Süper Lig’e dönüşün ardından sezona sağlam bir giriş yapan Göztepe, ilk üç hafta itibarıyla ligin en diri savunma organizasyonlarından birini sahaya koydu. Deplasmanda Çaykur Rizespor karşısında 3-0’lık net galibiyet, Gürsel Aksel Stadı’nda Fenerbahçe ile golsüz beraberlik ve İstanbul’da Fatih Karagümrük önünde 2-0’lık kritik zafer… Üç maçlık bu mini serinin ortak paydası, kalesine duvar ören sarı-kırmızılı yapı oldu. Takım, üç karşılaşmada da gol yemeden 7 puanı hanesine yazdırırken, oyun aklı kadar disiplinini de vitrine çıkardı.
Üçlü düzenin omurgası
Teknik direktör Stanimir Stoilov, sezon planlamasında savunma hattını üçlü savunma üzerine inşa etti. Rize deplasmanında sahaya Taha, Heliton ve Bokele üçlüsüyle çıkan tecrübeli çalıştırıcı, oyunun temposuna göre hamle stoperleri Godoi ve Furkan’ı da devreye sokarak bloklar arası mesafeyi her an diri tuttu. Fenerbahçe randevusunda bu kez ilk hamle Godoi-Heliton-Bokele ekseninde şekillenirken, maçın gidişatına göre yine Taha ve Furkan takviyesi geldi. Son olarak Karagümrük deplasmanında sahne Furkan-Heliton-Bokele üçlüsünündü. Godoi sakatlık nedeniyle kadroda yer almadı, Taha son bölümde süre aldı. Parça değişse de sistem değişmedi; Göztepe her varyasyonda aynı sertlik ve konsantrasyonu üretti.
Kaleci Lis güven veriyor
Kalesini üç maçtır kapatan sarı-kırmızılıların arkasındaki sigorta, hiç kuşkusuz Mateusz Lis. Polonyalı eldiven, oyunu sadece kurtarışlarıyla değil, topu oyuna sokma kalitesiyle de yönetiyor. Özellikle rakip ön alan baskısını kırmak için stoperlere yakın konumlanarak pas istasyonu olmayı tercih eden Lis, bu sayede takımını hem uzun vuruşta hem de kısa pas zincirinde konforlu alanlara taşıyor. Zamanlaması doğru çıkışlar, tek hamlede tehlikeyi bitiren hamleler ve ceza alanı içindeki komutasıyla Mateusz Lis, savunma istikrarının başrolünde yer alıyor.
Heliton ve Bokele: Sert ama adil bir eşleşme
Savunma hattının iki ağır işçisi Heliton ve Bokele, fiziksel teması yüksek oyunda doğru pozisyon almayı alışkanlık haline getirdi. Heliton hava toplarında rakip santrforlara nefes aldırmazken, yerden oyunlarda da ilk müdahaleyi çoğu kez zamanında yapıyor. Bokele ise sadece savunan değil; Çaykur Rizespor maçında gol bularak hücuma da direkt katkı verdi. Onun çizgiye açılıp hücum genişliği yaratması, ardından savunmaya hızla geri dönmesi Göztepe’nin geçiş güvenliğini sağlamlaştırıyor. Bu ikilinin ortak paydası, faulü gereksiz yerde değil, oyunun gerektirdiği yerde yapmaları; sert ama dengeli kalmaları.
Furkan ve Taha: kulübeden gelip ritmi yükseltmek
Stoper rotasyonundaki iki önemli parça Furkan ve Taha, sahaya girdikleri her an tempoyu esneten profiller olarak öne çıkıyor. Furkan’ın ikili mücadelelerdeki isabeti ve hava topu dayanıklılığı, özellikle skor üstünlüğü korunmak istendiğinde takımın rahat nefes almasını sağlıyor. Taha ise oyunu öne taşımada dikine pas arayışlarıyla farklı bir seçenek sunuyor. Stanimir Stoilov, maç akışına göre bu iki ismi doğru senaryoda sahaya atarak hem enerjiyi tazeliyor hem de rakibin planını bozuyor.
Godoi’nin eksikliği
Karagümrük deplasmanında Godoi’nin sakatlık nedeniyle İstanbul’a götürülmemesi, savunma hattında bir “acil durum” alarmı yaratmadı. Çünkü Stoilov’un sistemi, kişilere değil prensiplere bağlı. Bloklar arası mesafeyi kısaltan, merkezde üçgenler kuran ve çizgi savunmasında senkronu koruyan bir yapı var. Bu nedenle parça değişse dahi işleyiş bozulmuyor. Bu esneklik, uzun lig maratonunda sakatlıklar ve cezalar gündeme geldiğinde Göztepe’nin en büyük sigortası olacak.