BU DÜNYADAN BİR SİNEMA EFSANESİ T A R I K A K A N GEÇTİ...

Abone Ol

“Güzel Türkiyemin Güzel Yüzüydü” Tarık Akan...

Hayatı katıldığı bir yarışmayla değişmiştir
Çağdaş zamanlardan bir fırtına gibi gelip geçen bir simadır.
Çok sevdiği halkının, haklının yanında yer almış, halkının, haklının çıkarları için kavga etmiş bir aydındır.
Tarık Akan hep şunu savunmuştur;
"Türkiye'de bir oyuncu olmanın gereklerinin en önemli yerlerinden biri tanesini yüklenilmesi gereken bir görev olarak üstüme almışım ben.
Ülkenin lâik, demokratik, çağdaş bir yapıya oturması için neler lâzımsa, onlar için bir şeyler yapilmasi gerektiğine inanan bir kişiyim.
Bunları da seçtiğim ve olmak istediğim bütün filmlerin içerisine sokmuşumdur.
Çünkü benim dünya görüşüm bu.
Buna inanıyorum. Başka türlü bu toplumun rahata kavuşması imkânsız diye düşünen kişilerdenim.
Bunu bir görev olarak koyuyorum kendime..."
Halkın "Bazı sanatçılar yapıtlarının toplamından fazla bir şeyi ifade ederler...
Bazen yapıtlarından farklı bir şeyi temsil ettikleri de olur...
Bu ‘bazıları’ yalnızca ait oldukları, rol aldıkları, ürettikleri, üretimine katkıda bulundukları alanda değerlendirilemezler!..’’
Ozan Haydar Ergülen’in bu saptamalarına tam
uyandır Tarık Akan!
Onu; salt -sinema sanatçısı- olarak görmek doğru değildir!..
Yapımcı, yazar, eğitim gönüllüsü, Nâzım sevdalısı, asla baş eğmez bir Mustafa Kemâl devrimcisidir de!
Nâzım ve Atatürk, herşeyden üstün tuttuğu iki yol göstericisidir.

****

​​​Sinemaya 52 yıl önce bir yarışmayla girdiğinde adı ‘'Kartpostal Çocuğu’'na çıkmış, Türkan Şoray, Fatma Girik, Filiz Akın, Hülya Koçyiğit ile peşpeşe film çekmişti...
Sonra "karakter oyuncusu" olgunluğuna erişti...
"Jönlük" bitmiş inanılmaz zor rollerin adamı olmuştu.
"Nehir", "Maden", "Sürü", "Yol", "Derman", "Kanal", "Ses", "Eylül Fırtınası" ve "Karartma Geceleri'’ndeki gibi!
111 sinema filmi ve 4 dizi çekmiştir.
12 Eylül’de yaşadıklarını da ‘Anne Kafamda Bit Var’da kaleme alandır.
12 Eylül faşist darbesinde Almanya’da Yılmaz Güney hakkındaki bir konuşmadan sonra İstanbul’da havaalanında cuntacılarca gözaltına alınmış, 2.5 ay zindanda kalmıştır...
Tarık Akan; "Barış Derneği" davasından da yargılanmıştır,
Nâzım Hikmet’in doğum yılı etkinliklerine katıldığı için soruşturmalar da açılmıştır hakkında...
Asla "sarayların, köşklerin sanatçısı da" olmamıştır!
Silivri duruşmalarında zulme, barikatlara, biber gazına direnen binlerdendi o!
“Atatürkçüleri, yurtseverleri zindana atıp çürütmek istiyorsunuz. Buna hayır diyoruz” diye haykırıyordu jandarmalara...
1 Mayıs’larda ön saf alan, Ankara’da TEKEL, Soma’da maden işçilerini yalnız bırakmayanlardandı!
Gezi Direnişi’ne destek verenlerden de!..

****

Sinemadan kazandığı paraları biriktirmiş, okul açmıştır Tarık Akan.
Bakırköy’deki "Taş Mektep" ve öğrencileri, herşeyiydi.
Cehaletle dinci faşizm ve hukuksuzlukla savaşımda öncüydü!
Türkiye’nin güzel yarınları için mücadele ettiğinden gericiler onu hiç sevmedi!
Daha toprağa verilmeden sosyal medyada ona küfürler, hakaretler yağdırmalarının sebebi budur.
Bu güruhun asla insan olma şansı yoktur zaten!
Bir not
sanat yaşamı boyunca kendisine önerilen hiçbir reklam filmini kabul etmemiştir.
“Beni halk Tarık Akan yaptı.
Ben halkın bana vermiş olduğu ismi onlara satamam ve dünyada her şey para değildir!” demiştir.

****

Para ve ün için değil insanlık, Cumhuriyet değerleri eğitim, kültür, sanat için harcanan inatçı hayattır Tarık Akan.
Bu kalpler seni unutur mu "yüreği de yakışıklı"!..
Bu halk seni çok ama çok -karşılıksız- sevdi.
Hâla seviyor, daima sevecek.
Yüreklere öyle kazındın ki, hep özleneceksin.
Hayata vedasının 9.yılında Ataol Behramoğlu’nun Tarık Akan’a ithaf dizeleriyle;

"Onu bir şeye benzet deseler
Derdim ki farksızdı yanardağdan
Dışardan sakin, dingin, suskun
İçi ateşle dolup taşan
Yurduna duyduğu sevgiydi o ateş
Çocuklara,aşka, özgürlüğe
Ve devleşen bir yangın alevi
Tel örgüler önünde
Kardeşim, yoldaşım, arkadaşım
Anın hep capcanlı kalacak senin
En önde olacaksınız Deniz’le birlikte
Kurtuluş şöleninde Türkiye’nin...”