Gazeteci Enver Aysever'in YouTube kanalında yaptığı dobra açıklamalarla dikkatleri üzerine çeken Tugay, hem kent gündemine hem de parti içi dinamiklere dair önemli mesajlar verdi. Özellikle kendisinden önceki başkan Tunç Soyer ile ilişkisine yönelik kamuoyunda süregelen tartışmalara getirdiği yorum, uzun süre konuşulacak cinstendi. Tugay, Soyer ile kişisel bir husumeti olmadığını vurgularken, aralarındaki diyaloğun önündeki en büyük engelin Soyer'in eşi Neptün Soyer olduğunu ima etti. Bu durum, İzmir'de iki başkan arasındaki ilişkinin sadece siyasi değil, aynı zamanda kişisel boyutları da olduğunu gözler önüne serdi. Tugay'ın sözleri, göreve geldiği günden bu yana biriken gerilimin dışa vurumu olarak yorumlandı.
Neptün Soyer engeli ve 'melek-şeytan' polemiği
Başkan Tugay'ın en çok ses getiren açıklamaları, kooperatif soruşturması kapsamında gündeme gelen Tunç Soyer'i ziyaret etme meselesi üzerine oldu. Soyer'i ziyaret etmeye hazır olduğunu, ancak bu ziyaretin gerçekleşememesinin ardındaki nedenleri açık bir dille ifade etti. Tugay, "Kabul ederse elbette ziyaret ederim, neden etmeyeyim ki? İl başkanımızı ziyaret ettim" diyerek iyi niyetini ortaya koyarken, asıl sorunun kaynağı olarak Neptün Soyer'in kendisine yönelik tutumunu gösterdi. "Tunç Bey’in kızlarıyla hiçbir problemim yok, ancak eşinin benimle ilgili çok sert ve kötü söylemleri olduğunu duyuyorum. Bu yüzden bir temas kuramıyorum" diyen Tugay, ikili arasındaki diyaloğun önündeki görünmez duvara işaret etti.
Bu açıklamaların en can alıcı noktası ise Tugay'ın kendisi ile Soyer arasında yaratılan algıya isyan ettiği anlardı. Kamuoyunda oluşturulan "Soyer iyi, Tugay kötü" imajından duyduğu rahatsızlığı, "Beni Tunç Soyer’le kişisel husumeti varmış gibi göstermeyin. Tunç Bey’in yaptığı çok iyi işler var ve ben buna minnet duyuyorum. Ama şöyle bir algı yaratılıyor; ‘Tunç Bey masum bir melek, ben de şeytanın tekiyim’. Böyle bir şey olabilir mi?" sözleriyle dile getirdi. Bu ifadeler, İzmir Büyükşehir Belediyesi'ndeki görev değişiminin sadece bir bayrak devri olmadığını, aynı zamanda derin bir psikolojik ve siyasi mücadeleyi de beraberinde getirdiğini kanıtladı. Tugay, belediye başkanlığı gibi makamların kişisel husumetlerle yönetilemeyeceğinin altını çizerek, görevinin sorumluluğuna odaklandığını vurguladı.
Genel başkan ile 'genel sekreterlik' krizi aşıldı
Cemil Tugay, sadece yerel siyasetle ilgili değil, aynı zamanda Ankara ile ilişkileri hakkındaki iddialara da yanıt verdi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile arasının soğuk olduğu yönündeki söylentilere açıklık getiren Tugay, genel sekreterlik seçimi sırasında bir görüş ayrılığı yaşadıklarını kabul etti. Ancak bu durumun büyütülmemesi gerektiğini, aralarındaki buzların çoktan eridiğini belirtti. "Zaman zaman görüş ayrılıklarımız olabilir ancak benim genel başkanıma karşı asla kötü bir niyetim olamaz. Ona itaatsizlik yapamam. Onun da bana karşı asla böyle bir tavrı olmadı" diyen Tugay, liderine olan bağlılığını teyit etti.
Genel sekreterlik konusundaki anlaşmazlığın aşıldığını ve bu konu üzerinden gereksiz hikayeler üretildiğini ifade eden Başkan Tugay, "Bu konunun üzerine çok fazla anlamsız iş yapıldı. Genel Başkanımız, sendikayla yaşadığımız anlaşmazlık süreci de dahil olmak üzere, en sıkıntılı olduğum zamanlarda yanımda yer aldı" diyerek Özel'in desteğini vurguladı. Gelecek dönemde yeniden aday gösterilip gösterilmeyeceği yönündeki bir soruya ise siyasi hesaplar içinde olmadığını, başarının tek kriter olacağını söyledi. "Başarısız olursak elbette aday gösterilmeyeceğiz. Devam edip etmeyeceğimiz, tamamen ortaya koyacağımız performansla ilgili" diyerek, odak noktasının hizmet olduğunu belirtti.
'AKP'ye geçiş' iddialarına net yanıt: Milyonda bir ihtimal yok
Son dönemde siyaset kulislerinde fısıltıyla yayılan "Cemil Tugay, AKP'ye geçecek" iddialarına ise belki de en sert yanıtı verdi. Bu iddiaları kategorik olarak reddeden Tugay, "Doğrudan cevap veriyorum, milyonda bir bile olsa böyle bir ihtimal yok. Zaten bana bu yönde bir teklif de gelmedi" diyerek tartışmalara son noktayı koydu. Sadece bir reddiye ile kalmayan Tugay, siyasi etik konusundaki duruşunu da net bir şekilde ortaya koydu.
Bir partinin adayı olarak seçilen bir belediye başkanının, kişisel kararlarla parti değiştirmesini "çok ayıp" ve "etik dışı" bulduğunu söyledi. "Ben canım istedi, belediye başkanlığına devam edeceğim ama partimi değiştiriyorum deme hakkına sahip olduğumu düşünmüyorum. Ben böyle bir insan değilim, böyle bir şeyi asla yapmam" ifadelerini kullanan Tugay, seçmenin iradesine olan saygısını vurguladı. Kendi siyasi geleceğiyle ilgili radikal bir senaryoyu da dile getiren Başkan, "Eğer bir gün CHP ile ilişkilerimi koparmam gerekirse, belediye başkanlığından da istifa ederim. Çünkü bu halk beni CHP'li bir belediye başkanı olarak seçti. Bunun başka türlüsü kabul edilemez" diyerek siyasi duruşunun altını kalın çizgilerle çizdi. Bu sözler, parti sadakati ve seçmene karşı sorumluluk konularında önemli bir mesaj olarak kayıtlara geçti.