İZMİR GÜNCEL

İzmir’de bir günde üç işçi öldü: TİP’ten ‘sınıf kırımı’ tepkisi

İzmir’de 24 saat içinde üç işçinin yaşamını yitirmesinin ardından açıklama yapan Türkiye İşçi Partisi İzmir İl Örgütü, artan iş cinayetlerinin “münferit değil, sistematik bir sınıf kıyımı” olduğunu vurguladı: “Bunlar kaza değil, adını koyalım: iş cinayeti. Patron kazanıyor, işçi ölüyor; devlet ise denetlemiyor.”

Abone Ol

İzmir’de son 24 saat içerisinde üç işçi, tamamen “önlenebilir” olduğu belirtilen iş kazalarında hayatını kaybetti. Art arda gelen ölümler, kentte işçi güvenliğine dair alarm veren tabloyu bir kez daha ortaya koyarken, Türkiye İşçi Partisi (TİP) İzmir İl Örgütü bir açıklama yaparak yaşananları “sistematik bir kırım” olarak nitelendirdi. TİP, “Bu kaza değil, cinayet. Türkiye’de bir sınıf kırımı yaşanıyor” diyerek hem patronlara hem de denetim sorumluluğunu yerine getirmeyen devlet mekanizmasına tepki gösterdi.


TİP İzmir İl Örgütü’nün açıklamasının tamamı şöyle:


İzmir’de son 24 saat içerisinde üç işçi önlenebilir iş kazaları sonucu hayatlarını kaybetti.
Hasan Aktepe Aliağa’da gemi geri dönüşüm tesisinde gemi parçasının altında kalarak, İsa Hasan Menemen’de ve Alican Gürer de Urla’da yüksekten düşerek hayatlarını kaybettiler.
Son 24 saat içerisinde tüm Türkiye’de İSİG tarafından tespit edilebilen ölümlü iş kazası sayısı ise 12.
Hayatını kaybeden işçilerin yaşları 16 ile 75 arasında. 16 diyoruz çünkü Saray’ın MESEM denen protokolle patronların emrine ucuz işgücü olarak sunulan çocuklardan biriydi Alperen.
Yine İSİG verilerine göre yılın ilk on ayında ise en az 1737 işçi hayatını kaybetti.
Hayatlarını kaybetti diyoruz ama bu bildiğiniz cinayet. Adıyla sanıyla söyleyelim: İş cinayeti!
Bunlar kaza değil cinayettir. Türkiye’de bir sınıf kırımı yaşanmaktadır. Patronlar karlarına kar katıyor, yetmiyor daha fazla kazanmak için en temel iş güvenliği önlemlerini bile almadıkları fabrikalarda işçiler ölüyor.


Örneğin Dilovası’nda ikisi çocuk altı işçinin yaşamını yitirdiği parfüm firmasının patronu son üç yılda karını 27 bin Lira’dan bir milyar Lira’ya çıkarıyor.


Bu sırada devlet bu patronlara teşvikler veriyor, vergi indirimleri yapıyor. Peki Devlet ne yapmıyor? Bu işyerlerini denetlemiyor. İşçiler hangi koşullarda çalışıyor diye gelip bakmıyor. Örneğin Dilovası’nda CİMER’e yapılan şikayetlere rağmen gitmiyor. Böyle de bir niyeti yok.


Saray Rejimi öyle bir ülke yarattı ki, tüm bu tehlikelere rağmen bir işe girebilmek için her fabrikanın, her atölyenin, her inşaatın kapısında sıralar var. Patronlar biliyor: Bir işçi ölürse bir başkası gelir!
Bu ülkede işyerlerini denetleyecek olan iş müfettişlerinin sayısı üç senede 917’den 889’a düşmüş. Dolayısıyla yaşananları münferit birer olay diyerek geçemeyiz. Bu bir sistem sorunudur. Biz bu sistemi aklamayacak, kaybettiğimiz her işçinin hesabını tek tek soracak, yaşanabilir bir ülkeyi hep birlikte kuracağız. Türkiye İşçi Partisi İzmir İl Örgütü olarak tüm bu iş cinayetlerinin takipçisi olacağız.
Ekim ayında 169 işçi öldü: Çocuk işçiler ve göçmen işçiler yine listenin başında


İSİG Meclisi’nin yayımladığı Ekim 2025 İş Cinayeti Raporu’na göre:


• Ekim ayında 169 işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti.
• Ölümlerin işkollarına göre dağılımı şöyle:
o Tarım/Orman: %27
o İnşaat/Yol: %25
o Taşımacılık: %15
o Metal: %6
o Ticaret/Eğitim: %5
• Ölüm nedenleri:
o %23 ezilme/göçük
o %20 trafik/servis kazası
o %17 yüksekten düşme


Demografik veriler ise tabloyu daha da ağırlaştırıyor:


• 12 kadın, 157 erkek işçi yaşamını yitirdi.
• 8 çocuk işçi öldü:
o 1’i 14 yaş altı
o 7’si 15–17 yaş arası
• 7 mülteci/göçmen işçi yaşamını yitirdi.
• 30–49 yaş aralığı yine en yüksek ölüm grubu: 61 işçi