İsrail'in uzun süredir devam eden ablukası altındaki Gazze Şeridi, şimdi de korkunç bir açlık kriziyle boğuşuyor. Birleşmiş Milletler (BM), bölgedeki durumun vahametini gözler önüne seren çarpıcı bir açıklama yaparak, yaklaşık 1 milyon kadın ve kız çocuğunun doğrudan toplu açlık riskiyle karşı karşıya olduğunu duyurdu. Bu durum, zaten kırılgan olan bölgedeki yaşam koşullarını daha da felaket bir noktaya taşıyor.
BM Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA), sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, Gazze'deki kadınlar ve kız çocuklarının karşılaştığı bu ciddi kıtlık ve açlık tehdidine vurgu yaptı. Açıklamada, yiyecek ve su bulmak gibi en temel hayatta kalma yöntemlerinin bile ölüm riski taşıyan bir çabaya dönüştüğü belirtildi.
Hayatta kalma mücadelesi ve ölümcül seçimler
UNRWA'nın ifadeleri, Gazze'deki kadınların ve kız çocuklarının ne kadar zorlu bir hayatta kalma mücadelesi verdiklerini gözler önüne seriyor: "Bir milyon kadın ve kız çocuğu toplu açlık riski altında. Gazze’deki kadınlar ve kız çocukları, yiyecek ve su bulmak için dışarı çıkmak gibi ciddi ölüm riski taşıyan hayatta kalma yöntemlerine başvurmak zorunda kalıyor." Bu durum, insani yardım kuruluşlarının defalarca dile getirdiği "çaresizlik" tablosunu bir kez daha teyit ediyor.
Gazze'deki abluka, temel yaşam malzemelerine erişimi kısıtlayarak, bölge halkını giderek daha fazla kıtlıkla karşı karşıya bırakıyor. Özellikle kadınlar ve çocuklar, bu durumdan en çok etkilenen kesimlerin başında geliyor; zira onların beslenme ihtiyaçları ve savunmasızlıkları, krizi daha da derinleştiriyor.
Acil yardım çağrısı ve sınır kapılarının önemi
Birleşmiş Milletler, Gazze'deki ablukanın derhal kaldırılması ve insani yardımların geniş ölçekte, kesintisiz bir şekilde bölgeye ulaştırılması için acil çağrıda bulundu. İsrail'in 2 Mart'tan bu yana Gazze'ye tüm geçişleri kapatarak insani yardımların girişini engellemesi, durumu daha da kötüleştiriyor. Sadece sınırlı miktarda malzemenin girişine izin verilmesi, yaklaşık 2,4 milyon nüfuslu Gazze'de ciddi bir açlık tehlikesine yol açmış durumda.
BM'nin bu çağrısı, uluslararası toplumun harekete geçmesi ve ablukanın kaldırılması için İsrail üzerinde baskı kurması gerektiğinin altını çiziyor. Sınır kapılarının tamamen açılması ve insani yardım konvoylarının engelsiz bir şekilde bölgeye ulaşması, Gazze'deki kıtlığın önüne geçmenin tek yolu olarak görülüyor.
Açlık bilançosu giderek ağırlaşıyor
Gazze'deki Sağlık Bakanlığı'nın açıkladığı veriler, açlık krizinin ölümcül boyutunu gözler önüne seriyor. İsrail'in uyguladığı abluka nedeniyle 7 Ekim 2023'ten bu yana açlık ve yetersiz beslenme nedeniyle hayatını kaybeden Filistinlilerin sayısı, 108'i çocuk olmak üzere 251'e yükseldi. Bu rakamlar, sadece istatistik değil, aynı zamanda her birinin arkasında trajik bir insan hikayesi barındıran acı gerçekleri temsil ediyor.
Hayatını kaybedenlerin büyük çoğunluğunu çocuklar ve kadınlar oluşturması, krizin en savunmasız kesimleri vurduğunu kanıtlıyor. Yetersiz beslenme, özellikle küçük çocukların gelişimini olumsuz etkileyerek, uzun vadede geri dönülemez sağlık sorunlarına yol açıyor.
BM dünya gıda programı'ndan vahim rapor
Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı (WFP) da, Gazze'deki durumun vahametini teyit eden bir rapor yayımlamıştı. Raporda, Gazze'deki halkın üçte birinin günlerdir yemek yiyemediği belirtilmişti. Bu durum, Gazze'deki gıda güvensizliğinin kritik seviyelere ulaştığını ve acil önlemler alınmadığı takdirde durumun daha da kötüleşebileceğini gösteriyor.
WFP, gıda yardımının bölgeye ulaşmaması halinde, açlık nedeniyle ölümlerin artmasından ve yaygın bir insani felaketin yaşanmasından endişe duyduğunu defalarca dile getirmişti.
Uluslararası hukukun ihlali ve ahlaki sorumluluk
İsrail'in Gazze'ye uyguladığı abluka, uluslararası hukuka göre sivillere yönelik toplu cezalandırma anlamına geliyor ve savaş suçu teşkil edebilir. Temel insani ihtiyaçlara erişimin engellenmesi, Gazze halkının yaşam hakkını doğrudan tehdit ediyor.
Birleşmiş Milletler'in ve diğer uluslararası kuruluşların bu konudaki uyarıları, küresel toplumun ve ilgili tüm aktörlerin bu insani krize karşı ahlaki ve hukuki sorumluluklarını yerine getirmeleri gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor. Gazze'de yaşananlar, sadece bölgesel bir mesele olmaktan çıkmış, tüm dünyanın vicdanını sızlatan bir insanlık dramına dönüşmüştür.
Geleceğe dair endişeler ve acil çağrılar
Eğer Gazze'deki abluka devam eder ve insani yardımlar yeterli düzeyde bölgeye ulaşmazsa, açlık krizinin çok daha geniş kitlelere yayılması ve binlerce kişinin hayatını kaybetmesi kaçınılmaz olacaktır. BM'nin özellikle kadınlar ve kız çocukları üzerindeki odaklanması, krizin demografik etkilerine ve savunmasız kesimlerin yaşadığı özel zorluklara dikkat çekiyor.
Uluslararası toplumun, bu krizin derinleşmesini engellemek ve Gazze halkının hayatta kalma mücadelesine destek olmak için acil ve kararlı adımlar atması büyük önem taşıyor. Aksi takdirde, Gazze'de yaşananlar, yakın tarihin en büyük insani felaketlerinden biri olarak kayıtlara geçecektir.