GÖNÜLLERE GİREN, İŞTE ZEKİ MÜREN

Abone Ol

29 yıl önce Ayrılık Defteri elimize verilmişti Zeki Müren'in...
Türk Sanat Müziğini bize sevdirendi. Şarkılarıyla ağladık, güldük,
şarkılarında ayrıldık,
o şarkılarında üzüldük, hüzünlendik...
O; Hiç Batmayan
"Sanat Güneşi"ydi!
Türk Sanat Müziğinin "Paşa"sıydı...
Unutulmaz şarkıları kadar, çoğumuzun aklına; aldığı altın plaklar, sahnede cesurca giydiği kostümleri gelir.

-ÖNCÜ SANATÇI -

Nihat Demirkol 'un "Feyzi Aslangil'e Mektuplar" kitabından bir anekdot;
"2 Mayıs 1955 gecesinin Türkiye sahnelerin bir dönüm noktası olduğu yazar her yerde. Küçük Çiftlik Gazinosu'nda sahne aldığı o ilk gece beyaz bir frak giymişti Zeki Müren. Arkasında oturan ve ona eşlik eden ustalar; yani, Selahattin Pınar, Sadi Işılay, İsmail Şençalar, Yorgo Bacanos, Kadri Şençalar, Şükrü Tımar, Hakkı Derman, Necdet Gezen ve Feyzi Aslangil de bir örnek mavi ceket, gri pantolon ve gri papyonlarıyla yerini almıştı.
Şıklığıyla tanınan Selahattin Pınar bu işe biraz alınmıştı ama, 'canım üstadım, siz giyerseniz onlar da giyer'
nezaketine kayıtsız kalamamıştı.
İzleyen yıllar ve sanatçının,1960'ların ortalarından itibaren öne çıkan tercihleri, bu görsel devrimi de unutturacak 'allı-pullu yeniliklerle'le akıp geçti.
Öyle ki, belki de Zeki Müren hakkında asıl söylenmesi gerekenler, sadece, 'sesinin güzelliği ve biricikliği, tane tane telaffuz ettiği Türkçe'ye hakimiyetine' övgüler düzmekle kaldı."
(Sayfa 114, Yakın Kitabevi, 2025)

-"HUZURUNIZDA ZEKİ MÜREN"-

Yıl 1950'dir. Henüz İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Süsleme Bölümü'nde öğrencidir Zeki Müren.
TRT İstanbul Radyosu solist sınavı açmış, 186 aday arasından birincilikle kazanmıştır o sınavı.
Ve yaşamında dönüm noktası olacak tarih; 1 Ocak 1951...
O gün dönemin ünlülerinden Perihan Altındağ Sözeri'nin radyo programı vardır. Ancak sanatçı rahatsızlanmıştır.
Müren'in musiki dersi aldığı hocalarından Refik Fersan çözümü öğrencisi Zeki Müren'i programa davet etmekle bulacaktır. 45 dakikalık programı, saz heyetini şaşırtmıştır, radyo dinleyicilerini de merak içinde bırakmıştır.
Zeki Müren mutluluktan uçmaktadır elbette...
İlk konserini de Ankara Büyük Sinema'da verecektir.(19 Kasım 1953)
1976'da Londra Royal Albert Hall'da konser veren "İlk Türk Sanatçı" unvanı da onundur.

-UNUTULMAZ BESTELERİ VE FİLMLERİ-

Bestekârdır Zeki Müren.
Daha 17 yaşındayken "Zehretme Hayatı Bana Cânânım"ı bestelemiştir.
"Şimdi Uzaklardasın ", "Bir Demet Yasemen", "Manolyam" ve "Gözlerinin İçine Başka Hayâl Girmesin" bugün de dillerden düşmeyen besteleri arasındadır.
19 filmde oynamıştır Zeki Müren. 71 yıl önceki ilk filmi, Cahide Sonku'yla başrolünü paylaştığı"Beklenen Şarkı" büyük sükse yapmıştır.
"Berduş", "Hep O Şarkı ", "Kırık Plak", "Bahçevan", "Kayıp" bazı filmleridir. Filmlerinin çoğunun müziğini kendi yapmıştır.

-SESİ, DEDESİNDEN MİRAS-

Müzik otoritelerine göre;
"Cumhuriyet tarihinin en önemli müzisyenlerindendi
Zeki Müren.
Türkiye’nin yalnızca müzik hayatında değil, sosyal ve siyasal hayatında da en önemli figürlerden biri oldu."
Röportajlarında, ses mirasını dedesinden aldığını anlatırdı.
Harika diksiyonuyla kullandığı Türkçe, İstanbul Türkçesinin en maharetli telaffuzudur.
Zeki Müren, yalnızca sahnede bıraktığı eserlerle değil; vasiyetiyle de toplumun geleceğine ışık tutandı.

-FUAR VE SANAT GÜNEŞİ-

Bu yazı, İzmir Fuarı'ndaki Zeki Müren "den söz etmeden olmaz. 1967'den itibaren her yıl Fuar'da Basmane 9 Eylül kapısından girişte sağdaki Halit Alpman'ın Manolya Bahçesi'nde sahne alırdı "Sanat Güneşi".
Dönemin havaalanı Çiğli'de görkemle karşılanır, o da "Canım Ege'me Saygımla Geldim" yazılı pankartı taşırdı uçaktan inişinde.
Meslek Büyüğüm rahmetli Erkin Usman anlatıyor;
"Kültürpark'ın çeşitli noktalarında merhum Zeki Müren'in anıları var. Zeki Müren, her yıl İzmir Fuar'ında 30 günlük dönemin son 22 gününü konserler vererek geçirirdi. Manolya ile Göl Gazinosu'nda yaşanılan 30 Ağustos-20 Eylül arasındaki bu konserlere, 'Zeki Müren Konserleri' de denilirdi."
"İzmir Baba" Sancar Maruflu da, Zeki Müren'in vazgeçemiyeceği dostlarından biriydi.
Sancar Baba anlatıyor:
"Zeki Müren, el ayak çekildikten sonra hiç kimsenin olmadığı saatlerde özellikle ay ışığında Fuar içinde dolaşmaya, yürüyüş yapmaya bayılırdı. Kültürpark'a Karşıyakalı Küçük Talat (Muşkara) ile Tenisci Hayri Şen tarafından hediye edilen Manolya ağaçları onun ilgisini çekerdi.
Sanatçımız, gül bahçesinde serin Eylül sabahları kahvaltı yapmaya bayılırdı. Göl Gazinosu'nun ve Lunapark'ın patronu merhum Osman Kavran'ın, gül bahçesine özel kurdurduğu masada, kül ateşi semaverden tavşan kanı çay içip, İzmir gevreği ile yumurtalı boyozlarla ve Bergama tulum peyniriyle kahvaltı yaptığını bizzat görüp, yaşayanlardanım. Zeki Müren'e gül bahçesi'nde; Erol Simavi'nin, Fahrettin Aslan'ın, Yusuf Nalkesen'in, Necdet Yazar'ın, Osman Kavran'ın, İhsan Alyanak'ın, Rüştü Şardağ'ın, Gönül Yazar'ın, Ajda Pekkan'ın, Emel Sayın'ın, Ertan Anapa'nın, Tanju Okan'ın, Beyhan Akıncı'nın, Behiye Aksoy'un, Egemen Bostancı'nın, Coşkun Erdem'in, Ercüment Batanay'ın, Haşmet Uslu'nun, Arif Kayıra'nın, Saffet Kuyaş'ın ve Ali Ulutanır'ın da zaman zaman konuk olduklarını iyi hatırlayanlardanım."

-VEDASI EYLÜLDEYDİ-

Türk Sanat Müziği’nin ‘’dertli gönüllere giren’’ Paşa’sı Zeki Müren’in ayrılık tarihi, bir Sarı Eylül’dü!
Renkli fotoğrafları çektiğim
tarihtir 24 Eylül 1996.
Günlerden Salı'ydı. "Sanat Güneşi" ZekiMüren 'in TRT İzmir Televizyonu stüdyolarında rahatsızlanıp Dünya'ya sevdalar bırakıp veda ettiği gündür de!
Onun efsane şarkılarını
29 yıldır onsuz dinliyor, efkârlanıyoruz…