İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Ağustos ayında meclisten geçirdiği imar planı değişikliğine Çeşme’den itiraz geldi. Çeşme Yarımada Çevre Derneği, Azerilere ait Reges Otel arazisini de kapsayan plan değişikliğinin iptali için İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne resmi dilekçe sundu.
Plan değişikliğiyle Çeşme Sakarya Mahallesi 5547 ada 1 parsel ve Boyalık Mahallesi 210 ada 17 parseldeki “Turistik Tesis Alanı” kullanımı “Ticaret-Turizm Alanı (TİCT)” olarak revize edilmişti. Bu değişiklik, mevcut otel fonksiyonlarını kaldırarak alanın rezidans ve ofis olarak kullanılmasının önünü açıyor.
Çeşme Yarımada Çevre Derneği, dilekçesinde Çeşme’nin Türkiye’nin en önemli turizm bölgelerinden biri olduğuna dikkat çekerek, plan değişikliğinin ilçenin turistik kimliğini aşındıracağını vurguladı.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Turistik bir bölge olmasına rağmen turizm alanları her geçen gün azalmakta, konutlaşma artmaktadır. Belediyenizce kabul edilen plan değişikliği, otel fonksiyonunu kaldırarak fiilen rezidans-ofis-bağımsız bölüm satışının önünü açmaktadır. Bu durum, turizm yatak kapasitesini azaltarak Çeşme’nin turizm kimliğini zedelemekte ve bölge ekonomisine zarar vermektedir. Otel ruhsatı ile inşa edilen yüksek katlı binaların, plan değişiklikleriyle rezidansa çevrilerek konut olarak satılması ilçeye hiçbir fayda sağlamadığı gibi turizme ağır darbe vurmaktadır.
Reges Oteli’nin de bu planla rezidansa dönüştürülmek istenmesi, Çeşme’nin turistik ve kültürel varlığını ciddi biçimde zedeleyecektir. Bu durum yalnızca belirli çevrelere rant sağlamakta, kamu yararını yok saymaktadır.”
“30’a yakın otel rezidansa dönüştü”
Dernek, son yıllarda benzer imar değişiklikleriyle 30’a yakın otelin rezidansa dönüştürüldüğünü belirterek, Çeşme’nin yatak kapasitesinin hızla azaldığını ve milyonlarca dolarlık haksız kazançların oluştuğunu kaydetti.
“Bu yapılaşmalar turizme yatırım değil, rant odaklı emlak spekülasyonudur. Kamu yararı gözetilmeden yapılan plan değişiklikleri Çeşme’nin doğal ve kültürel değerlerini yok etmekte, yalnızca belirli çevrelere rant sağlamaktadır. Çeşme’nin turizm potansiyeli bu şekilde zayıflatılmakta, bölge ekonomisi darbe almaktadır.”
“Kıyı kanununa aykırı, halkın denize erişimi engelleniyor”
Dilekçede, plan değişikliğinin Kıyı Kanunu’na da açıkça aykırı olduğu vurgulandı. Bölgenin kıyı kenar çizgisine 50 metreden dahi az mesafede bulunduğuna dikkat çekilen dilekçede şu değerlendirmeler yer aldı:
“Kıyı Kanunu’na göre kıyılar herkesin eşit ve serbest kullanımına açıktır. Ancak söz konusu plan değişikliği, kıyı kenar çizgisi boyunca kamuya açık yaya bandının sürekliliğini güvence altına almamaktadır. Bu durum halkın denize erişimini fiilen engellemektedir.”
“Sahil şeridi içerisinde kalan taşınmazların ticaret-turizm alanı olarak revize edilmesiyle, bölge kamunun kullanımından çıkarılıp bireylerin özel kullanımına tahsis edilmektedir. Bu durum kamu yararına açık şekilde aykırıdır. Kıyı çizgisinden itibaren 50 metre içerisindeki alanların yapılaşmaya açılması Kıyı Kanunu’na kesinlikle aykırıdır.”
Dernek ayrıca, plan dosyasında üst ölçekli çevre düzeni planıyla uyum raporu, ulaşım-otopark etki analizleri ve turizm arz-talep analizlerinin de bulunmadığını belirtti.
“Bu eksiklikler planlama esaslarına, şehircilik ilkelerine ve kamu yararına aykırıdır. Parsellerin bağımsız bölümlere ayrılması nüfus yoğunluğunu artıracak, geri dönüşü olmayan çevresel tahribatlara yol açacaktır.”
“İptal edilmesini talep ediyoruz”
Dernek, tüm bu gerekçelerle İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne yaptığı başvuruda, 11 Ağustos 2025 tarihinde görüşülüp 12 Eylül 2025’te uygun bulunan 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı Değişikliği’nin iptal edilmesini talep etti. “Açıklanan sebeplerle, 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı Değişikliğinin iptal edilmesini talep ediyoruz. Söz konusu plan değişikliği Çeşme’nin turizm geleceğini ve doğal dokusunu tehlikeye atmaktadır.”