GENEL

Cani baba ağır cezada yararlanacak

Boşanma aşamasındaki eşine gözdağı vermek için 3 ve 7 yaşındaki iki çocuğunun boğazına bıçak dayayan baba Şiyar Alpaslan'ın davasında, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi'nden emsal niteliğinde bir karar çıktı. Asliye Ceza ve Ağır Ceza mahkemeleri arasında gidip gelen dosyaya son noktayı koyan istinaf mahkemesi, sanığın eyleminin "basit tehdit" değil, "kasten öldürmeye teşebbüs" suçu oluşturduğuna hükmederek, sanığın ağır cezada yargılanmasına karar verdi.

Abone Ol

İzmir'de, tüm Türkiye'nin kanını donduran olay, 18 Kasım 2024'te yaşandı. Şiddetli geçimsizlik nedeniyle kendisinden boşanmak isteyen eşi Fatma Alpaslan'ı kararından vazgeçirmek isteyen Şiyar Alpaslan, akılalmaz bir yola başvurdu. Eşini görüntülü arayan Alpaslan, yanında bulunan çocukları Y.C.A. (7) ve B.A.'nın (3) boğazına bıçak dayayarak, boşanma davasını geri çekmemesi halinde çocukları öldüreceği tehditinde bulundu. Dehşet dolu anları telefon ekranından izleyen anne Fatma Alpaslan'ın şikayeti üzerine harekete geçen polis ekipleri, baba Şiyar Alpaslan'ı Karabağlar'daki evinde gözaltına aldı. Devlet korumasına alınan çocuklar, daha sonra annelerine teslim edilirken, tutuklanan baba hakkında 'Kasten yaralama' ve 'Silahla tehdit' suçlarından 6,5 yıla kadar hapis istemiyle İzmir 29'uncu Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı.

Ancak yargılama süreci, hukuk sistemindeki görev uyuşmazlığının çarpıcı bir örneğine sahne oldu. Davanın ilk görüldüğü asliye ceza mahkemesi, sanığın eyleminin "basit tehdit" suçunun ötesinde, 'Kasten öldürmeye teşebbüs' suçu kapsamında değerlendirilmesi gerektiğine hükmederek görevsizlik kararı verdi ve dosyayı ağır ceza mahkemesine gönderdi. Ancak dosyanın geldiği İzmir 18'inci Ağır Ceza Mahkemesi ise, eylemin 'Tehdit' suçunun unsurlarını oluşturduğu, öldürme kastının olmadığı gerekçesiyle, yeniden görevsizlik kararı vererek dosyayı asliye ceza mahkemesine iade etti. İki mahkeme arasında yaşanan bu görev uyuşmazlığı, dosyanın nihai kararı vermesi için İzmir Bölge Adliye Mahkemesi'ne taşınmasına neden oldu.

İstinaf son noktayı koydu: 'Eylem öldürmeye teşebbüs'

Mahkemeler arasındaki görev uyuşmazlığını çözmek için dosyayı ele alan İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 23'üncü Ceza Dairesi, Türk hukuk sistemi ve özellikle kadına ve çocuğa yönelik şiddet davaları için emsal teşkil edecek tarihi bir karara imza attı. Daire, sanık Şiyar Alpaslan'ın, iki küçük çocuğunun boğazına bıçak dayama eyleminin, basit bir "tehdit" olarak nitelendirilemeyeceğine, fiilin açıkça kasten öldürmeye teşebbüs suçu oluşturduğuna oy birliğiyle karar verdi. Bu kararla birlikte, İzmir 18'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nin verdiği görevsizlik kararı kaldırıldı ve sanığın ağır ceza mahkemesinde bu ağır suçlamayla yargılanmasının önü açıldı. Tutukluluk halinin devamına karar verilen sanık, 16 Aralık'ta yeniden hakim karşısına çıkacak.

Avukat Sığın: 'Failin iradesi ölçülmüş oldu'

Mağdur çocukların avukatlarından Nevraz Sığın, istinaf mahkemesinin verdiği bu kararın, benzer dosyalarda faillerin cezasız kalmasının veya daha az cezayla kurtulmasının önüne geçecek çok önemli bir içtihat olduğunu söyledi. "İlk etapta davanın asliye ceza mahkemesinde açılması bizce hatalıydı," diyen Sığın, talepleri doğrultusunda dosyanın ağır cezaya taşınmasının ve istinafın da bu yönde karar vermesinin, adaletin tecellisi adına önemli bir adım olduğunu belirtti. Avukat Sığın, kararın önemini şu sözlerle anlattı: "Bu karar çok önemli, çünkü buna benzer olayları sıklıkla yaşıyoruz. Birçok kadın ve çocuk sokakta buna maruz kalıyor. Sanıklar günümüzde silaha çok rahat ulaşabiliyor ve bu silahı yakınlarının boğazına dayayıp sonra da 'öldürme kastım yoktu, sadece tehdit ettim' diyerek sıyrılabiliyordu."

İstinaf mahkemesinin bu kararla aslında failin gerçek iradesini ölçtüğünü vurgulayan Sığın, "Eğer fail birini öldürmüyorsa, o an koşullar uygun olmadığı için öldürmüyor. Yoksa onun iradesinin ne olduğunu çok net anlamıyorduk. Benzer dosyalar 'basit tehdit' veya 'silahlı tehdit' denilip kapatılıyordu. Bu kararla, çocuklarının boğazına bıçak dayayan bir kişinin eyleminin 'basit tehdit' diyerek geçiştirilemeyeceği tescillenmiş oldu. Bu karar, benzer suçları işlemeye niyetlenenler için de caydırıcı olacaktır," dedi. Bu emsal karar, özellikle aile içi şiddet ve kadın cinayetleri davalarında, faillerin "kastım yoktu" savunmasının arkasına sığınmasını zorlaştıracak bir hukuki zemin oluşturması açısından büyük bir kazanım olarak değerlendiriliyor.