ÖZGE UYANIK/30 Ekim 2020’de meydana gelen ve 117 yurttaşın yaşamını yitirdiği İzmir depreminin beşinci yıl dönümünde İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) İzmir Şubesi, kapsamlı bir basın açıklaması yaptı. Şube Başkanı Bengi Atak tarafından okunan açıklamada, geçen beş yılda yapı güvenliği, denetim ve dönüşüm konularında kalıcı adımların atılmadığı vurgulandı.
“Artık hiçbirimizin bahanesi yok. Deprem kader değildir; ihmalkârlığın, denetimsizliğin ve unutkanlığın sonucudur” diyen Atak, 6 Şubat 2023’te yaşanan büyük depremleri hatırlatarak, “Beş yılda yaşadıklarımız gösteriyor ki afetlere dönüşen depremler zincirinin ortasında hâlâ aynı soruları sormak zorundayız. Yapı stoğumuz ne kadar güvenli? Hangi sözler tutuldu, hangileri unutuldu?” ifadelerini kullandı.
“Yeni bina, güvenli bina değildir”
Gebze’de birkaç gün önce deprem olmadan çöken binayı hatırlatan İMO, “Bu olay, ülkemizde yapı üretim sürecinin hâlâ bilimsel ve teknik gereklerden uzak yürütüldüğünün göstergesidir” değerlendirmesini yaptı. Açıklamada, “Yeni bina = güvenli bina” denklemi bir yanılgıdır denilerek, denetim mekanizmalarının yetersizliğine dikkat çekildi.
“Okullar, hastaneler, yollar ne kadar güvenli?”
Oda, İzmir özelinde de yanıt bekleyen soruları sıraladı:
“İzmir’de ilk ve orta dereceli okullar ile üniversitelere ait binalar ne kadar güvenli? Hastanelerimiz olası bir depremde hizmet verebilecek durumda mı? Kentin yolları, köprüleri, viyadükleri, altyapısı olası bir sarsıntıya hazır mı? 30 Ekim depreminde orta hasarlı olarak belirlenen binalardan ne kadarı güçlendirildi ya da dönüştürüldü?”
“Yapı stoğu şeffaf olmalı”
İMO, başta yasama ve yürütme organları olmak üzere tüm kurumları sorumluluk almaya davet etti. Açıklamada şu öneriler sıralandı:
• Kamu kurumları, hastaneler, okullar ve üniversitelerdeki tüm yapı stokunun mevcut durumu hızla değerlendirilip kamuoyu ile paylaşılmalı.
• Güçlendirme ve dönüşüm için teşvik mekanizmaları oluşturulmalı.
• Yapı denetimi kamusal bir görev olarak yeniden düzenlenmeli.
• İmar affı ve istisnai uygulamalar tamamen kaldırılmalı.
• Şantiye şefliği düzenlemesi derhal yürürlüğe girmeli.
“Yetkin mühendislik, nitelikli eğitimle başlar”
Yükseköğretim kurumlarına da çağrıda bulunan İMO, “Depreme dayanıklı kentlerin ilk adımı, nitelikli mühendislik eğitimidir” ifadelerini kullandı. Açıklamada, inşaat mühendisliği bölümlerine girişte başarı sırası şartının 300 binden 50 bine çekilmesi gerektiği vurgulandı.
“Her şantiyeye bir şef”
Meslektaşlarına da seslenen İMO, “Mühendislik bir imza değil, bir sorumluluktur” dedi. Atak, her projede sahada tam zamanlı mühendis bulunmasının hayati olduğunu belirtti:
“Toplumun bize duyduğu güven, bizim mühendisliğe gösterdiğimiz özenle ölçülür. Her bir meslektaşımız imzasının sadece bir bina için değil, yaşamın güvenliği için atıldığını unutmamalıdır.”
“Unutmak, normalleşmek değil; yeniden risk almaktır”
Açıklamanın sonunda, “Her felaketten sonra aynı sözler söyleniyor: ‘Bir daha yaşanmayacak.’ Ama ders almak söylemekle değil, harekete geçmekle mümkündür” ifadeleri yer aldı.
İMO İzmir Şubesi, “İzmir’in ve Türkiye’nin tüm kentlerinin bilimle, planlamayla ve yetkin mühendislikle güvenli hale gelmesi mümkündür” dedi.