KÜLTÜR SANAT

Necla öğretmenden 'Çivi ile Telin Aşkı' sergisi

İzmirli emekli sınıf öğretmeni Necla Karakaya (78), emeklilik hayatına unutulmaya yüz tutmuş filografi sanatıyla anlam kattı. Çivi ve telleri bir araya getirerek yarattığı yüzden fazla özgün eserle sayısız sergi açan Karakaya, son sergisi "Çivi ile Telin Aşkı" ile İzmir Cumhuriyet Eğitim Müzesi'nde sanatseverlerle buluşuyor. Karakaya, "Yeter ki sabır olsun, bir işi biri yapıyorsa herkes yapar," diyerek herkese ilham veriyor.

Abone Ol

Yarım asra yakın bir süre boyunca binlerce öğrencinin hayatına dokunduktan sonra emekliliğe ayrılan 78 yaşındaki sınıf öğretmeni Necla Karakaya, mesleğine duyduğu aşkı ve öğretme tutkusunu, bu kez bambaşka bir alana, unutulmaya yüz tutmuş bir el sanatına taşıdı. 13 yıl önce emekli olduktan sonraki arayışını, Orta Doğu'dan gelen ve sabır, emek ve güç isteyen filografi sanatıyla sonlandıran Karakaya, adeta çivi ve tele ruh üflüyor. Ahşap paneller üzerine çakılan yüzlerce çivinin arasından rengarenk telleri geçirerek ortaya çıkardığı birbirinden etkileyici eserlerle, bu kadim sanatı yeni nesillerle buluşturmayı kendisine misyon edindi.

Bugüne kadar 100'den fazla esere imza atan ve çok sayıda karma sergiye katılan Necla öğretmenin son kişisel sergisi "Çivi ile Telin Aşkı", İzmir Cumhuriyet Eğitim Müzesi'nde sanatseverlerin beğenisine sunuldu. Sergi, bir emekli öğretmenin bitmeyen enerjisinin ve sanat tutkusunun en güzel örneğini oluşturuyor.

Bir öğretmen olarak sanatı yaşatma misyonu

İzmir'de doğup büyüyen ve henüz ilkokul üçüncü sınıftayken öğretmen olmaya karar veren Necla Karakaya, mesleğini yıllarca büyük bir coşku ve sevgiyle yaptığını anlatıyor. Emekli olduktan sonraki boşluk hissini ve yeni arayışlarını dile getiren Karakaya, filografiyle tanışma hikayesini şöyle anlatıyor: "Emekli olduktan sonra hep bir arayış içindeydim. Filografi sanatını duydum. Bu sanatın kaybolmaya yüz tutmuş bir el sanatı olduğunu öğrenince bir öğretmen olarak, 'Bu güzel sanatı topluma tanıtmak için bir vesile olabilir miyim' diye düşündüm." Sanatın neden kaybolmaya yüz tuttuğunu merak ettiğini belirten Karakaya, "Çok sabır isteyen, el emeği ve güç isteyen bir sanat dalı. Malzemeleri de biraz pahalı olduğu için yarım bırakan çok olmuş," diyerek sanatın zorluklarına dikkat çekiyor. Ancak bu zorluklar onu yıldırmamış, aksine daha da kamçılamış.

Evini atölyeye çevirdi, özgün eserler üretiyor

Halk eğitim merkezinde aldığı kursla filografi sanatının inceliklerini öğrenen Necla Karakaya, evinin bir odasını atölyeye çevirerek kendini bu sanata adamış. "Çok malzeme ziyan ettiğim de oldu," diyerek öğrenme sürecindeki zorlukları samimiyetle paylaşan Karakaya, şimdiye kadar 100'den fazla eser ürettiğini söylüyor. Öğretmenliğe ilk başladığı yer olan Ödemiş'e bir vefa borcu olarak ilk kişisel sergisini orada açan Karakaya, eserleriyle ilgili aldığı olumlu tepkilerin kendisine cesaret verdiğini belirtiyor. "Hep yapılan şeylerin haricinde, daha özgün şeyler yapmak için arayış içindeyim," diyen Necla öğretmen, sanatındaki hedefinin taklitten öteye geçmek olduğunu vurguluyor. Kendisine "örnek oldun" diyenlere ise mütevazı bir cevap veriyor: "Bir işi biri yapıyorsa, istedikten sonra herkes yapar. Yeter ki sabır olsun."

İzmir Cumhuriyet Eğitim Müzesi Müdürü Erol Keklik ise Necla Karakaya'yı "kültürel canlı miras" olarak nitelendiriyor. Keklik, "Necla hanım, bu eşsiz, kaybolmaya yüz tutmuş sanatın yeni kuşaklarla tanışması ve daha çok kitleye ulaşması açısından müthiş bir görev üstlenmiş. Her biri bir gönül işi, gönüldeki ateşin dışa vurumu," diyerek serginin önemine dikkat çekiyor. "Çivi ile Telin Aşkı" sergisi, 31 Ekim'e kadar ziyaretçilerini ağırlamaya devam edecek.