GENEL

İzmir’in dev sakinlerine hayati dokunuş: Filler için pedikür seansı yaşamla ölüm arasındaki çizgi

Türkiye’nin tek fil ailesine ev sahipliği yapan İzmir Doğal Yaşam Parkı, nesli tükenme tehlikesi altındaki Asya filleri için kritik bir sağlık mesaisi yürütüyor. Tonlarca ağırlıktaki dev cüsselerini taşıyan ayakların sağlığı, bu canlılar için hayati önem taşıyor. Geçmişte yaşanan acı tecrübelerden ders çıkaran uzman ekipler, "pedikür" hassasiyetindeki bakımlarla devleri hayata bağlıyor.

Abone Ol

İzmir’in Sasalı bölgesinde yer alan ve yaban hayatının korunması adına uluslararası standartlarda hizmet veren İzmir Büyükşehir Belediyesi Doğal Yaşam Parkı, bünyesinde barındırdığı yüzlerce türe konforlu bir yaşam alanı sunuyor. Parkın en ağır ve en popüler sakinleri olan Asya filleri ise ziyaretçilerin ilgi odağı olmaya devam ediyor. Ancak bu dev canlıların sağlıklı bir ömür sürmesi, dışarıdan görüldüğü kadar kolay değil. Doğada sayıları hızla azalan ve koruma altına alınan bu türün devamlılığı için park yönetimi, bilimsel verilere dayalı titiz bir program uyguluyor. Türkiye’de yaşayan tek fil ailesi olma özelliğini taşıyan ve baba Winner, anne Begümcan ile yavruları İzmir, Deniz ve Ege’den oluşan beş kişilik bu dev aile, veteriner hekimler ve bakıcılar tarafından 7 gün 24 saat gözetim altında tutuluyor. Özellikle fillerin yaşam kalitesini doğrudan etkileyen ayak sağlığı, parktaki rutinin en kritik parçası haline gelmiş durumda.

Dev cüsseleri taşıyan ayaklarda kırmızı alarm

Dünya genelindeki istatistikler, fillerin ne denli büyük bir tehdit altında olduğunu gözler önüne seriyor. Yüzyıl öncesine kadar doğada 200 bin civarında olan fil popülasyonu, günümüzde 50 binlere kadar gerilemiş vaziyette. Bu nedenle koruma altındaki her bir bireyin sağlığı altın değerinde. İzmir’deki parkta yaşayan ve ağırlıkları 5 tonu bulan yetişkin filler için en büyük risk, kendi ağırlıkları. Tonlarca yükü taşıyan ayak tabanlarında oluşabilecek en ufak bir çatlak, taş batması veya enfeksiyon, bu dev canlılar için geri dönüşü olmayan sonuçlar doğurabiliyor. Bu riskin farkında olan uzman ekipler, ayak bakımı rutinlerini askeri bir disiplinle uyguluyor. Haftada iki kez gerçekleştirilen kontrollerde, fillerin ayak tabanları didik didik inceleniyor, tırnak aralarına sıkışan yabancı cisimler temizleniyor ve olası deformasyonlara anında müdahale ediliyor.

Pak Bahadır’ın acı mirası rehber oldu

Bugün parkta uygulanan modern bakım yöntemlerinin ardında, geçmişte yaşanan hüzünlü bir hikaye yatıyor. İzmir Fuarı’nın unutulmaz simgesi Pak Bahadır, uzun yıllar kentin maskotu olmuş ancak ömrünün son yıllarında ciddi sağlık sorunları yaşamıştı. O dönemdeki şartlar gereği yaklaşık 50 yıl boyunca beton zemin üzerinde yaşamak zorunda kalan Pak Bahadır, ayaklarında oluşan derin çatlaklar ve enfeksiyonlar nedeniyle hareket kabiliyetini yitirmiş ve hayata veda etmişti. Bu acı tecrübe, bugünkü yönetim anlayışının temel taşlarını oluşturdu. Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Doğal Yaşam Parkı Şube Müdürü Biyolog Serkan Eğrilmez, Pak Bahadır’ın yaşadığı sürecin kendileri için öğretici bir ders niteliğinde olduğunu vurguladı. Eğrilmez, o dönemdeki bilgi eksikliği ve fiziki yetersizliklerin nelere mal olduğunu gördüklerini belirterek, "Bu deneyim bize filler için ayak bakımının bir lüks değil, hayati bir zorunluluk olduğunu en acı şekliyle gösterdi. Artık barınak zeminlerini doğal yapıya uygun toprakla kapladık ve bakım süreçlerini bilimsel kriterlere göre yürütüyoruz" ifadelerini kullandı.

Aradaki bağ sevgi ve güvenle örülüyor

Beş tonluk bir canlıya "pedikür" yapmak, dışarıdan bakıldığında korkutucu ve imkansız gibi görünebilir. Ancak Asya filleri, son derece zeki ve sosyal yapıları sayesinde bakıcılarıyla güçlü bir iletişim kurabiliyor. Uzmanlar, bu bakım seanslarını zorlamayla değil, tamamen güvene dayalı bir ilişki üzerinden yürütüyor. Veteriner hekimler ve bakıcılar, fillere şefkatle yaklaşarak onları şartlandırıyor. Bakım saati geldiğinde filler, özel olarak tasarlanmış bakım penceresi adı verilen bölmeye gelerek kendi istekleriyle ayaklarını uzatıyor. Ses, koku ve görsel temasla kurulan bu diyalog, sabır ve deneyim gerektiren uzun soluklu bir sürecin ürünü. Eğrilmez, bu sürecin süreklilik arz ettiğini ve hayvanın bakıcısına duyduğu güvenin her şeyin anahtarı olduğunu belirtiyor.

Nesilden nesile aktarılan pedikür eğitimi

Parktaki fil ailesi, sadece biyolojik olarak değil, sosyal davranışlar açısından da birbirini eğiten bir yapıya sahip. Bakım süreçleri, aile bireyleri arasında bir eğitim zincirine dönüşmüş durumda. Anne Begümcan ve baba Winner ile başlayan ayak uzatma rutini, ailenin genç üyeleri tarafından dikkatle izlenerek öğrenildi. Parkın ilk doğan yavrusu İzmir, anne ve babasını taklit ederek kendi isteğiyle bakım penceresine yanaşmaya başladı. Şimdilerde ise bu geleneği kardeşi Deniz devraldı. Filler arasındaki bu "abladan kardeşe" eğitim modeli, bakıcılar arasındaki "usta-çırak" ilişkisiyle paralellik gösteriyor. Bu sayede İzmir Doğal Yaşam Parkı’nda hem filler hem de personel, bilgi ve tecrübeyi gelecek kuşaklara aktararak sürdürülebilir bir yaşam döngüsü oluşturuyor.