İzmir’in düşük karbonlu şehir olması için önemli çalışmalar yürüten İzmir Büyükşehir Belediyesi, Avrupa Komisyonu Çevre Genel Müdürlüğü ve Avrupa Birliği İklim Nötr ve Akıllı Şehirler Misyonu yöneticileriyle önemli adımlar atıyor. Başkan Cemil Tugay, iklim krizi ile mücadeleye yönelik çalışmalarda belediyelerin yanı sıra başta üniversiteler, kurumlar, sivil toplum örgütleri, gençler olmak üzere tüm İzmirlilerin desteğini bekliyor. Sözü verilen ve imzaları atılan ‘2030 Yılına Kadar ‘Karbon Nötr Şehir’ hedefine ulaşmak için haydi birlik olalım.
Küresel ısınmanın nedenlerini, doğaya ve insan yaşamına verdiği zararları defalarca yazıp, TV programlarında anlattım. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin başlattığı ‘Düşük Karbonlu Şehir’ ve ‘Küresel İklim Krizi Mücadelesi’ çok çok önemli ve Başkan Cemil Tugay’ın her kesimden destek istemesini haklı buluyorum. Başarıya ulaşmak için mücadelenin hep birlikte yapılması gerekir, nedenlerini de yazacağım. Öncelikle Düşük Karbonlu Şehir ne demek onu açıklayayım; yenilenebilir elektrik kaynakları güneş ve rüzgar enerjisinin daha yaygın hale gelerek kömürden elde edilen elektriğin azaltılması yani fosil yakıtlardan arındırılmış bir şehir olmasıdır. Hala dünyada elektriğin yüzde 83’ü kömürlü santrallerden elde ediliyor. Kömürde bulunan karbondioksit gazı küresel ısınmanın artmasına neden olan birinci etkendir. Ve maalesef Türkiye dünyada en fazla kömür tüketen ülkeler arasında 4’üncü sırada yeralıyor. Bu arada İzmir’in Avrupa Birliği’nin İklim Nötr ve Akıllı Şehirler Misyonuna dahil olan ve AB üyesi şehirler dışında “MİSYON ETİKETİ” almaya hak kazanması çok umut verici.
DAHA SAĞLIKLI BİR YAŞAM İÇİN
Bu kapsamda başlatılan İklim-Nötr ve Akıllı Şehirler Misyonu, 2030 yılına kadar 100 Avrupa şehrinin iklim nötr olmasını hedefliyor. Bu hedef, yalnızca çevresel değil; ekonomik, sosyal ve yönetim boyutlarıyla da dönüşüm anlamına geliyor. Türkiye’de İzmir, bu sürecin öncüsü olan şehirler arasında yer alıyor. Misyonun Amacı; sağlıklı, erişilebilir, güvenli ve iklim dirençli barınma, ulaşım, altyapı, gıda, tarımsal üretim ve kamu hizmetlerine erişim için eşitlikçi politikaların destekçisi olacak. Kentte suya, enerjiye ve sağlıklı gıdaya adil erişimi destekleyen bütüncül politikalara katkı sunmak için hazırlanacak olan stratejiye ilişkin uygulamalarda işbirliği yapılacak. İnsanların ve doğadaki tüm canlıların yaşamlarının ve sağlıklarının sürdürülebilir bir şekilde dengelenmesi için “İyi Olma Hâli” ilkeleri doğrultusunda hareket edilecek. Karbon nötr şehir hedefini başaracaklarına inandığını belirten İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, “Belediye ve kentin sorumluluğunu almaya hazır pek çok kurumla biraraya geldik, kurula verdikleri destek ve güçten ötürü teşekkür ederim. İzmir’in 2030 yılında Karbon Nötr şehir olma taahhüdü var. Sadece imza atan değil üzerine düşen sorumluluğu da beklendiği gibi yerine getiren bir kent olacak”diyor. Sonuna kadar destekliyorum çünkü;
SELLER VE KURAKLIK İSTEMİYORSAK
257 bilim insanının görev aldığı Birleşmiş Milletler Hükümetler Arası İklim Değişikliği (IPCC) Örgütü son raporunda “Küresel Isınma (İklim Krizi) çok ciddi boyutlara ulaştı. Dünyanın yağış alan bölgelerinde aşırı yağışlarla ölümcül sel felaketleri, kurak bölgelerinde ise daha yoğun kuraklık yaşanarak büyük su sorunları yaşanabilir” açıklaması yapılmıştı. Gerekçe olarak da karbondioksit gazının acilen düşürülmesi gösterilmişti. Dünya Kaynakları Enstitüsü’nün (WRI) yayınladığı ‘Küresel Kömür Risk Değerlendirmesi’ raporunda dünya üzerinde çalışılan 1200 kömür santralinin yılda 10 milyar ton karbondioksit salınımıyla gezegenimize büyük zarar verdiğini açıklamasına rağmen ciddiye alınmazsa biz daha kuraklık ve selleri çok konuşuruz. Herkesin yapması gerekenler var; ormanları korunması, yanan onmanların tekrar ağaçlandırılması, gereksiz yanan elektriklerin söndürülmesi, kullanılmayan elektrikli cihazların fişten çekilmesi, fosil yakıtlar (kömür, odun, petrol) mümkün olduğunca az kullanılması, 1 milyon 450 bin aracın bulunduğu İzmir’de yakın mesafelere toplu ulaşımın kullanılması, gereksiz ve aşırı tüketimden uzak durarak karbon ayak izinizin azaltılması gerekiyor.
TEMİZ HAVA HAKKI PLATFORMU’NDAN UYARI
Doğa koruma ve sağlık alanında çalışan 13 sivil toplum kuruluşunun bir araya gelmesiyle kurulan Temiz Hava Hakkı Platformu (THHP,) yaptığı açıklamada Türkiye’de hava kirliliğinin korkutucu boyutlara ulaştığını açıkladı. Maalesef İzmirde bu şehirler arasında yer alıyor. Partikül madde PM2.5 hava kirliliğinin Türkiye ekonomisine yükü ilk kez hesaplandı ve yılda 138 milyar dolar DSÖ’nün önerdiği seviyeye çekilirse Türkiye’de yılda en az 60 bin hayat kurtarılabilirmiş. KOAH’a bağlı ölümlerin yüzde 41,3’ü, kalp hastalıklarına bağlı ölümlerin yüzde 27,7’si, inme kaynaklı ölümlerin yüzde 27,4’ü, akciğer kanserine bağlı ölümlerin yüzde 18,6’sı hava kirliliğinden kaynaklanıyor, demans olma riski ise yüzde 8 artıyor.
OKUR MEKTUBU… UYDU FOTOĞRAFINDA ORMANLARIN YOKOLOŞU VAR
akansu.aydin@gmail.com Çevre-Yaşam köşesine gönderdiğiniz olumlu ve olumsuz çevre konularını kent yöneticilerinin bilgilenmesi adına yayınlıyorum. Bizi yakından takip eden emekli öğretmen Sahabat Uçaner, ekteki uydu fotoğrafına başlığı da ekleyip göndermiş. Uçaner bakın neler yazımış; “Sayın Akansu geçen haftaki Atatürk "Yediğim Meyvenin, Sığındığım Gölgenin, Soluduğum Havanın Bir Neferi O”, “Ağaçsız Toprak Vatan Değildir” başlık ve Cumhuriyetimizin 102’nci kuruluş yılı kutlamalarının başladığı bu günlerde ülkemde zeytin ağaçlarının, ormanların madenlere teslim edilmesi, yılda üç ürün veren verimli toprakların betonlaşması, doğal zenginliğimiz milli parların yapılaşmaya açılma girişimini yazarak ruh yapınızı bozmak istemiyorum. ÇEVRE-YAŞAM köşesi yazarı olarak tükenmek üzere olan bir ülkeyi tekrar var eden, ülkenin ağacıyla, çiftçisiyle tek tek ilgilenen Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, devrim ve düşünceleriyle dünya liderlerinin övgüyle sözettiği Mustafa Kemal Atatürk’ün doğaya, çevreye ne kadar değer verdiğini, nasıl mücadele ettiğini hafızalarda tazelemek istiyorum. Yazınızdan çok etkilendim. Genç nesillere Atamızı çok iyi anlatıyorsunuz. Keşke ormanları yakan kötü niyetli insanlar KADAR İYİ İNSANLAR daha çok olsa. Geçtiğimiz yıl 30 bin hektarın üzerinde orman yandı. Uydu fotoğrafını incelerseniz ülkemiz çölleşmeye çölleşme ve kuraklıkla karşı karşıya. İzmir’de 5 milyon nüfus var, ağaç fidanı 100TL. 3 milyon kişi bir ağaç fidanı dikse ne seller olur ne de hava kirliliği. Dilerim bu yazım herkesi harekete geçirir.
Dünya Doğayı Koruma Vakfı’nın muhteşem posteri
Dünya’nın en büyük çevre kuruluşu World Wide Fund for Nature (WWF), iklim değişikliği, ormanlar, tatlısular, denizler, yaban hayvanlar, bitkilerin sürdürülebilirlik çalışmalarını 100 ülkede 64 yıldır devam ettiriyor. Dünya çapında 2.000 koruma prejesi, 4.000 çalışanıyla doğanın zarar görmesini durdurmayı ve oluşan zararları onarmayı amaçlayan uluslar arası sivil toplum kuruluşudur. Atatürk’ün ağaçları ne kadar sevdiği anlatılan posteri sizlerle paylaşmak istedim.