Kör jilet

Abone Ol

Sahadaki futbol kalitesinden çok sürekli polemikleri ile gündem oluşturan Türk futbolu ne yazık ki, her geçen gün kan kaybetmeyi sürdürüyor.

"Türkiye Futbol Ülkesi" yalanına kapılmış gidiyoruz. Ancak kazın ayağının hiç de öyle olmadığının farkında bile değiliz.

Bu durumun başlıca 3 sorumlusu var.

Hakemler, futbolcular, teknik adamlar diye düşündüyseniz değil.

Çünkü onlar konu mankeni sadece.

İlki futbolu yönetenler ve o sistemin en başındaki kişi.

Düşünün, federasyon başkanı deyim yerindeyse 'canlı yayınla' FIFA hakemine düdük astırıyorsa artık dönüşü olmayan bir yola girmiş demektir.

Gelelim MHK Başkanı’na. Kendi kurulunun dahi yanında olduğunu zaten sanmıyorum da hakemlerinin bile zerre güvenmediğine eminim.

Nedenini sormaya gerek yok;

İcraatlarını (!) yazmak için pehlivan tefrikası hazırlanır.

İkincisi kulüpler ve onları yönetenler.

Bakın özellikle son 2 haftada oynanan neredeyse bütün maçlarla ilgili kulüplerden isyan sesleri yükseliyor.

Bazı yöneticiler var ki, evlere şenlik. 7 hafta geride kalmış Karagümrük başkanı, ilk hafta verilmeyen faulü anlatıyor hala.

Hele başka bir başkan var ki, iyice kayışları koparmış.

Arkadaş Samsun Başkanı, ancak anlaşılan Galatasaraylı ve ayrıca kendisinde ciddi bir Fenerbahçe fobisi var.

Takımı Gaziantep'le karşılaşıyor ama o daha oynanmamış olan Fenerbahçe maçı için komplo teorileri üretiyor.

Gerçi bir ikisi dışında diğerleri de zaten farklı değil.

Sac ayağını medyadaki futbol yorumcuları tamamlıyor.

Programların yüzde birinde bile 'futbol' yok, sadece 'polemik' var.

Sosyal medyadaki paylaşımlar zaten facia.

Gerçi bu programlara çıkanların teknik-taktik bilgisinin yok denecek kadar az olduğu o kadar belli ki..

Futbol konuşamadıkları için vakti ipe sapa gelmez konularla dolduruyorlar.

Durum böyle olunca bir dönem futbolla yatıp kalkan ülkede ne insanlar tribüne geliyor, ne de maçlar televizyonda reyting alıyor.

İsterseniz birkaç acı örnek vereyim.

Süper Lig'in 6. haftasında seyirci ortalaması 13.8 bin.

Dikkat edin Almanya 3. Ligi'nde bu rakam 11.5 bin.

Almanya 2. Ligi maçları ortalama 30.8 bin seyirciye oynanıyor.

Bundesliga'da ise bu rakam bizim 3 katımıza yakın; tam 41.2 bin.

Almanya'da statlarda doluluk oranı yüzde 97'lerde.

Bunlar maça gelenler.

Peki yayın gelirleri?

Bir dönem Süper Lig'in naklen yayın geliri 500 milyon doları bir hayli aşmıştı.

Bugün ise yukarıdakilerin hal ve gidişatı yüzünden 180 milyon dolara kadar düşmüş durumda.

Laf aramızda bana göre böyle bir lige bu rakam bile çok.

Ya başka ülkelerde durum nasıl?

İngiltere'de 1.83 milyar sterlin.

Almanya'da 1.1 milyar euro.

İspanya'da 995 milyon euro.

İtalya'da 928 milyon euro.

Fransa'da 520 milyon euro.

Her platformda 'marka değerini yükseltmeliyiz' deyip icraata gelince sürekli bunun tersini yapanlar yüzünden hızla iflasa sürüklenen futbolumuzun kurtuluşu için bir sihirli değnek olmadığı ortada.

Anlayacağınız kör jiletle kanata kanata traşa devam.