Karabağlar Oto Sanayi

Abone Ol

Geçtiğimiz yıl yine Altay'ın sıkıntılı gittiği bir dönemdi…

Haftalık yazımda, her ne kadar işler kötü gitse de 'Derin Altay'ın bir noktada gidişata müdahale edeceğine inandığımı söylemiştim.

Meğer çok yanılmışım.

Her gün öyle şeyler duyuyor, öyle şeyler okuyoruz ki, artık ümitlerim tükenmeye başladı.

Horozu çok olan köyde sabah olmazmış…

Bu noktada bir parantez açayım, köye yeniden döneceğiz.

Geçen hafta Karabağlar Oto Sanayi Sitesine arabamı götürdüm.

Aracın bakımı yapılırken telefonum çaldı. Arayan Altay camiasından bir dostumdu.

Konu Altay olunca çevredekilerin dikkat kesildiği fark ettim.

Telefonu kapatınca anlatılanlardan ağzım açık kaldı.

Geçen sene Altay'a ait bir araç motor tamiri için sanayiye getiriliyor.

Tamircidir, rektefecidir, parçacıdır derken motor yapılıyor ve 'gelin aracınızı alın' deniyor.

Fakat küçük bir sorun var, para yok!

Ve sonuçta ne oluyor biliyor musunuz?

Ödeme yapılamadığı için motora sanayide el konuyor ve motorsuz araç çekiciyle geri götürülüyor.

Yani yaklaşık 1 yıldır Altay kulübünün aracına ait motor Karabağlar Oto Sanayi Sitesi'nde rehin bekliyor.

Kimbilir kulübün böyle ne kadar çok borcu var.

Üstelik maddi boyutu bir yana, bunun 'Altay' markasına nasıl zarar verdiğini tahmin edebiliyor musunuz?

Şimdi çok horozlu köye dönecek olursak…

Diyeceğim o ki, bu Altay'ın hızla uçuruma sürüklendiğini görmek için kahin olmaya gerek yok.

Kendine yatırımcı diyen biri çıkıyor, iş yapmak yerine sosyal medyada ergenlerle laf ebeliği yapıyor.

Sonra bir bakıyorsun ortadan kayboluyor.

Güya yatırımcının desteği ile bir başkan seçiliyor, kongrede bir sürü vaatte bulunuyor, sponsorlardan falan bahsediyor.

Ama haftalar geçiyor ortada aman aman bir şey yok.

İcraat olmayınca üyeler imza toplayıp yönetimi düşürüyor. Bu defa başkan sosyal medyada bir savaş başlatıyor.

Bu arada bir aday daha ortaya çıkıyor, önce "Bir takım yasal sorunlar yüzünde adaylıktan çekildim" diyor.

Sonra bir bakıyorsun imzacılarla beraber yönetime bayrak açıp, daha kongre olmadan gelip başkandan kulübün anahtarlarını alıyor.

O da yine sosyal medyada, geçmişte yapılan ya da yapılmayanları eleştiriyor.

Fakat bir bakıyorsun bu arkadaşın da ilk icraatı camiadan büyük tepkiler aldığı için birkaç ay önce gönderilen bir profesyoneli yeniden göreve getirmek oluyor.

Çok yakında yine bir genel kurul yapılacak, bakalım daha ne filmler izleyeceğiz.

Sonuç olarak artık kulüp içinde ne oluyorsa kesinlikle gizli kalmıyor.

Üstelik bilakis bu gizliliği koruması gerekenler tarafından ortalığa saçılıyor.

Durum böyle olunca da asırlık bir çınar göz göre göre dibe sürükleniyor.