Bu ülkede 'spor' yazarlığı yapmak zor zenaat.
'Neden?' diye sorduğunuzu duyar gibiyim.
Nedeni basit, ister istemez 'futbol' trenine biniyorsunuz ve ortada spor falan kalmıyor.
Neyse herkes gibi biz de 'Bindik bir alâmete, gidiyoruz kıyamete.'
Yalnız bilmiyorum fark ettiniz mi, her hafta bu köşede dikkat çektiğimiz bir olay daha haftası bitmeden gerçekleşiyor!
Geçen yazıda aynen şu ifadeyi kullanmıştım; "Bu Merkez Hakem Komitesi için deniz bitmiştir."
Dün önce bu operasyonun gerçekleştiğine dair haberler çıktı.
İlerleyen saatlerde yalanlansa da bunun artık bir zaman meselesi olduğunun, Ferhat Gündoğdu başkanlığındaki MHK için geri sayımın devam ettiğinin herkes farkında.
Bu arada yeni komite başkanlığı için tek adayım var, o da Fırat Aydınus.
Son çeyrek yüz yılda sahaya çıkarken kafasında tilkiler dolaşmayan tek hakem olan Aydınus, MHK Başkanlığı'nın hakkını verecek tek kişi bence.
Yalnız böyle düzgün bir ismi bu işin başına getirirler mi? İşte orası soru işareti!
Ben de ciddi bir hakem krizi olduğuna katılıyorum.
Fakat bu durumdan şikayetçi olanlar; yani Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor aslında hakem hatalarından en çok nemalananlar değil mi?
Üstelik bunların ülke futbolunun gelişimine katkısı da tartışılır.
Gördük işte; son 3 yılın şampiyonu daha çıktığı ilk Şampiyonlar Ligi maçında 5'lik oldu. 33 CL maçı 3 galibiyet.
Onun ezeli rakibi daha beter. Borcu 21 milyar olmuş, ne şampiyonluk var ne bir Avrupa başarısı, bu sezon da ilk 6 haftada 6 puan kaybetti. Halâ 'yapı' deyip duruyor.
Sac ayağının üçüncüsü de transferde harcadığı milyon Euro'lara rağmen yıllardır kasım ayı gelmeden havlu atıyor. Hatta geçen hafta İzmir'de aldığı farklı mağlubiyetle şimdiden 'pes' etti bile.
Karadeniz'de de sürekli bir beklenti var ama o da diğerleri gibi hep kayırılmak istiyor fakat ortada bir şey yok.
Peki o zaman soruyorum.
Bayern Münih teknik direktörünün bir hakeme hiç, "Bu penaltıyı vermezsen bir daha burada maç yönetemezsin!" dediğini duydunuz mu?
PSG başkanının, "Bu hakem bir daha bizim stadımıza giremez" şeklinde bir röportajını dinlediniz mi?
Atletico Madrid yöneticisinden, "Biz maçlarımızda artık onu görmek istemiyoruz" diye bir açıklama okudunuz mu?
Liverpool Kulübü'nün hatalı düdüğün ardından bir hakemin kellesini istediği açıklama gördünüz mü?
Ne yazık ki, biz bunların hepsi ile hatta kat kat fazlasıyla defalarca karşılaştık.
İşin en 'garip' tarafı da ne biliyor musunuz?
Bunların artık hiçbirimize 'garip' gelmemesi.
Futbol ailesine öncülük etmesi, sorunları çözmesi gereken federasyonların tek derdi kendi bekası olunca da geleceğe yönelik olumlu konuşmak imkansız hale geliyor.
Eee ne demişler, 'Kel başa şimşir tarak.'