İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü "ihbar eden" sıfatıyla, Mesut G. ise "şüpheli" sıfatıyla yer aldı.
CAMİYİ YAKMAYA ÇALIŞTI
Hazırlanan iddianamede, olay günü emniyete gelen ihbarda Ayasofya Camii'nde yangın çıkarmaya çalışan bir şahsın olduğunun bildirildiği, yangının cami görevlileri tarafından söndürüldüğü, bunun üzerine Bakanlıkça "Dünya Miras Alanı" sınırlarında olan ve 1.grup korunması gerekli kültür varlığı olarak tescilli olan Ayasofya-i Kebir Camii Şerifi harimindeki kundaklama olayı nedeniyle suç duyurusunda bulunulması üzerine soruşturma işlemlerine başlandığı anlatıldı.
Güvenlik kamerası görüntülerine yer verilen iddianamede, şüpheli Mesut G.'nin x-ray cihazından geçerek Ayasofya Camii'nin içerisine girdiği, yanında getirdiği bez torba içerisinden kitap olarak değerlendirilen nesneyi çıkararak cami sütununun dibine götürdüğü, sonrasında burada ateş yaktığı, ardından hızla uzaklaşarak camiyi terk ettiği aktarıldı.
Şüpheli Mesut G'nin ifadesine yer verilen iddianamede, "Camiye geldikten sonra cemaatin yatsı namazını bitirmesinin akabinde yatsı namazını kıldım ve cemaat ayrılmaya başlayınca yanımda getirdiğim 1 adet İncil, 1 adet yazma ve farklı yerlerden toplanan yaprak ve ağaç parçalarını kolonya kutusu ile birlikte tutuşturdum, halının altına koyarak camiden ayrıldım. Amacım Ayasofya Camii'ni yakmaktı. Yanımda yazma bulundurmamın nedeni, inançlarımda kadın saçının cinsel bir obje olmamasından dolayı tepki mahiyetindedir. İncil'i de Ayasofya'nın önceden kilise olmasından dolayı dikkat çekme amacıyla getirdim. Herhangi bir pişmanlığım yoktur" ifadelerini kullandı.
Hazırlanan iddianamede, şüpheli Mesut G.'nin yanında getirdiği kitap, yazma ve ağaç parçalarını yanıcı madde ile tutuşturarak Ayasofya-i Kebir Camii Şerif'in içindeki zemin halısını yakarak zarar verdiği, ayrıca bu yerin 1. grup korunması gerekli kültür varlığı olarak tescilli olduğu ifade edildi.