GENEL

Sağlık personelinin hac sınavında kriz: Torpil ve baskı iddiaları

2026 Hac organizasyonunda görev almak isteyen sağlık personellerine yönelik yazılı sınavın adil ve şeffaf yapılmadığı iddiaları gündeme geldi. Birlik Sağlık Sen Genel Başkanı Ahmet Doğruyol, sınav sürecine ilişkin çok sayıda bilgi ve WhatsApp yazışmasının kendilerine ulaştığını söyledi.

Abone Ol

Diyanet İşleri Başkanlığı Hac ve Umre Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen 2026 yılı Hac organizasyonu sağlık personeli yazılı sınavı, şeffaflık ve liyakat tartışmalarıyla gündeme geldi. Türkiye’nin dört bir yanından Ankara’ya gelen sağlık çalışanları, Gazi Üniversitesi Ölçme ve Değerlendirme Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde sınava girerken, sınavın ardından torpil iddiaları kamuoyuna yansıdı.

Ebe, hemşire, sağlık memuru, acil tıp teknisyeni, paramedik, laboratuvar teknisyeni, diş teknisyeni ve hasta bakıcı branşlarından çok sayıda sağlık personelinin katıldığı sınav sonrası, adayların yer aldığı bir WhatsApp grubunda sınavın adil ve şeffaf olmadığı yönünde tartışmalar başladı. Tartışmaların ardından bazı sağlık çalışanlarının gruptan çıkarılması ve bir grup yöneticisinin, “Bunların hesabı sorulacak tek tek hepimize” ifadelerini kullanması tepkilere neden oldu.

Konuya ilişkin Son Mühür’e konuşan Birlik Sağlık Sen Genel Başkanı Ahmet Doğruyol, 30 Kasım’da yapılan sınavda şeffaflık sorunu yaşandığını öne sürdü. Doğruyol, şunları söyledi:

“Her yıl düzenlenen hac organizasyonuna görevli gidecek olan sağlık personellerinin seçimi ile ilgili ne yazık ki ‘şeffaflık’ hususunda her yıl sorun yaşanıyor. Hac görevine hangi sağlık personelinin hangi kritere göre gideceği belli değil. Ülkemizde 112 Acil Sağlık Hizmetlerinde binlerce ambulans şoförümüz var iken, ambulans şoförlerinin din görevlisi olması da, liyakatten ne kadar uzak olunduğunun bir göstergesi.”

Doğruyol, sınav sonrası yazışmalara da dikkat çekerek, “Hacca görevli gitmek isteyen sağlık personelinin kayıtlı olduğu WhatsApp grubunda, sınavın adaletli olup olmaması hususunda yazışmalar yapılmış. Bu yazışmalarda, ‘Suudi Arabistan’dan aniden gelen emir üzerine kurum ne yapsın’ gibi çelişkili ifadelerin yer alması, sınavın güvenilirliğine gölge düşürüyor” dedi.

Loading...

“Kriterler bilinmiyor”

Bazı sağlık çalışanlarının yıllardır başvuru yapmasına rağmen görevlendirilmediğini, buna karşın her yıl düzenli olarak hacca giden personeller bulunduğunu ileri süren Doğruyol, sürece ilişkin belirsizliğin kabul edilemez olduğunu söyledi.

“Hac görevlerinin tespiti ile ilgili bir komisyonun olduğundan bahsediliyor. Ancak komisyonun adayları seçme kriterlerinin ne olduğunu bilen yok. Bunlar şeffaf olarak adaylara ve kamuoyuna açıklanmalı” diyen Doğruyol, sınav sürecine itiraz eden adayların gruptan çıkarılmasını ve tehditkâr ifadeleri de eleştirdi.

“Sınavla ilgili bilgi almak isteyen bazı sağlık personelleri gruptan atılmış. Grup yöneticilerinin bazı adaylara, ‘Bunların da hesabı sorulacak tek tek hepimize’ gibi tehditkâr cümleler kullanmış olması kabul edilebilecek davranışlar değil” ifadelerini kullandı.

Doğruyol, sınavın yalnızca Ankara’da yapılmasının sağlık çalışanları açısından ekonomik bir yük oluşturduğunu da vurguladı:

“Ülkemizin her bir köşesindeki memurlarımızın sınav için Ankara’ya gitmesi, ekonomik olarak zor geçinen sağlık personellerimize ekstra bir külfet getiriyor. Tüm bu hususlarda Diyanet İşleri Başkanlığı Hac ve Umre Hizmetleri Genel Müdürlüğü ve Sağlık Bakanlığı yetkililerinden bir yanıt ve açıklama bekliyoruz.”