İzmir Körfezi’nin kuzeyinde, Gediz Nehri’nin binlerce yıldır taşıdığı alüvyonların birikmesiyle oluşan Gediz Deltası, hem ekolojik zenginliği hem de barındırdığı kuş türleriyle Doğu Akdeniz’in en kritik sulak alanlarından biri olarak kabul ediliyor.
Yaklaşık 40 bin hektarlık yüzölçümüyle dikkat çeken delta; sazlıklar, lagünler, tuzcul çayırlar ve geniş kıyı düzlüklerinden oluşan mozaiğiyle doğa meraklılarının da uğrak noktası haline gelmiş durumda.
Ramsar sulak alan sözleşmesi kapsamında uluslararası öneme sahip bir bölge olarak tanımlanan deltada, yılın farklı dönemlerinde 300’e yakın kuş türü gözlemlenebiliyor.
Gediz Deltası, taşıdığı bu biyolojik çeşitlilik nedeniyle sadece Türkiye ölçeğinde değil, tüm Akdeniz havzasında özel bir konuma sahip.
Bölge, göç yolları üzerinde stratejik bir durak noktası olması sayesinde her sezon binlerce bireylik kuş sürüsüne “konaklama” imkânı sunuyor.
Doğanın vitrininde üçlü koruma kalkanı
Deltanın önemi, sahip olduğu koruma statüleriyle de tescillenmiş durumda.
Ramsar Alanı, Yaban Hayatı Geliştirme Sahası ve Doğal Sit Alanı statülerini aynı anda taşıyan Gediz Deltası, sadece kuşlar için değil; balıklar, sürüngenler ve memeliler için de hayati bir yaşam alanı oluşturuyor. Bölge için bir diğer önemli adım ise UNESCO Dünya Doğa Mirası listesine alınması için yürütülen başvuru süreci.
Bu süreç tamamlandığında Gediz, Efes ve Bergama gibi kültürel miras alanlarının yanına, doğa mirası olarak eklenmiş olacak.
Uzmanlar, deltadaki su rejimi, tuzluluk dengesi ve bitki örtüsünün korunmasının; hem kuş popülasyonlarının sağlığı hem de İzmir Körfezi’nin ekolojik geleceği açısından belirleyici olduğuna dikkat çekiyor. Kıyı dolgu projeleri, kirlilik baskısı ve kontrolsüz yapılaşma, deltayı bekleyen en ciddi tehditler arasında gösteriliyor.
Tepeli pelikanlar şehrin kapısında mola verdi
Gediz Deltası’nı uluslararası ölçekte özel kılan türlerin başında, nesli küresel ölçekte tehlike altında olan tepeli pelikan geliyor. Geniş kanat açıklığı, gösterişli gagası ve başındaki kabarık tüyleriyle bilinen bu tür, yılın belli dönemlerinde deltada ve çevresindeki sulak alanlarda görülüyor.
Son günlerde sürü halinde hareket eden tepeli pelikanlar, kent merkezine en yakın noktalardan biri olan Karşıyaka’daki Bostanlı balıkçı barınağını ziyaret ederek renkli görüntüler oluşturdu.
Balıkçı teknelerinin çevresinde süzülen, zaman zaman suya dalarak avlanan pelikanlar, sahilde yürüyüş yapan İzmirlilerin de ilgisini çekti. Uzmanlar, bu tür yakın temasların kuşların rahatsız edilmeden, belli bir mesafeden izlenmesi gerektiğini vurgulayarak, özellikle besleme amaçlı yaklaşmanın doğal davranışlarını bozabileceği uyarısında bulunuyor.
Kuş cenneti deltada yaşam devam ediyor
Gediz Deltası, yalnızca tepeli pelikanların değil; flamingo, angıt, balıkçıl, martı ve birçok kıyı kuşu türünün de yıl boyu ya da mevsimsel olarak kullandığı bir “kuş kenti” konumunda.
Özellikle flamingoların pembe renkleriyle su yüzeyini boyadığı gün batımı saatleri, hem fotoğrafçılar hem de doğa severler için eşsiz manzaralar sunuyor.
Yetkililer, deltaya yönelik farkındalığın artmasının, bölgenin korunmasına dair toplumsal sahiplenmeyi güçlendirdiğini belirtiyor.
İzmirli doğa gönüllüleri ve sivil toplum örgütleri, yıllardır Gediz’in hem kirlenmemesi hem de doğal yapısının bozulmaması için kampanyalar yürütüyor.
Şehir merkezine bu kadar yakın bir “vaha” olan Gediz Deltası, doğru koruma politikalarıyla gelecek kuşaklara aktarılmayı bekleyen eşsiz bir doğa mirası olarak öne çıkıyor.