Aptal yalancılar
Yalan yarışması düzenlemiş.
Yarışmaya katılanlar,
Padişahın huzuruna çıkıp,
Gerçekleşmesi olanaksız,
Yalan söyleyeceklermiş.
Padişah kimin yalanının,
Gerçekleşemeyeceğine
Kanaat getirirse, ona
Bir kese altın verecekmiş.
Ülkenin en usta yalancıları,
En usta dolandırıcıları,
Padişahın huzuruna çıkıp,
Yalan söylemeye başlamışlar.
İçlerinden biri çıkıp:
“Ben gökyüzüne uzanan
Bir merdiven kurdum” demiş.
Padişah, “Olabilir, mümkündür”
Yanıtını vermiş...
Bir diğeri gelip,
“Ben okyanusu geçecek,
Bir köprü kurdum” demiş.
Padişah buna da,
“Olabilir, mümkündür” demiş.
Daha birçok yalancı,
Sırayla yalanlar söylemişler.
Ancak padişah hepsine,
“Olabilir mümkündür” demiş.
Ama yarışmaya katılan,
Bir kişi varmış ki,
Bir tek o fark etmiş,
Bu yarışın yalandan ziyade,
Akıl yarışı olduğunu...
Ve sıra ona geldiğinde,
Öyle bir yalan söylemiş ki,
Padişah, bu yalanın,
Olup olamayacağını bile
Düşünmeye gerek duymamış.
Bu akıllı adam,
Yalan yarışmasını,
Şu yalanla kazanmış:
“Padişahım sizin merhum,
Muhterem pederinizin,
Benim merhum muhterem,
Pederime geçmişten kalan
Bir kese altın borcu vardı...”
Kıssadan hisse;
Yalan bile akıl işidir.
Aptallar kötü yalan söyler.
Hele hele bir de,
Kendiniz hırsızsanız,
Etrafınızı da öyle sanıp,
Yalan söylemeyiniz.
Akıllı olunuz ki,
Yalanınıza siz değil,
Padişahınız da inansın...