GENEL

Bayraklı'nın altından tarih fışkırdı: 5 bin yıllık seramikler, İzmir'in antik ticaret ağını gözler önüne serdi

İzmir'in kalbinde, modern binaların gölgesinde yükselen Eski Smyrna Höyüğü, kentin tarihini yeniden yazacak buluntulara sahne oluyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın "Geleceğe Miras" projesi kapsamında yürütülen arkeolojik kazılarda, günümüzden tam 5 bin yıl öncesine, yani Erken Tunç Çağı'na ait olduğu tespit edilen gaga ağızlı testiler ve eşsiz seramik kaplar gün yüzüne çıkarıldı. Eg

Abone Ol

İzmir'in Bayraklı ilçesinde, kentin ilk kurulduğu yer olarak bilinen Eski Smyrna Höyüğü, 1948 yılından bu yana devam eden arkeolojik kazılarla binlerce yıllık geçmişine ışık tutmaya devam ediyor. Bu yıl, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü'nün öncülük ettiği "Geleceğe Miras" projesi sayesinde ivme kazanan çalışmalarda, arkeoloji dünyasını heyecanlandıran bulgulara ulaşıldı. Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve kazının bilimsel danışmanı Prof. Dr. Aylin Ümit Erdem'in yönetimindeki kazı ekibi, höyüğün daha önce inilmemiş katmanlarında, Milattan Önce 3. binyıla, yani günümüzden tam 5 bin yıl öncesine tarihlenen mimari kalıntılar ve seramik eserler keşfetti. Bu keşif, İzmir'in bilinen tarihini daha da geriye taşıyan ve kentin Erken Tunç Çağı'ndaki yaşamına dair ilk somut kanıtları sunan bir dönüm noktası olarak kabul ediliyor.

Kazı Başkanı Prof. Dr. Erdem, buluntuların önemini, "Yaptığımız çalışmalar, Bayraklı ilçesinin Tunç ve Demir Çağı dönemlerini kapsayan sürecini aydınlatmaya devam ediyor. Burası, binlerce yıl boyunca kesintisiz bir yerleşime ev sahipliği yapmış çok katmanlı bir höyük. Bu yılki çalışmalarımızda ilk kez M.Ö. 3. binlere tarihlenen hem mimari hem de seramik bulguları bir arada görmeye başladık. Bu, Smyrna'nın hikayesinde yeni bir sayfa açıyor," sözleriyle anlattı. Uzman bir ekip tarafından titizlikle restorasyon çalışmalarına başlanan eserler arasında, dönemin estetik anlayışını ve yüksek üretim teknolojisini yansıtan gaga ağızlı testiler, omurgalı çanaklar ve çeşitli çömlekler bulunuyor.

Konuşan çanak çömlekler: Troya'dan yunanistan'a uzanan ticaret köprüsü

Arkeoloji için en değerli "konuşan" belgeler olan seramikler, Eski Smyrna'da da geçmişin sırlarını fısıldıyor. Prof. Dr. Aylin Ümit Erdem, bulunan bu 5 bin yıllık kapların, sadece birer kullanım eşyası olmadığını, aynı zamanda dönemin kültürü, beslenme alışkanlıkları ve en önemlisi uluslararası ilişkileri hakkında paha biçilmez bilgiler sunduğunu belirtti. Erdem, "Seramikler bize bir kültürle ilgili çok şey söyler. Üretim teknolojisinden beslenme alışkanlıklarına, bölgeler arası ilişkiler konusunda çok fazla bilgi edinebiliyoruz," diyerek bu buluntuların bilimsel önemine dikkat çekti.

Bayraklı'da bulunan seramik örneklerini inceleyen uzmanlar, bunların bir kısmının yerel üretim olduğunu, ancak önemli bir kısmının da bölge dışından geldiğini tespit etti. Prof. Dr. Erdem, bu durumu şöyle açıkladı: "Bulunan seramikler arasında yerel gruplar olduğu gibi, Batı dünyasından gelen gruplar da var. Yaptığımız analizler, bu kaplardan bazılarının Ege Adaları'ndan, Yunanistan ana karasından, kuzeydeki Troya'dan ve hatta Orta Anadolu'dan geldiğini gösteriyor. Bu da bize, Erken Tunç Çağı'nda, yani 5 bin yıl önce, Bayraklı'nın ne kadar canlı ve geniş bir ticari ilişki ağına sahip olduğunu kanıtlıyor." Bu bulgular, İzmir'in bir liman kenti olarak kaderinin binlerce yıl önce çizildiğini ve her zaman Doğu ile Batı, Kuzey ile Güney arasında stratejik bir kavşak noktası olduğunu ortaya koyuyor.

İzmir: Binlerce yıllık bir liman kenti

Eski Smyrna Höyüğü'nden çıkan bu yeni bulgular, İzmir'in tarih boyunca sahip olduğu "liman kenti" kimliğini 5 bin yıl öncesine dayandırarak tescilliyor. Prof. Dr. Erdem, kentin coğrafi konumunun bu ticari başarıda kilit rol oynadığını vurguluyor. "İzmir, konumu itibarıyla her zaman bir liman kenti olmuştur. Doğu, Batı ve Kuzey-Güney yollarının kesiştiği önemli bir kavşak noktasındadır. Höyükte bulduğumuz bu eserler, kentin hem deniz ötesi medeniyetlerle, yani adalar ve Yunanistan'la, hem de Anadolu'nun iç kesimleriyle olan güçlü ticari ilişkilerini net bir şekilde gösteriyor," dedi.

Bu durum, Eski Smyrna'nın sadece kendi kendine yeten kapalı bir yerleşim olmadığını, aksine farklı kültürlerden tüccarların uğradığı, malların değiş tokuş edildiği, kültürel etkileşimin yoğun olduğu kozmopolit bir merkez olduğunu kanıtlıyor. 5 bin yıl önce Troya'dan gelen bir tüccarın getirdiği seramik kapların Bayraklı'da kullanılması, o dönemin globalleşmesinin ve deniz ticaretinin ne kadar gelişmiş olduğunun da bir göstergesi. Kazılarda ortaya çıkan her bir çanak parçası, İzmir'in köklerinin ne kadar derinde olduğunu ve kentin ticari dehasının binlerce yıldır genlerinde var olduğunu fısıldıyor. Bayraklı'da devam eden kazıların, önümüzdeki yıllarda İzmir ve Ege tarihine dair daha nice sırrı aydınlatması bekleniyor.