Perakende sektörünün can damarı haline gelen ve dünya genelinde büyük bir tüketim fırtınası estiren Efsane Cuma (Black Friday) etkinlikleri, İzmir’de de hayatın olağan akışını değiştirdi. Kentin dört bir yanındaki alışveriş merkezleri, kampanyalı ürünlerden faydalanmak isteyen binlerce vatandaşın akınına uğradı. Özellikle giyim, teknoloji ve kozmetik mağazalarının önünde metrelerce uzayan kuyruklar oluşurken, kasa noktalarındaki yoğunluk gün boyu devam etti. Markaların "yüzde 70'e varan indirim" sloganlarıyla duyurduğu kampanyalar, tüketicileri cezbederken, AVM otoparklarında ve çevre yollarında trafik durma noktasına geldi. İzmirliler, ihtiyaçlarını daha uygun fiyata karşılayabilmek umuduyla saatlerce mağaza içlerinde ve deneme kabinlerinde sıra bekledi.
İndirimler şişirme mi yoksa fırsat mı tartışması
Alışveriş heyecanının yanı sıra, indirim oranlarının gerçekliği de tüketicilerin en çok konuştuğu konuların başında geldi. Kalabalığın arasına kızı için giren 51 yaşındaki avukat Esra Gönülkırmaz, yaşanan yoğunluğu ve fiyat politikalarını eleştirel bir gözle değerlendirdi. Kızının internet üzerinden sepete eklediği ürünlerin anında tükenmesi üzerine alışveriş merkezine gelmek zorunda kaldıklarını belirten Gönülkırmaz, mağazalar içerisinde aradıklarını bulmakta zorlandıklarını ifade etti. Tüketici psikolojisine vurgu yapan Gönülkırmaz, "İnsanlar bugün çok büyük indirim olacak diye şartlandırılıyor ve bir nevi dolduruşa getiriliyor. Fiyatların önce şişirilip sonra indirilmesi gibi bir durum söz konusu olabilir. Belki hafta sonu gelsek aynı ürünü daha rahat bulacağız ama kızıma kıyamadığım için bu kuyruğu bekliyorum" diyerek, pazarlama stratejilerinin kitleler üzerindeki etkisine dikkat çekti.
Kapıdan dışarı taşan uzun kuyruklar
İndirim günlerinin yarattığı kaos, sadece çalışan kesimi değil, ev hanımlarını da alışveriş merkezlerine çekti. Sabahın erken saatlerinde başlayan hareketlilik, öğle saatlerinde zirveye ulaştı. Kızıyla birlikte alışverişe çıkan 49 yaşındaki ev hanımı Hatice Öztürk, karşılaştığı manzara karşısında şaşkınlığını gizleyemedi. Saat 12.00 sularında İzmir'deki bir alışveriş merkezine geldiğini belirten Öztürk, sabah saatlerinde durumun çok daha vahim olduğunu, kuyrukların mağaza kapılarından dışarıya kadar taştığını öğrendiğini aktardı. Buna rağmen planladıkları ve daha önceden beğendikleri ürünleri satın alabildiklerini söyleyen Öztürk, kalabalığa rağmen hedeflerine ulaştıklarını dile getirdi. Bu durum, tüketicilerin bir kısmının aylar öncesinden ihtiyaç listesi hazırlayarak bugünü beklediğini gözler önüne serdi.
Ekonomik şikayetler ve dolu poşetler tezatlığı
Alışveriş merkezlerindeki insan seli, ülkedeki ekonomik gündemle ilginç bir tezat oluşturdu. 71 yaşındaki Mustafa Serçe ve eşi 70 yaşındaki Nevin Serçe, bu durumu şaşkınlıkla izleyenler arasındaydı. "Herkes param yok diye yakınıyor ama dükkanlar tıklım tıklım dolu" diyen Nevin Serçe, toplumun harcama alışkanlıklarındaki çelişkiye parmak bastı. İndirimlerin süreklilik arz etmesi nedeniyle artık ürünlerin gerçek fiyatını tespit etmekte zorlandıklarını belirten Serçe çifti, bilinçli alışverişin önemine vurgu yaptı. Mustafa Serçe ise indirim kavramının içinin boşaltıldığını savunarak, "Gerçekten bir fırsat olup olmadığını anlamak için her gün gelip fiyat istatistiği tutmak gerekiyor. Normal günlerde bomboş olan mağazalar bugün doluysa, bu tamamen algı yönetimidir" ifadelerini kullandı. İzmir'deki bu tablo, tüketicilerin ekonomik belirsizliklere rağmen harcama motivasyonunu kaybetmediğini, ancak fiyatlara karşı güven sorunu yaşadığını net bir şekilde ortaya koydu.