Adnan Menderes’in Demokrat Parti (DP) grubuna yönelik “Siz isterseniz hilafeti bile getirirsiniz” sözleri üzerine Turan Güneş DP milletvekili olarak partisinden istifa ederken, ”Siyasetçilerin ihtirası akıllarının ötesine geçmemelidir” sözü tarihe geçmiş, birçok ülkede de olaylar bu sözleri kanıtlamıştır.
Türkiye’de politikacılar ihtiraslarını kontrol edebilseydi 27 Mayıs,12 Mart,12 Eylül darbeleri olmaz,1987 referandumu sonrası siyasal ortam farklı olurdu. Turgut Özal’ın sonradan pişman olduğu Cumhurbaşkanı olma tutkusu ve ölümü sonrası siyasi gelişmeler sonucu ANAP etkisini kaybetmez, SHP-DYP koalisyonu dağılmaz, Erdal İnönü karşısında üç kez genel başkanlık mücadelesini kaybeden Deniz Baykal yeniden açılan CHP’nin başına geçme uğraşı vermez, Murat Karayalçın Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı bırakıp SHP Genel Başkanlığı’na aday olmaz,1994 yerel seçimlerine giderken SHP-CHP çekişmesi yüzünden bölünen oylar sonucu Ankara’da Melih Gökçek, İstanbul’da Tayyip Erdoğan Başkan seçilemez, Refah Partisi oyları
artmazdı.
Bunun sonucu olarak 1995 erken seçimlerinden sonra RP-DYP hükümeti kurulmaz, CHP parlamento dışında kalmaz, AK Parti’yi kuranlar RP’den ayrılamaz, 2002 seçimlerinde iktidara gelemezlerdi.
Dünyada da Hindistan, önce Pakistan sonra Bangladeş olarak üçe bölünmez, Yugoslavya, Sovyetler Birliği dağılmaz, Pasifik ülkeleri parçalara bölünmez (Kamboçya, Laos, Singapur, Vietnam), Güney Amerika ihtilaller kıtası olmaz, Çin-Kuzey-Güney Kore üçgeni farklı boyutlar kazanırdı.
Evrensel boyutta bugün gelinen noktada, ülke liderlerinin geçmişten ders almadıklarını, ihtiraslarını akıllarının ötesinde tutup, halklarının istemlerine karşın
olumsuz politikalar üreterek iktidarlarını sürdürme çabalarına tanık oluyoruz.