliğini bir an bile aklımızdan çıkarmadan, meslektaşlarımızın yeni adli yılını tebrik ederiz."