Gazeteciler günü

Abone Ol

1961 yılında gazetecilerin çalışma haklarında önemli iyileştirmeler getiren 212 Sayılı Yasa'nın yürürlüğe girmesi sonucu çıkarları zedelenen 9 gazete sahibi 3 gün süreyle gazetelerini çıkarmama kararı alıyor. Gazeteciler bu karar üzerine 10, 11 ve 12 Ocak'ta "Basın" adıyla kendi gazetelerini yayınlıyor. O günden sonra 10 Ocak, Gazeteciler Bayramı olarak kutlanıyor. Ancak 12 Mart müdahalesiyle basına getirilen kısıtlamalara tepki olarak 'gün' bayram olmaktan çıkartılarak "Çalışan Gazeteciler Günü" olarak anılıyor.
Şimdi nasıl anacaksınız Gazeteciler Günü'nü? 12 Mart'tan bu yana Abdi İpekci'den Ümit Kaftancıoğlu'na, Çetin Emeç'ten Turan Dursun'a, Uğur Mumcu'dan Hrant Dink'e öldürülen onlarca gazeteciyi anarak mı? Yoksa şu anda cezaevinde yatan 140'dan fazla gazetecinin adlarını anarak, ülkeyi bir gazeteci cezaevi haline getiren iktidarı suçlayarak mı? Dünyanın hangi ülkesinde bu kadar çok öldürülen, bu kadar çok cezaevine atılan gazeteci var?
Ahmet Şık ve Nedim Şener'in Ergenekon rezilliğinden tutuklanmasından sonra oluşturulan "Dışarıdaki Gazeteciler Grubu" gazetecilere uygulanan baskı nedeniyle dışarıda olmakla içeride olmak arasındaki mesafenin giderek azaldığını savunuyor. Ergenekon soruşturmasında FETÖ'cüler tarafından yaklaşık bir yıl cezaevine atılan Ahmet Şık'ın FETÖ'cü suçlamasıyla tutuklanmasını nasıl açıklayabilirsiniz ki? Şık savunmasında şöyle diyor;
“Zaten geçmişten beri sorunlu olan yargının kendisinin hukuka bağının bu kadar zayıf olduğu bir süreçte, mesleki faaliyetlerimin soruşturma konusu edilmesini, meslek hayatıma hakaret sayarım.”
Anayasa Mahkemesi uzun bir sessizlikten sonra cezaevindeki bir grup gazetecinin bireysel başvurusunu görüşme kararı aldı. Umarız yarın yapılacak görüşmede olumlu bir karar alınır. Böylece Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde bu konuda Türkiye aleyhine alınacak bir kararın da önüne geçilir.