DÜNYA

İsrail vahşetinde 700. gün: Gazze'de 2 bin 700 aile haritadan silindi, ölü ve kayıp sayısı 73 bini aştı

İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik aralıksız devam eden ve 700. gününe giren soykırım saldırılarının bilançosu, insanlığın tanık olduğu en büyük trajedilerden birini gözler önüne seriyor. Gazze'deki hükümetin açıkladığı son rakamlara göre, enkaz altındakiler dahil ölü ve kayıp sayısı 73 bini aşarken, İsrail saldırıları sonucu tüm fertleri katledilen 2 bin 700 aile nüfus kayıtlarından tamamen silindi.

Abone Ol

Uluslararası toplumun gözleri önünde, modern tarihin en acımasız ve orantısız saldırılarından birine sahne olan Gazze Şeridi'nde, İsrail'in başlattığı soykırım 700. gününü geride bıraktı. Abluka altındaki bu küçük toprak parçasında yaşayan 2.4 milyon Filistinli, 700 gündür aralıksız olarak havadan, karadan ve denizden bombalanırken, ortaya çıkan bilanço insanlık adına bir utanç vesikası niteliği taşıyor. Gazze'deki hükümetin Medya Ofisi tarafından yapılan son açıklamada, enkaz altında kalan ve akıbeti bilinmeyenler de dahil edildiğinde, hayatını kaybeden veya kaybolan Filistinlilerin sayısının 73 bin 731'e ulaştığı duyuruldu. Bu korkunç rakam, sadece bir istatistik değil, aynı zamanda her biri birer anne, baba, evlat olan on binlerce masum insanın vahşice katledildiğinin kanıtı. Saldırıların en trajik boyutu ise, bazı ailelerin kökünün tamamen kazınmış olması. Açıklamaya göre, İsrail'in bombardımanları sonucu tüm fertleri hayatını kaybeden tam 2 bin 700 ailenin, nüfus kayıtlarından tamamen silindiği belirtildi.

Sistematik bir kırım: Hedefte sağlıkçılar, gazeteciler ve altyapı var

İsrail ordusunun 700 gündür sürdürdüğü saldırılar, sadece sivil yerleşim yerlerini değil, aynı zamanda bir toplumun ayakta kalmasını sağlayan tüm hayati unsurları da sistematik olarak hedef alıyor. Savaşın yazılı olmayan kurallarını ve uluslararası hukuku hiçe sayan İsrail, özellikle sağlık altyapısını ve sivil görevlileri bilinçli olarak yok ediyor. Açıklanan verilere göre, bu süreçte fedakarca görev yapmaya çalışan 1.670 sağlık çalışanı, yaşanan vahşeti dünyaya duyurmaya çalışan 248 gazeteci, enkaz altında can kurtarmaya çabalayan 139 sivil savunma personeli ve halka hizmet götürmeye çalışan 173 belediye çalışanı İsrail saldırılarında hayatını kaybetti. Bu rakamlar, İsrail'in askeri bir operasyondan ziyade, Gazze'deki sivil idareyi ve yaşamı tamamen felç etmeyi amaçlayan bir "kırım" politikası izlediğini gösteriyor. Saldırılarda yaralananların sayısı ise 162 bini aşarken, binlerce kişinin uzuv kaybı, felç ve körlük gibi kalıcı engellerle yaşamak zorunda kaldığı belirtiliyor.

Yüzde 80'i işgal altında, altyapı tamamen çökertildi

İsrail ordusunun 700 gündür devam eden kara ve hava saldırıları sonucunda Gazze Şeridi'nin yüzde 80'inden fazlası fiilen işgal edilmiş durumda. Bu süreçte, bölgenin altyapısının ise yaklaşık yüzde 90'ının tamamen yıkıldığı veya kullanılamaz hale geldiği tahmin ediliyor. İsrail saldırılarında 38 hastane, 833 cami ve 163 eğitim kurumu tamamen yerle bir edilirken, binlerce konut, iş yeri ve kamu binası da ağır hasar aldı. Gazze'deki hükümet, saldırıların yol açtığı toplam maddi zararın 68 milyar doları aştığını belirtiyor. Bu sistematik yıkım, sadece mevcut nesli değil, gelecek nesillerin de yaşayacağı bir enkaz bırakarak, Gazze'yi adeta bir "açık hava moloz yığınına" dönüştürmüş durumda. Bu durumun, Cenevre Sözleşmeleri ve Roma Statüsü'nün açık bir ihlali olduğu ve uluslararası alanda hesap sorulması gereken bir "savaş suçu ve insanlığa karşı işlenen suç" teşkil ettiği vurgulanıyor.

Açlık bir savaş silahı olarak kullanılıyor

İsrail, askeri saldırılarının yanı sıra, Gazze halkına karşı en acımasız savaş yöntemlerinden birini, yani açlığı da bir silah olarak kullanıyor. Gazze'ye insani yardım girişini kasıtlı olarak engelleyen ve kısıtlayan İsrail, 2.4 milyon insanı sıkı bir abluka altında tutarak sistematik bir "aç bırakma politikası" uyguluyor. Gazze'deki Medya Ofisi'nin açıklamasına göre, bir milyondan fazlası çocuk olmak üzere, bölgedeki nüfusun tamamı, İsrail'in bu acımasız politikası nedeniyle ciddi bir insani felaketle karşı karşıya. Yetersiz beslenme ve temiz suya erişim imkanının olmaması nedeniyle, özellikle çocuklar arasında salgın hastalıklar ve ölümler artıyor. Bu durumun, sadece bir insani kriz değil, aynı zamanda uluslararası hukuka göre bir soykırım eylemi olduğu belirtiliyor.

Uluslararası topluma 'acil eylem' çağrısı

Gazze'deki hükümet, yaptığı açıklamanın sonunda, yaşanan bu soykırımdan sadece İsrail'in değil, aynı zamanda ona askeri ve siyasi destek veren ABD ve diğer destekçi ülkelerin de sorumlu olduğunu belirtti. Açıklamada, Arap ve İslam ülkelerine, uluslararası topluma ve Birleşmiş Milletler'e, Filistin halkına yönelik bu vahşeti durdurmak, ablukayı tamamen sona erdirmek, yerinden edilmiş milyonlarca insanın evlerine geri dönüşünü sağlamak ve İsrail liderlerinin uluslararası mahkemelerde savaş suçlusu olarak hesap vermesi için "acil, ciddi ve etkili adımlar atma" çağrısı yapıldı. 700 gündür devam eden ve her geçen gün daha da ağırlaşan bu trajedi karşısında, uluslararası toplumun sessizliğinin ve eylemsizliğinin, insanlık tarihine kara bir leke olarak geçeceği vurgulandı.