Avrupa'ya bir-iki(!)

Abone Ol


Brüksel'de toplanan AB liderleri önce kendi aralarında konuştular, sonra Türkiye ile masaya oturdular. Türkiye üzerinden Avrupa'ya giden mültecilerin geri alınmasının yanında 72 koşulun yerine getirilmesi karşılığında vizesiz girme hakkının verilebileceğini açıkladılar. Tabii asıl kararlarını 18 Mart tarihinde açıklayacaklar.

Peki Cumhuriyet tarihinin bu en utanç verici anlaşması yandaş medyada hangi manşetlerle verildi;

Vizesiz Avrupa hayali gerçek oldu”

Türkler Avrupa'ya vizesiz seyahat edebilecek”

Vizesiz Avrupa Haziran'da”

Avrupa Kapıları Açıldı”

Utanmadan, sıkılmadan halkı aldatıyorlar.

Haydi memur vatandaşım artık yıllık izinlerini Paris'te geçirebileceksin. Ya sen emekli yurttaşım güzel bir Roma tatiline ne dersin? İşçi-köylü kardeşim sanıyorum Londra'yı hiç görmemişsindir. Bak hepsi kapılarını ardına kadar açmışlar seni bekliyorlar. Koy cebine deste-deste Euro'ları, Avrupa kucak açmış seni bekliyor. Kasabasından, köyünden, mezrasından bugüne kadar hiç çıkamamış vatandaşım, boşver İstanbul hayalini, al çıkınını doğru Avrupa'ya. Artık Taksim'den, Ulus'tan, Konak'tan dolmuş şoförleri “Avrupa'ya bir-iki” diye bağıracaklar.

Nasıl bir partisiniz? Cemaat sizi aldattı, siz halkı aldattınız. PKK sizi aldattı, siz halkı aldattınız, Amerika sizi aldattı, siz halkı aldattınız. Suriye sizi aldattı, siz halkı aldattınız. Avrupa Birliği aldatmada tur bindiriyor, siz halkı aldatmaya devam ediyorsunuz. Yapmayın, aklımızla alay etmeyin. Bu halkı bu kadar saf zannetmeyin. Bak Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Junker ne diyor;

Bu anlaşma Ankara'ya bedava bilet anlamına gelmez.”

Aklı başında olan herkes bu vize muafiyetinin bir aldatmaca olduğunu görüyor. Adamların koyduğu 72 şartı yerine getirsen bile önüne 172 şart daha konacağını bilmiyor musun? Kaldı ki konulan 72 şartın 20 sini bile bu kafayla yerine getirmen mümkün değil. Adamlar özgür basından, yargının haberlere müdahalesinden söz ediyor, ne diyeceksin?

Gelelim utanç verici anlaşmanın diğer yönüne; Türkiye üzerinden Avrupa'ya geçen yaklaşık 500 bin mülteciyi geri almayı taahhüt ediyorsun. 1 milyar Euro ile başlayan pazarlığı 3 milyar Euro'ya çıkardığını bunun 3 artı 3 Euro'ya çıkacağını böbürlene-böbürlene anlatıyorsun. Son üç yılda mültecilere harcadığın 7 buçuk milyar Euro ne olacak? Zaten 2,5 milyon mülteciyle başın dertte. İşsizlik tavan yapmış, halkın büyük bölümü açlık sınırında, enflasyon almış başını gidiyor, mültecilerle birlikte sınırı geçen teröristlerin sayısını bilmiyorsun. Hapishanelerin ağzına kadar dolmuş. Yalnızca geçen yıl Türkiye'de doğan Suriyelilerin sayısı 55 bin. Başına ne büyük bir dert aldığının farkında mısın? Kayseri pazarlığı yaptık diyorsun, Kayserilileri de rencide ediyorsun. Hanginiz neyi boyayıp satıyorsunuz? Açıklayın da bilelim.

Avrupa'dan geri alacağın mültecilerin, Türkiye'den gidenler olduğunu nasıl anlayacaksın? Adamlar bütün belgelerini imha ediyor. Avrupa karpuz seçer gibi mülteci seçecek. Doktoru, mühendisi tutacak, işsiz güçsüz ne kadar adam varsa sana postalayacak. Üstelik potansiyel teröristleri de aralarına katacak.

Felaket tellallığı yapmak istemiyoruz ama sefilleri oynayan bu dış politika başımıza daha çok işler açacak gibi görünüyor.