İzmir, tarihinin en ciddi kuraklık krizlerinden biriyle yüzleşirken, Meteoroloji'den gelen son veriler endişeleri daha da artırdı. İzmir Ticaret Borsası'nın (İTB) ekim ayı meclis toplantısına konuk olan Meteoroloji 2. Bölge Müdürü Musa Deveci, yaptığı çarpıcı sunumla İzmir'in "çok şiddetli kurak" bir dönemin içinde olduğunu ve kuraklığın had safhada olduğunu ilan etti. Deveci'nin en endişe verici açıklaması ise kasım ayına ilişkindi. Önümüzdeki 10 günlük periyotta hiç yağış beklenmediğini belirten Deveci, kasım ayı genelinde de yağışların mevsim normallerinin altında kalacağını söyledi. Bu uyarı, zaten dip seviyeleri gören barajlardaki suyun tükenme riskini ve kenti bekleyen susuzluk tehlikesini en üst seviyeye taşıdı.
Yağışlar yüzde 30 azaldı
Müdür Deveci, İzmir'in 2025 su yılı karnesinin ne denli zayıf olduğunu rakamlarla ortaya koydu. Kente düşen alansal yağışın, uzun yıllar ortalamasının yüzde 30 altında kaldığını belirten Deveci, özellikle kış ve ilkbahar aylarının son derece verimsiz geçtiğini vurguladı. Deveci, "İzmir, ocakta 134 kilogram, şubatta 100 kilogram, martta 74 kilogram yağış aldı. Bu rakamlar, beklenen ortalamaların oldukça altında. 2025 yılı boyunca İzmir'de sadece 78 gün yağış kaydedildi," diyerek tablonun vahametini gözler önüne serdi. Yağışların büyük oranda kentin kuzeyindeki Dikili ve Bergama'da toplandığı, metropol alanın ise adeta çöle döndüğü anlaşıldı.
Sıcaklık rekorları kuraklığı tetikledi
Yağışların azalmasındaki en önemli faktörlerden birinin, rekor seviyelere ulaşan sıcaklık artışları olduğunu belirten Musa Deveci, "İnanılmaz sıcaklık artışları var. Bu durum buharlaşmayı artırarak toprağın nemini ve barajlardaki suyu hızla tüketiyor," dedi. Türkiye genelindeki kuraklık haritasını da paylaşan Deveci, "Türkiye genelinde olağanüstü kuraklık var. İzmir, Aydın'ın belli kısımları ve Denizli civarı hafif kurakken, 'çok şiddetli kurak' kategorisinde yer alıyor. İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu ise olağanüstü kurak durumda," ifadelerini kullanarak sorunun sadece İzmir'e özgü olmadığını, ulusal bir afet boyutuna ulaştığını belirtti.
Gıda israfı ve iklimin kaderi
Toplantıda söz alan İTB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Bülent Uçak ise kuraklık ve su kıtlığının bir diğer yüzü olan gıda israfına dikkat çekti. Türkiye'de her yıl kişi başına 102 kilogram gıdanın çöpe atıldığını belirten Uçak, "Her gün yaklaşık 12 milyon ekmek çöpe atılıyor. 23 milyon ton gıda her yıl israf ediliyor. Bu tabloyu değiştirmek zorundayız. Bilinçli tüketim artık bir tercih değil, zorunluluktur," diyerek herkesi sorumluluk almaya davet etti.
İTB Meclis Başkanı Ömer Gökhan Tuncer de iklim değişikliğinin tarım üzerindeki yıkıcı etkilerine vurgu yaptı. Tuncer, "En sıcak yazları, en kurak mevsimleri yaşıyoruz. Bu enler, maalesef tarım sektörünü doğrudan etkiliyor. İklim, bizim için her şey demek, tarım ticaretinin kaderi demek," diyerek iklim krizinin ekonomik boyutuna dikkat çekti.
Umutlar kış yağmurlarında
Meteorolojiden gelen bu karamsar tablo sonrası, İzmir'in tüm umudu kış aylarında beklenen yağışlara kaldı. Ancak kasım ayının da kurak geçme ihtimali, İZSU'nun çok daha radikal su tasarrufu tedbirlerini ve uzun süreli kesintileri gündeme almasını kaçınılmaz kılabilir. Bu süreçte, her bir damla suyun değerini bilmek ve bireysel tasarrufu en üst düzeye çıkarmak, tüm İzmirliler için en acil görev haline gelmiş durumda.