''Neler oluyor bize, yine neler oluyor gülüm’’
Rahmetli İlhan Şeşen'in bir dönemler dillerden düşmeyen aşk şarkısıydı. Bugün bu dizeyi güzel ve yalnız ülkemiz için söylemekteyiz. Neler olduğunu anlamak mümkün değil. Her sabah yeni bir gündem, yeni bir şaşkınlık, yeni bir yeis.
Gündemi izlemekte zorlanıyoruz. Aslında gündem belli. Yaklaşık on yıldır değişmeyen gerçek bir gündemimiz var. Bitmeyen ekonomik kriz. Dünyada bu kadar uzun zaman ekonomik kriz yaşayan başka bir ülke var mı acaba?
Bakın Dünya Sefalet Endeksine; endeks ülkelerdeki işsizlik oranlarının yıllık enflasyon oranlarına eklenmesiyle hesaplanmakta. Ülkemiz yüksek işsizlik ve makyajlı enflasyon oranları hesaplandığında dünya beşincisi. Önümüzde Sudan, Arjantin, Suriye ve Yemen var. Bu ne demek? Halkın büyük bir bölümü açlık ve yoksulluk sınırının altında yaşamını sürdürüyor, çocuklar okula aç gidiyor, gece yatağa aç giren çocuklar var. İşçi, memur, emekli, esnaf, üretici perişan durumunda demek. DİSK araştırmasına göre asgari ücret açlık sınırının altında. Yoksulluk sınırı 90 bin liraya ulaşmış.
Peki bizi meşgul eden gündem ne ? Son haftaya bakmak yeterli; Alın işte daha önceki gün; CHP Kurultayının iptal davası. Ertelediler. Ne şiş yansın ne kebap... Dava Türkiye'nin birinci partisinin üzerinde Demoklesin Kılıcı gibi sallanıyor.
İstanbul İl Başkanlığı'na atanan kayyumun (il binasına polisle gitmem) dedikten 24 saat sonra 5 bin polisle, biber gazlarıyla, copla, kalkanla binaya girmesi...
Bu kadar mı? Cumhurbaşkanı Adayı İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun aylardır cezaevinde tutulması, anlamsız diploma iptali davası, avukatının cezaevinden savunma yapmaya zorlanması, İstanbul Şişli Belediye başkanı Resul Emrah Şahan'ın kent uzlaşısı davasından tahliyesi, hemen ardından başka bir dava sebebiyle tutuklanması, Bayrampaşa Belediye Başkanı Hasan Mutlu'nun 48 kişiyle birlikte gözaltına alınması, Beykoz Belediye Başkan Vekili Özlem Vural Gürzel'in CHP'den istifa ederek AKP'ye katılması...
Ve Gaziantep'te Şehit Kamil, Konya'da Seydişehir, Emirgazi belediye başkanlarının CHP oylarıyla seçildikleri belediyelerden topukluyarak AKP'ye geçmeleri. Daha neler neler; CHP belediyelerine yönelik operasyonlar durmaksızın sürmekte. İddialar çeşitli; baskı, tehdit, şantajdan, parlak vaatlere kadar uzanan iddialar zinciri var.
Ülkemizin gündemi bunlar mı olmalı? Butlan, kayyum ve ardı arkası kesilmeyen operasyonlarla yargı sopası, polis gücü ve medya ile CHP muhalefet yapamaz hale getirilmeye çalışılıyor. Diğer yandan gerçek sorunların konuşulması engelleniyor...Enflasyon, pahalılık, işsizlik, liyakatsizlik, barınma, sağlık, israf gibi gündemin ilk sıralarında yer alması gereken konular konuşulamıyor, çözüm üretilemiyor. Dış politikada BOP dayatması sürdürülürken Türkiye'nin Ortadoğu bataklığına sürüklenmesi gündemin dışına atılıyor.
Bu karanlık tablodan çıkış yolunun sandık olduğu artık herkes tarafından kabul ediliyor. Umut asla yitirilmemesi gereken bir duygu. Ozan Adnan Yücel ne kadar güzel anlatmış;
''Saraylar, saltanatlar çöker./Kan susar bir gün/Menekşeler de açılır üstümüzde/ Leylaklar da güler/Bugünlerden geriye/Bir yarına gidenler kalır/Bir der yarınlar adına direnenler.''