Onlar hep suçsuz...
İmralı Cezaevi'nin özel odası.
Bölücü örgütün başı ile,
Özel temsilci görüşüyor...
Konu “çözüm” süreci.
Anlaşılan çözülmeye göre,
Özerklik için çalışılacak.
Özellikle milliyetçi vatandaşların,
Tepkisini çekmemek için,
Düzenlemeler “muğlak” olacak.
Bu yöntem ile iktidar,
Tabanına özerklik olmadığını,
HDP ve PKK ise,
Özerkliğin çıktığını söyleyebilecekti.
Peki bu nasıl yapılacaktı?
Güneydoğu’da daha fazla ilin,
Büyükşehir yapılmasıyla...
Belediyelerin zaten çoğu,
HDP veya DBP’den olduğundan,
Hem özerkliğe yaklaşılmış,
Hem de örgüt güçlenmiş olacaktı...
Başka neler konuşuldu?
“İzleme Kurulu” adında mekanizma.
Böylece, hükümet ile PKK arasında,
Taslağa göre hareket etmeyen,
Tarafı uyaracak üçüncü bir göz olacaktı.
Bu görüşmede,
Üç önemli tarih belirlendi:
15 Şubat-15 Mart-15 Nisan.
15 Şubat’a kadar taslak konuşulacak,
15 Mart’ta yasalar çıkacak,
15 Nisan’da Öcalan konuşacak,
Sonra ne oldu dersiniz?
İmralı'daki bu görüşme,
Oslo'da devam ettirildi.
Hem de en üst düzeyden...
Al takke ver külah dönemi.
“Ben seni biliyorum...
Sen bomba yığıyorsun...
Sen valiye emir veriyorsun...
Operasyon yapılmayacak...”
İşte böyle örtüldü üzerimiz.
Çözüm adına çözülmeye,
Özgürlük adına bölünmeye,
Adım adım yaklaşarak...
Şimdi hepsine sünger çekip,
Alayı hain ilan edildi ya,
Hatta yetmeyip,
Bu ülkenin akademisyeni,
Askeri, polisi, gazetecisi,
Sanki bu bölünme sürecinde,
En büyük suçluymuş gibi,
Gerim gerim geriniyorlar...
Bu kadar şehit var ya,
Bu kadar eve ateş düşüyor,
Analar, ablalar, abiler ağlıyor ya,
Kim Aralık 2014'de İmralı'da,
Bölücü başıyla pazarlık yaptı ya,
Onlar suçsuz, masum,
Geri kalanının hepsi suçlu.
Oldu olacak Türkiye'yi,
Açık cezaevi yapın kurtulun.