Gaziantep deplasmanı öncesi “kâbus maç” olarak görülen doksan dakika, sarı lacivertliler için resmen “basit galibiyet provasına” dönüştü.
Sahada gerçek bir takım vardı. Müthiş ön alan baskısı yapan, sürekli pas akışı, rakibe nefes aldırmayan güç… İşte gerçek Fenerbahçe oyunu bu. İlk yarı bittiğinde skor kadar kart sayısı daha çok dikkat çekti. Alvarez, Brown ve Skriniar sarı kart sınırına dayandı. İkinci yarıda ise İsmail ve Oosterwolde eklendi.
Taraftarın diğer merak ettiği ise Mourinho virüsü geri döner mi? Tedesco maç boyunca akıllıca dokunuşlar yaptı. Hem kart tehlikesi yaşayan oyuncuları korudu hem de yeni enerji aşıladı.
Talisca kariyerinin en anlamlı gollerinden birini attı. Fenerbahçe’nin 4 golüne iki direkten dönen top ve kaleci kurtarışlarını eklersek ortaya sadece galibiyet değil, takım dayanışması çıktı. Bu maçla sadece üç puan değil, özgüven de kazandılar. Camiaya “Yapabiliriz!” duygusunu uzun zamandır hissettirmeyen oyuncular, uyandırdı herkesi.
Beşiktaş derbisi öncesi yakalanan rüzgâr nabızları hızlandırdı. Artık herkesin gözü büyük buluşmada. Sezonun kaderi, coşkusu bu maçta yatıyor. Bu oyun anlayışla oynayan Fenerbahçe sadece rakibini değil, sınırlarıda aşıyor. Bakalım taraftarın kalbinde bu inanç parlamaya devam edecek mi?