Cevap
Yüzleri ana tribüne dönüktür bu anda… Profesyonel maçlarda istiklal marşı çalar ve okunur. Federasyonun saygı duruşu emri varsa önce o işlem uygulanır tabii… Sonra da orta hakem ve kaptanlar yazı-tura yaparlar ve top mu, saha mı sorusu… Velhasıl dördüncü hakem, gözlemci, temsilci, saha komiseri, yardımcılar ve kalecilerden alınan onay işaretlerinden sonra müsabakanın başlama düdüğü çalar… Ve santra vuruşu ile maç başlamıştır artık… Bu anlattıklarım her futbol maçından önce rutin tekrarlanır yazdığım yere kadar…
Ancak amatör müsabakalarda, özellikle de altyapılarda bu anlattıklarımın dışında bir hadise daha cereyan eder. Menemen testisi benzetmesini yaptığım, maçın orta hakemi, yardımcılar ve iki takımın ilk on birlerinden oluşan diziliş var ya… Adına seremoni dediğimiz… İşte o dizilişte top ve saha atışması yapılmadan orta hakem sağ ayağını ana tribüne doğru bir adım ileri atarak, sağ elini de tribüne doğru havalandırarak, “Türk Sporu ve Türk Gençliği için üç kez” diye yüksek ve gür bir sesle ünlenir. Futbolcular da daha yüksek ve daha gür bir sesle ve hep bir ağızdan “Sağ ol, sağ ol, sağ ol” şeklinde bağırırlar tribünlere doğru... Alkış, kıyamet tribünlerde… Eğer dolularsa tabii!
Amatörler ve altyapılar Türk Sporu ve Türk Gençliği için oynayacaklar! Hedefleri belli bir kere… Profesyoneller ve üst yapılar ne ya da neler için oynayacaklar? Fatih Terim’in Başkanlık dışında bir daha da gelmem dediği ve dördüncü defa Galatasaray’a geldiği dönemde cevabı sizlere bırakıyorum. “Türk Sporu ve Türk Gençliği” cevabını duyabileceğimiz günler görebilmek umuduyla…