Çizgiye ve mizaha adanmış bir ömür karikatürün ölümsüz imzası: Oğuz Aral

Abone Ol

-Efsane mizah dergisi Gırgır’ın her şeyiydi o.

Çalışma arkadaşları, tüm çizerler; titizliğine vurgu “Huysuz İhtiyar” lakabını takmışlardı. Bazıları da “Gırgır Karikatürist Yetiştirme Fakültesi Dekanı” derdi (!)

Karikatür dünyasının Abisi’ydi…

-Foça’da yaşayan yetiştirdiklerinden karikatürist Cihan Demirci bakın onu nasıl tarif ediyor?;
“Kolektif dergi çalışmasının bu topraklardaki gerçek öncüsüydü. Uykusuz gecelerin adamıydı. Avni’nin, Utanmaz Adam’ın daha bir sürü çizgi kahramanının babasıydı. Bildiğini paylaşmaktan, öğretmekten büyük keyif alan bir deryaydı…”

"Derginin son sayısı, mahkeme kararı ile toplatıldı. Sıkıyönetim Komutanlığı’nın derginin toplatılması ile ilgisi olmadığı, toplatma kararının doğrudan doğruya nöbetçi sivil mahkeme tarafından verildiği belirlendi!.."

****


Oğuz Aral , "Huysuz İhtiyar" olarak anılırdı (!) Çalışanlar ona,"Ovuz Aabi" diye hitap ederdi. Döneminde (1972-1989) Gırgır'ın tirajı, 500 binin üstüne çıkmıştır. Karikatürleri kadar, kitapları, "Huysuz İhtiyar" imzalı yazıları da ilgiyle okunurdu. Tip yaratmakta ustaların ustasıydı. halk tarafından tutulan çizgi roman kahramanları ün yapmıştı.

****

Hele "Avanak Avni’’… En ünlü ve en "sevimli’’ tiplemesiydi. "Avanak Avni'’yi derginin "ofis boyu"

Rıza Külegeç’ten esinlenerek çizmiştir. "Avni" o kadar ünlüydü ki, 1999’da Oğuz Aral onun için şöyle konuşmuştu: "O yıl 'Avni' futbolcular ve politikacılar dahil; ülkenin 'en ünlü' kişisi oldu.

Tabaklarda, bardaklarda, tişörtlerde, çarşaflarda, kolyelerde, kalemlerde, aklınıza gelebilecek her türlü tüketim maddesinde resmi basılır oldu… Tabii bütün bu olanlar benim iznim dışında oluyordu.

'Avni' yıllarca ticaret amacıyla kullanıldı. Eğer Türkiye’de Avrupa ya da Amerika’daki gibi sanatçıyı koruyan telif eserleri kanunu olsaydı şimdi bunca milyon doları ne halt edeceğimi kara kara düşünüyor olacaktım. Yani beni Allah korudu!..”

****

"Avni"'nin ünü, Türkiye sınırlarını aşmıştır; Güney Afrika’daki ırkçı olaylara karşı, Meksika’da ise ABD emperyalizmi karşıtı grupların sembolü olmuştur "Avanak Avni"... Fransa’da AB anayasasına karşı çıkan gruplar da "Avanak Avni" tipini kullanmışlardır. Oğuz Aral’ın karikatürleri ve "Huysuz İhtiyar" başlığı altında yazdığı mizahi öyküleri, ölümüne kadar Hürriyet Gazetesi’nde yayınlanmıştır.

****

Bizim kuşak "Gırgır'’lı yılları iyi bilir. O dönemdeki sloganı dillerdeydi derginin: Her derde devadır, Gırgır da Gırgır!..’’. Kendi çizer kuşağını kendi yetiştiren ustaydı Oğuz Aral...

****

Onun, kardeşi merhum Tekin Aral'ın, Nuri Kurtcebe, merhum Galip Tekin, Mehmet Çağçağ, Mehmet Polat, Latif Demirci, Hasan Kaçan, Ergün Gündüz, Gani Müjde, Necdet Şen, Sarkis Paçacı, Cihan Demirci, Atillâ Atalay ve Engin Ergönültaş ile isimlerini sığdıramadığımız çok sayıda sanatçının çizgilerine/esprilerine bayılırdık.



Oğuz Aral’ın darbecilerle başının derde girmemesi mümkün müdür? Buyrun,

Ünlü "Müşerref Tezcan Vak’ası’’ Halil Nebiler’den; Müşerref Tezcan, üstünde bayrak kırmızısı bir elbise, elbisenin göğsünde bir ay-yıldız, başında sünnet çocuklarının başlığı türünden ne olduğu pek kestirilemeyen bir başlık, başlıkta yine bir ay-yıldız, bağırıp duruyordu “Tek kanal TRT’de Müşo’yla yatıp Müşo’yla kalkar olmuştuk.

Sonra bir hafta sonu Gırgır'ın kapağında bildik bayraklı elbisesiyle Müşerref Tezcan -tam bir cadı görünümünde- çizilmişti. O hafta toplatıldı Gırgır. Neydi Müşerref Tezcan Vak’ası?

Oğuz Aral, evinin ortasına kendi kafasında kurduğu sanal hologramında o günleri bir kez daha izledi ve anlatmaya başladı: “Kafasına bir fes, üstüne kırmızı bir bez, memelerinin üstüne bir ay-yıldız, al sana imaj. Ulan bir baktım, İzmir’de birazcık direnmeye çalışan işçilere karşı bu kadının şarkısı kullanılıyor, işte ‘Yurduma düşman girmiş’ falan diye.

****

Peki ama o karikatürün ne çizgisi, ne esprisi Oğuz Aral’ındı. Üstelik karikatürde imza da yoktu.

Derginin sorumlu müdürü de Aral değildi. Neden kendisi gidip teslim olmuştu? İşte yanıtı;

“Her şeyi ben göğüslemek zorundaydım. O çocukları o vahşetin içine atamazdım, atmadım.”

****

Bodrum’da kaldığı otelde fenalaşan usta karikatürist, başına toplananlara “Rahatsız olmayın, tatilinizi yapın”, kendisini sedyeyle taşıyan doktor ve sağlık görevlilerine de “Çocuklar kusura bakmayın, ihale size kaldı galiba. Aman ne olur çevreye hissettirmeyin. Doktorum; şapkam da sende hatıra olarak kalabilir” demiştir. Son saatlerinde bile esprili halini sürdürmüştür. Oğuz Aral’ı, 68 yaşında yitirdik.. Çizgi ve Yürek Ustası’nın üzerine hâlâ yıldızlar yağıyor. Anısına saygı ve özlemle… (Yararlanılan kaynaklar:Leblebitozu, ListeList)

(Sezen Aksu)

40 YILLIK DOSTU DOĞAN HIZLAN’DA SÖZ;

bu kez de mizah yazısında zirveye koşuyor.

Bir koltukta iki karpuz taşıyor, diye adamı överlerdi, Oğuz'un taşıdıkları maşallah iki Diyarbakır karpuzu. Kimileri iyi, usta çizerdir ama yazısı yoktur, kiminin de yazısı vardır çizgisi yoktur.

Oğuz'da her ikisi de Allah vergisi.Yazar Oğuz Aral benim yaşadıklarımı, sizin yaşadıklarınızı,

kısaca hepimizin yaşadıklarını öylesine doğal ortamda anlatıyor ki, gerçek ve zekadan doğan mizah budur diyorum.’’