GENEL

Karabağlar Belediyesi, kaçak yurt yıkımı için yeniden ihaleye çıktı

İzmir Karabağlar’da, kamunun çocuk parkı ve yeşil alan olarak ayırdığı araziye kaçak olarak inşa edilen ve tüm engellemelere rağmen faaliyetlerine başlayan İsmailağa Cemaati’ne ait yurt ve Kur'an kursu binası için düğmeye yeniden basıldı. Karabağlar Belediyesi, daha önceki dört yıkım girişiminde organize direnişler ve emniyetin güvenlik desteği sağlamaması nedeniyle sonuç alamadığı bina için ikinci kez yıkım ihalesi kararı aldı.

Abone Ol

Karabağlar Belediyesi, Uzundere'de imar planlarında "çocuk oyun alanı, park, yol ve ağaçlandırılacak alan" olarak ayrılan kamu arazisine kaçak olarak inşa edilen İsmailağa Cemaati bağlantılı yurt ve Kur'an kursu binasının yıkımı için bir kez daha kolları sıvadı. Daha önceki yıkım denemeleri organize bir direnişle karşılaşan ve emniyet güçlerinden yeterli desteği alamayan belediye, bu kez çözümü ihale masasında arıyor. Belediye, aralarında söz konusu kaçak yapının da bulunduğu toplam 129 yapı için yıkım ihalesine çıkma kararı aldı. İhale, 28 Ağustos 2025 tarihinde Karabağlar Belediyesi Destek Hizmetleri Müdürlüğü İhale Salonu’nda gerçekleştirilecek. Bu karar, Şubat ayında yapılan ve hiçbir firmanın teklif vermemesi nedeniyle sonuçsuz kalan ilk ihalenin ardından, belediyenin hukuksuzluğa karşı mücadelesindeki kararlılığını gösteren ikinci büyük adım olarak değerlendiriliyor.

Dört başarısız girişim ve 'güvenlik' duvarı

Karabağlar Belediyesi'nin bu kaçak yapıya karşı mücadelesi yeni değil. Belediye, bugüne kadar tam dört kez binayı yıkmak için alana gitmiş, ancak her defasında beklenmedik ve organize bir direnişle karşılaşmıştı. Yıkım ekipleri alana ulaştığında, iş makinelerinin önüne lüks araçlarla barikat kurulduğunu, binaya dev bir Türk Bayrağı asıldığını ve ellerinde sopa, kesici ve delici aletler bulunan kimliği belirsiz bir grubun yıkıma engel olmak için hazır beklediğini görmüştü. Bu gruplar, belediye ekiplerine ve iş makinelerine karşı adeta etten bir duvar örerek, yasal bir kararın uygulanmasını fiilen engelledi.

En kritik nokta ise, bu tür toplumsal gerilime açık yıkım işlemlerinde hayati önem taşıyan polis desteğinin sağlanamamasıydı. Belediye, defalarca İzmir Valiliği ve İl Emniyet Müdürlüğü'ne yazı yazarak yıkım sırasında güvenlik önlemi alınmasını talep etmiş, ancak bu talepler yanıtsız kalmıştı. Emniyet güçlerinin alanda bulunmaması nedeniyle belediye ekipleri, can güvenliği riski altında yıkımı gerçekleştiremeyerek geri çekilmek zorunda kalmıştı. Bu durum, "devletin bir kurumu, bir başka kurumunun yasal kararını uygulamasına neden destek olmuyor?" sorusunu akıllara getirmiş ve sürecin sadece basit bir imar ihlali olmanın ötesinde, siyasi bir boyut taşıdığı iddialarını güçlendirmişti.

İhaleye girmeye kimse cesaret edemedi: 28 şubat'ta ne olmuştu?

Hukuki ve fiili engelleri aşamayan Karabağlar Belediyesi, çözümü yıkım işini bir bütün olarak ihale etmekte buldu. Ancak bu yol da beklendiği gibi pürüzsüz olmadı. Belediyenin ilk yıkım ihalesi, 28 Şubat 2025 tarihinde gerçekleşmiş ancak ihaleye katılan ve teklif veren hiçbir firma çıkmamıştı. Sektör kaynakları, bu durumu birkaç nedenle açıklıyor. Birincisi, yıkım sırasında karşılaşılması muhtemel olan fiziki direniş ve can güvenliği riski, firmaları bu tür "sorunlu" bir işten uzak tutuyor. İkincisi, ihaleyi alacak firmanın, kamuoyunda bir cemaat yapısını yıkan şirket olarak hedef gösterilme ve ticari olarak olumsuz etkilenme endişesi taşıması. Üçüncüsü ise, projenin arkasındaki siyasi ve toplumsal gücün yarattığı baskı ortamı. Bu nedenlerle hiçbir firma, belediyenin yasal görevini yerine getirmesine yardımcı olmak için taşın altına elini koymak istemedi. İhalenin boş çıkması, sorunun sadece bir belediye-cemaat çatışması olmadığını, aynı zamanda piyasa aktörlerini bile ürküten derin bir krize dönüştüğünü gösterdi.

Yıkım kararı havada, 'eğitim' tam gaz devam ediyor

Tüm bu hukuki ve fiili mücadele sürerken, İsmailağa Cemaati ile ilişkili olduğu belirtilen kaçak öğrenci yurdu, sanki hiçbir sorun yokmuş gibi faaliyetlerine başlamış durumda. Yıkım kararlarının ve mühürlemelerin adeta yok sayıldığı binada, sarıklı ve cübbeli kişilerin küçük yaştaki çocuklara eğitim verdiği, binanın düzenli olarak toplantılar için kullanıldığı ve haftanın belirli günlerinde bahçesinin lüks araçlarla dolup taştığı kaydediliyor. Hukuken var olmaması gereken bir yapının, fiilen bir eğitim ve toplanma merkezine dönüşmesi, "dokunulmazlık" iddialarını güçlendiriyor. Bu durum, 300 yıllık bir Türkmen Tahtacı Alevi köyü olan Uzundere'nin sosyal dokusuna yönelik bir müdahale olarak da görülüyor ve bölge halkı arasında ciddi bir endişe yaratıyor.

İmar planı ne diyor: burası bir çocuk oyun alanı!

Tartışmaların merkezindeki yapının inşa edildiği parsel, Karabağlar Belediyesi'nin 1/1000 ölçekli uygulama imar planında son derece net bir şekilde tanımlanmış durumda. Bu alan, kamunun ortak kullanımı için ayrılmış; içerisinde çocuk oyun alanı, park, yol, dere ve ağaçlandırılacak alan fonksiyonlarını barındırıyor. Yani bu parsele, bırakın bir yurt binasını, özel mülkiyete konu hiçbir yapının inşa edilmesi yasal olarak mümkün değil. Zemin artı iki kat olarak, tamamen ruhsatsız ve projesiz bir şekilde inşa edilen binayla ilgili olarak mülk sahiplerinin belediyeye yaptığı tek bir resmi başvuru dahi bulunmuyor. Bu durum, olayın basit bir ruhsat eki ihlali değil, tamamen kasıtlı ve hukuk tanımaz bir kaçak yapılaşma olduğunu ortaya koyuyor. Belediye defalarca imar kanununa muhalefetten ceza kesmiş ve nihai olarak yıkım kararı almış olsa da, bu kararların kağıt üzerinde kalması, planlama disiplinine ve kent hukukuna olan güveni derinden sarsıyor.

28 ağustos'ta ikinci sınav: yeni ihalenin teknik karnesi

Kararlılığından taviz vermeyen Karabağlar Belediyesi, şimdi ikinci ihale ile şansını yeniden deniyor. Elektronik Kamu Alım Platformu (EKAP) üzerinden 2025/1221887 kayıt numarasıyla yayımlanan ihale ilanı, sürecin teknik detaylarını da içeriyor. İhale, 28 Ağustos 2025 Perşembe günü saat 10:00'da, elektronik ortamda tekliflerin açılmasıyla gerçekleşecek. İşin tanımı, "İzmir Karabağlar Belediyesi Sınırları İçerisinde Yer Alan Muhtelif Cadde ve Sokaklarda Ruhsatsız ve Ruhsat Eklerine Aykırı Yapılan Yapıların Yıkılması" olarak belirtiliyor. Toplamda 7.504,51 metreküp yıkım işini kapsayan projenin süresi, yer tesliminden itibaren 180 takvim günü olarak belirlendi.

İhaleye katılacak firmalardan, son on beş yıl içinde teklif edilen bedelin en az %70'i oranında benzer bir işi tamamladıklarına dair iş deneyim belgesi sunmaları isteniyor. Benzer iş grubu olarak, B üst yapı (Bina) işlerinin III. Grup işleri kabul edilecek. İhaleye sadece yerli firmalar katılabilecek ve teklifler birim fiyat üzerinden alınacak. Şimdi tüm gözler, bu teknik ve hukuki çerçevenin, ilk ihaledeki fiili ve psikolojik engelleri aşmaya yetip yetmeyeceğine çevrilmiş durumda. 28 Ağustos'ta ihaleye bir talipli çıkıp çıkmayacağı, sadece bir binanın değil, aynı zam