Cemil Meriç

Abone Ol

*****

*****

*****

Yalnız senin için yaşamak!

Bütün dostlardan,

Bütün düşmanlardan,

Bütün yabancılardan uzak bir dünyada;

Senin için konuşmak,

Senin için yazmak,

Senin için yaratmak...

Sen, dokunduğunu altına kalbeden büyücü...

Krezüs’ün dilsiz oğlu;

Savaşta babasını kurtarmak için,

Birden dile gelir...

Sen, dilsizleri konuşturacak kadar dilbersin...

Yılların levsi iskarpinlerini yalayıp geçmiş,

Yaşamamışsın ki kirlenesin...

Benim gözyaşlarından temiz sevgilim…

Sen bir anne sütü kadar,

Bir dua kadar temizsin...

Yalnız seni okumak istiyorum,

Yalnız seni dinlemek istiyorum...

Lamia'm benim!

Kollarımda;

Yeni doğmuş bir bebek gibi,

Uyuduğunu hatırlıyorum...

Ve yeni doğmuş bir bebek gibi uyanırdın...

Baş başa yaşadığımız bu asırlar kadar uzun,

Bu asırlar kadar dolu

ve bir rüyâ kadar kısa günlerde,

Gecelerde diyecektim aslında;

Dudaklarından bayağıya benzeyen,

Tek hece dökülmedi...

Uyurken, uyanıkken, sarhoşken...

Yalan söyleyen aynaları kırdım...

Sen şimdi o içten gülümseyen,

O içten ağlayan tertemiz Lamia'msın...

Saat, 6.30...

Az sonra seni arayacağım.

Ve sesin bütün karanlıkları dağıtacak.

Hangi karanlıkları?

Gönlüm bir ışık tufanı içinde...

Mektupların, gök kubbem!

Kelimelerin, bir yıldız yağmuru...

Bana öyle geliyor ki;

Yalnız mektubunu okurken,

Yalnız seni düşünürken,

Yalnız sana yazarken yaşıyorum...

Aşkımızın;

Kanunların - mevsimlerin dışında,

Kitaplardakine benzer tarafı yok...

Neden hislerini gizleyeceksin?

Aynı anları yaşamıyor muyuz?

Göğüs boşluğumda,

Senin kalbin de çarpıyor...

Sen ağlarken, ben de ağlıyorum...

Perhize gelince;

Senden başka kadın düşünemeyecek kadar,

Seninle doluyum birtanem..."

*****

Şairler ve Aşkları!

Bin yıllardır süregelen evrende, az kullanılmış kelimelere sihir üfleyip bakire anlamlarla yüklü cümleler kuran... Nakış nakış işlediği dizeleriyle, mısra mısra yüreğinden parmak uçlarına döktüğü kalemiyle; sanki başka bir evrene ait, başka bir boyutta gibi yaşadığı, yaşattığı ve hissettirdikleriyle... Şairler ve Aşkları dedik ya, ne dersiniz?

Tıpkı; Lamia Çataoğlu'nun, Cemil Meriç'e gönderdiği yine bir cevap mektubunda:

"O kadar edebi yazıyorsun ki,

Beni o kadar yüceltiyorsun ki;

Hitap edilen kadın,

Ben değilim sanki!" dedirtecek kadar...

Sizsiniz siz; bu kadar çok sevilen ve özlenen, adına şiirler yazılan özel kadınlar...İzmir'den, bir insanın anayurdu çocukluğudur ya; doğduğum topraklardan, memleketimden, iyi salılar...