TRT tarafından düzenlenen Uluslararası Çocuk Medyası Zirvesi 2025, ‘Dijital Çağda Çocuk Medyası: Aileyi Güçlendirmek, Değerler İnşa Etmek’ temasıyla İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın katılımıyla gerçekleşti. Dijital dünyada çocukların karşılaştığı sorunlar, güvenli ve nitelikli içerik üretimi, kültürel değerlerin korunması ve uluslararası ölçekte politika geliştirme konularının ele alınacağı zirveye, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın yanı sıra Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Burhanettin Duran, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir, İstanbul Valisi Davut Gül, TRT Genel Müdürü Prof. Dr. Mehmet Zahid Sobacı ve çok sayıda kişi katıldı.
‘BİZ BÜYÜKLERİN ÖDEVİ ÇOCUKLARI HER TÜRLÜ ZARARDAN KORUMAK’
Burada açılış konuşması yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, "Bugün burada en büyük değerimiz olan çocuklarımız için buluştuk. Çünkü çocuklar hepimizin masumiyetidir. Geleceğin yazıldığı tertemiz sayfalardır. İşte o yüzden bu zirvede dünyanın en önemli gündemlerinden biri olan çocuk medyası meselesini ele alacağız. Çünkü biz büyüklerin ödevi çocukları her türlü zarardan korumak ve onlara sağlıklı büyüyebildikleri bir ortam hazırlamaktır. Eminim ki burada verilecek mesajlar Türkiye'de ve dünyada çok daha iyi bir geleceğe hizmet edecek. Anne babaların çocukların dijital dünyayı olan düşünürlükleriyle ilgili son derece endişeli olduklarını biliyoruz. Gelin önce iğneyi kendimize batıralım. Çünkü çocukların hayatlarını doğdukları ilk andan itibaren dijitalleştiren bizleriz. Eskiden annelerin sesinin, nefesinin sindiğinin ninnilerle uyuyan bebekler şimdi beyaz gürültüyle uyuyorlar. Televizyon, tablet, telefon gibi araçlar ebeveynler tarafından bazen çocuğu sakinleştirmek için dijital emzik yapılıyor. Bazen yemek yedirmek için dijital arkadaş olarak kullanılıyor. Ebeveynler çocukların ev hallerinden okul hayatlarına kadar hemen her anlarını sosyal medyada paylaşıyorlar. Çocuk adına hayatı boyunca peşini bırakmayacak bir dijital ayak izi oluşturuyorlar. Bunun sonucunda çocukların her insanın hakkı olan unutulma hakkı elinden alınır. Artık evlerin kapısı kapandığında dünya dışarıda kalmıyor. Kendi rızamızla kapılarımızı, duvarlarımızı saydamlaştırıyoruz. Evlerimizin içinde her an tanıdığımız ve tanımadığımız, güvenilir olup olmadıklarını hiç bilmediğimiz onlarca insanı ağırlıyoruz. Ne yazık ki mahremiyet kavramının son derece muğlaklaştığı günlerden geçiyoruz. Dünyanın her yerinde olduğu gibi ülkemizde de ekran süresi günlük 6 saatin üzerine. Araştırmalar insanların telefonlarını günde ortalama yüz kere kontrol ettiğini söylüyor. O yüzden şunu unutmayalım ki yetişkinlerin başları ekranlara gömülü olduğu sürece çocuklar da farklı bir yol izlemeyecekler. Çocuklarımız sosyal medyada aradıkları beğeni, ilgiyi, özgüveni, sevgiyi aile ocağında bulsun. O yüzden gelin bayramlaşmayı görüntülü konuşmalarla, özel günleri kutlamayı, sanal kartlarda duygularımızı anlatmayı, emojilerle ikame etmeyi bırakalım. Hayatın da tıpkı bir bahçe gibi bakım ve özen istediğini unutmayalım" dedi.