AVRUPA BİZİ KISKANIYOR

Abone Ol

Zira Türkiye Avrupa obezite şampiyonu. Son zamanlarda bakıyorum özellikle kız çocuklarımızın kiloları hızla artıyor. Bu artış dikkat çekecek ölçülere vardı. Adölasan çağında kız çocuklarımızın neredeyse yarısı çok kilolu ya da obez. Buna rağmen ellerinde hazır paketlenmiş “naylon yiyecekleri” kemirip duruyor, yanında taşıdığı termoslarla kahve benzeri içecekleri de gövdeye indiriyorlar, Üstelik fazla kiloları onları pek rahatsız etmiyor, kiloları ile barışık görünüyorlar. Kendilerine benzerleri de etrafta görünce, bu hallerinin normal olduğunu düşünüyor olmalılar ki acaip özgüvenliler. Giysi üreticileri aşırı kilolu bedenlere uygun üretim yapıyor olmalılar ki o daracık şort, tayt, mini etek pantolonlarla fazla kilolarını saklama gereği dahi duymuyorlar. Barbi bebek modeli olmak zorunda değiliz, fazla kilolarımızdan memnunuz havası seziliyor, fazla kiloları vermeye de pek istekli görünmüyorlar..

Modern yaşamın kolaylaştırıcı enstrümanlarından istifade ederek, daha “az hareketli” yaşam ve hazır paketlenmiş naylon yiyeceklerin kolayca ulaşabiliyor olması, insanlığın başına sardığı en önemli dertlerden biri obezite .

Günümüzde önlenebilir ölümlerin sigaradan sonra gelen ikinci nedeni fazla kilo ve obezite. Kalp, yüksek tansiyon, şeker hastalığı, solunum sistemi, kas-iskelet-(özellikle dizler) kanser gibi hastalıkların anası obezite. Hatta dünya sağlık örgütü en önemli 10 hastalıktan biri sayıyor, evet obeziteyi bir hastalık olarak görüyor WHO.

Çocukluk çağında obezite mevcudiyeti neredeyse yetişkinlikte de obezitenin göstergesi gibidir. O nedenlerle çocuklara, gençlerimize aşırı dikkat gerekmekte, geleceğin obezleri olarak yetişmelerinin önüne geçilmelidir.

Biliyorsunuz vücut kitle indeksi (VKİ) dediğimiz bir kavram var. Bu şöyle hesap ediliyor; kilonuzu, boyunuzun karesine bölüyorsunuz ve işte karşınızda kitle indeksiniz.. Bu rakam 25 ten büyükse kilolu, 30’dan büyükse obez oluyorsunuz. 25’den az olanlardan söz bile etmiyoruz., çünkü onlar normal insan.. 35’ten, 50’den söz etmemiz gerekirse onlara morbid (ölümcül) obez dememiz gerekir, Allah yardımcıları olsun.

Obeziteye katkıda bulunan faktörleri aslında hepimiz biliyoruz, ama şöyle bir sıralarsak; yüksek kalorili, yüksek enerjili, işlenmiş besinlerle dolu ve liften yoksun beslenmek, hareketsizlik, kentsel yayılımın otomobil kullanımının artışına sebep olması ve yürümenin zor veya uygun olmaması, fast food satan yerlerin artışı, yüksek şeker içeren besinlerin, şekerli içeceklerin cazibesi olarak sayılabilir. Obezitenin nedeni kısaca “çok yemek, az hareket etmek” olarak özetlenebilir.

Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı genel müdürlüğü 2025 Nisan-Mayıs ayında bir kampanya başlatmış “ideal kilonu öğren, sağlıklı yaşa” sloganı, bu kampanyanın amacını ifade ediyor. Toplumda fazla kilo ve obezite ile mücadele konusunda farkındalık yaratmak isteniyor bu kampanya ile.

Bir AVM de, boy – kilo ölçen sağlık elemanları ile karşılaşınca bunları öğrendim. Sağlık görevlilerinin ifade ettiğine göre, kişinin sağlıklı kilo aralığını öğrenmesi ve ölçüm sonuçlarına göre sağlık hizmeti almaya yönlendirilmesi mümkün olabiliyormuş. Kilo fazlalığı olan kişiye sağlıklı hayat merkezleri, ilçe sağlık müdürlükleri, toplum sağlığı merkezleri ücretsiz şekilde beslenme ve fiziksel aktivite danışmanlığı hizmeti veriyormuş.

2 – 2,5 aylık çalışma sonucu 3,5 milyon kişinin ölçümleri yapılmış, sonuç hiç de iç açıcı değil; zira toplumun % 63’ü fazla kilo problemli ve obez. Sadece % 32’si normal, % 5’i de zayıf bulunmuş. Erkekler fazla kilolu, kadınlarımız ise obez çizgisinde imiş.

Sağlık Bakanlığı verilerine göre ise, kadınlarımızın % 40’ı , erkeklerin ise % 20’si obez maalesef.

Kampanya sürüyor, ideal kilonu öğren, sağlıklı yaşa…