Rojda DOLGUN/ Engelli bireylerin eşit erişim sorunun vurgulandığı basın açıklamasını platformun kurucu üyelerinden Serap Dikmen Ahmetoğlu okudu. Ahmetoğlu, İzmir’deki kaldırımların araçlar tarafından işgal edildiğini, pek çok bölgede rampaların olmadığını ve toplu taşıma araçlarının engellilere uygun şekilde düzenlenmediğini dile getirdi. “Engelli bireyler kentin sokaklarında hâlâ özgürce dolaşamıyor. Otizmli, görme, işitme, zihinsel ve fiziksel engelli bireyler günlük yaşamda yok sayılıyor” sözleriyle durumu belirtti.
Sokağa çıkın demek yetmez
Ahmetoğlu, engellilerin sosyal yaşama katılımının yalnızca teşviklerle sağlanamayacağını ifade etti. “Sürekli ‘sokağa çıkın, sosyal olun’ deniyor ama bunun için gerekli altyapı sağlanmıyor. Eşit erişim sağlanmadıkça bu çağrıların bir anlamı yok. Biz engelli yurttaşlar için değil, tüm toplum için erişilebilir bir kent talep ediyoruz,” dedi. Açıklamada “Erişim haktır, lütuf değil” ifadesi kullanıldı. Ahmetoğlu, tüm durakların, yolların, metroların ve otobüslerin engelsiz hale getirilmesi gerektiğini söyledi. Ayrıca görme engelliler için sarı çizgiler, yönlendirmeler ve sesli duyuru sistemlerinin eksiksiz uygulanmasının şart olduğunu belirtti. Platform üyeleri, kentte birçok noktada görme engelliler için ciddi tehdit oluşturan asılı reklam panolarına da dikkat çekti. Ahmetoğlu, bu durumun basit bir ihmal değil, yaşam hakkını hiçe sayan bir sorumsuzluk olduğunu ifade ederek, “Derhâl kaldırılmalı ve bir daha aynı hataya düşülmemelidir” dedi.
Eşit yaşam hakkı vurgusu
365 Gün Engelliler Platformu, yalnızca engelli bireyler için değil, yaşlılar, çocuklu aileler ve geçici sakatlık yaşayanlar için de erişilebilirliğin önemine değindi. “Erişilebilir şehir yalnızca engelliler için değil, aslında hepimiz için güvenli ve konforlu bir yaşam demektir. Bugün bize engel olan şey, yarın herkese engel olabilir,” denildi. Platform üyeleri, taleplerini içeren dilekçeleri belediyeye teslim ettikten sonra “365 gün mücadeledeyiz” diyerek eylemlerini sonlandırdı. Kentte engelli hakları konusunda yıllardır mücadele ettiklerini hatırlatan platform üyeleri, bundan sonra da susmayacaklarını belirtti.
Eylemde verilen mesajlardan biri de toplumun tüm kesimlerine yönelikti. Engellilerin yaşadığı sorunların yalnızca belediyelerin değil, tüm toplumun sorumluluğu olduğuna dikkat çekildi. “Kaldırımları işgal eden araçlardan, toplu taşıma araçlarında yer vermeyen yolculara kadar herkesin sorumluluk alması gerekiyor. Engelliler için eşit yaşam hakkı bir tercihten öte zorunluluktur” denildi.
Kentin her köşesinde görünmez engeller
Platform üyeleri, İzmir’in birçok bölgesinde engelli bireylerin günlük yaşamını zorlaştıran örnekleri paylaştı. Dar kaldırımlar, bozuk yollar, yetersiz rampalar, işitme engelliler için yetersiz bilgilendirme sistemleri ve toplu taşımada yaşanan sorunlar engellilerin hayatını kısıtlayan başlıca nedenler arasında sıralandı. Eyleme katılan engelli yurttaşlar ve aileleri, sorunların çözümü için mücadeleyi sürdüreceklerini vurguladı.
Yapılan basın açıklamasının tamamı şu şekilde:
"Bizler 365 Gün Engelliyiz Platformu olarak buradayız.
İzmir’de engelliler hâlâ özgürce sokağa çıkamıyor!
Kaldırımlar işgal altında, rampalar yok, toplu taşıma erişilemez.
Otizmli, görme, işitme, zihinsel ve fiziksel engelli bireyler yok sayılıyor.
Biz diyoruz ki:
“Sokağa çıkın” demek yetmez, eşit erişim istiyoruz!
Tüm duraklar, yollar, metrolar ve otobüsler engelsiz olmalıdır!
Sarı çizgiler, yönlendirmeler, duyuru sistemleri eksiksiz uygulanmalıdır!
Asılı reklam panoları görme engelli bireyler için ciddi bir tehlike yaratmaktadır. Bu, basit bir ihmal değil; yaşam hakkını hiçe sayan sorumsuzluktur! Derhâl kaldırılmalı ve bir daha aynı hataya düşülmemelidir!
Tüm engel grupları için şehirde eşit yaşam hakkı sağlanmalıdır!
Unutulmasın ki, erişilebilir bir şehir sadece engelliler için değil, yaşlılar, çocuklu aileler, geçici sakatlık yaşayanlar ve aslında tüm toplum için güvenli ve konforlu bir yaşam demektir.
Bugün bize engel olan şey, yarın herkese engel olabilir.
Biz buradayız, susmuyoruz!
365 gün engelliyiz, 365 gün mücadeledeyiz!
Erişim haktır, lütuf değil!"